Açlık grevi sürecinde cezaevlerindeki uygulamaları gözlemlemek, raporlamak ve gerektiğinde yasal başvuruları yapmak için Diyarbakır Barosu Cezaevi Komisyonu, İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi Cezaevi Komisyonu, Özgür Hukukçular Derneği (ÖHD), Diyarbakır Tabip Odası ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ortaklığı ile geçtiğimiz günlerde, Açlık Grevlerini Takip ve İzleme Platformu kuruldu.
Platformda yer alan Avukat Gulan Çağın Kaleli, platformun çalışmalarını anlattı. Kaleli, geçmişteki deneyimler sonucu bütün kurumlarla hareket edebilmenin kolaylaştırıcılığı ve daha sağlıklı olabilmesi sebebiyle platformun hayata geçirildiğini belirtti. Beraber çalışmanın önemine vurgu yapan Kaleli, “Çok ciddi katkıları oldu. Açlık grevi dediğimiz sürecin hem hukuki boyutu hem tıbbi hem de siyasi boyutu var.
İnsan hakları alanında çalışan kurumların bu konulara özgü çalışmalarının olması sebebiyle süreci daha da kolaylaştırmak için bu platformun kurulması amaçlandı. Bu nedenle 7 Ocak’ta Diyarbakır’ın yerelinde platformun ilanını yaptık” diye konuştu. Açlık grevi süreçlerinin Leyla Güven ile başlayan bir süreç olduğuna dikkat çeken Kaleli, ardından diğer cezaevlerinde bulunan tutukluların da aynı taleple eyleme başladığını kaydetti. Kaleli “Avukatlar olarak birebir takip etme şansı buluyoruz. Elbetteki bu süreçte en büyük görev cezaevlerindeki sağlık personeline, hemşireye ve olmazsa olmaz hekimlere düşüyor.
Her gün sağlık durumlarının hangi aşamada olduğunun takip edilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı. Açlık grevi eylemlerine giren tutsaklara yönelik cezaevleri yönetimlerinin yaklaşımlarının farklılık gösterdiğini söyleyen Kaleli, şöyle devam etti: “Kimi cezaevlerinde açlık grevine giren tutsakların hücreye alındığı bilgisi geliyor veya bizim görüştüğümüz tutsaklardan duyuyoruz. Dolayısıyla açlık grevine giren tutsağın refakatçisi önemlidir. Çünkü kritik aşamaya gelindiğinde refakatçisi ile görüşürüz. Tutsağın yanında refakatçisinin olmaması ve ihtiyaçlarının yerine getirilmemesi riskli bir durumdur. Cezaevi idarelerinin mutlaka ama mutlaka görevlerini yerine getirmesi gerekir.” Platform olarak, eylem sürecini takip edeceklerini belirten Kaleli, tabip odalarına da danışıp sağlık sürecinin kontrolünü gözlemleyeceklerini söyledi.
Tutuklulardan duyarlılık çağrısı
Rize Kalkandere L Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan Mahsun Sağlam, ailesi aracığıyla hak ihlallerini paylaştı. Urfa 2 Nolu T Cezaevi’nden Kalkandere’ye sevk edilip cezaevi girişinde çıplak arama dayatmasını kabul etmeyen Orhan Can, Kemal Yiğit ve Murat Budabak’ın darp edildiğini aktaran Sağlam, “Açlık grevinde olan Kemal Yiğit hastaneye götürülüyor. Fakat kendisinden haber alamadık. 6 Ocak’tan bu yana; Mustafa Türkan, Veysel Güler, Murat Şimşek, Erdem Aktı, Özgür Eksik, Şiyar Kara, Orhan Şakar ve Hüseyin Yıldırım adlı arkadaşlarımız açlık grevindeler. Bizler kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulunuyoruz. Grev tecrit kalkana kadar sürecek” diye belirtti.
Bakanlık adım atmalı
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD), İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Tutuklu ve Hükümleri Aileleri İle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAYDER) ve Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılan (ÇHD) İzmir Şube üyesi avukatlar, 66 gündür açlık grevinde bulunan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in durumuna ilişkin ortak basın toplantısı düzenledi. Kurumlar adına açıklamayı yapan İHD Şube Başkanı Zafer İncin, Leyla Güven olmak üzere süresiz-dönüşümsüz açlık grevinde bulunan tutukluların sağlığının tehlikeye girmemesi için Adalet Bakanlığı’nın bir an önce tecridin kaldırılması yönünde adım atması çağrısında bulundu.
DİYARBAKIR