Paris Katliamı’nın aydınlatılması için Meclis araştırması talep eden HDP Milletvekili Beştaş’a, ‘MİT yetkilileri’ ifadeleri olduğu için ‘kaba’ bulunarak ret yanıtı verildi. Beştaş, ‘MİT bunu kabul etti. MİT demeyelim de ne diyelim’ diyerek tepki gösterdi
Üç Kürt kadın siyasetçinin katledilmesinin üzerinde 6 yıl geçti ancak suikastın aydınlatılması için Fransa ve Türkiye herhangi bir adım atmadığı gibi üstünü örtmek için yapılan tüm girişimleri de ret ediyor. HDP Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş, 9 Ocak 2013 tarihinde Kürt kadın siyasetçiler Sakine Cansız, Leyla Şaylemez ve Fidan Doğan’a yönelik suikastın aydınlatılması için Meclis Başkanlığı’na sunduğu araştırma önergesinin içinde “MİT yetkilileri” ifadelerinin bulunması “kaba ve yaralayıcı olduğu” gerekçesiyle iade edildi. Beştaş, önergede, katliamın MİT tarafından planlandığına dair kamuoyuna yansıyan MİT belgelerini ve o dönemde MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın belgelere ilişkin, “Bizim resmi kağıtlarımız kullanılmış… kurum içerisinde kurum teknolojisiyle üretilmiş belgeler var. Biz yapmadık. MİT’in içinde olan çeşitli kesimler yaptı” şeklindeki açıklamasıyla tetikçi Ömer Güney’in MİT yetkilileri ile ortaya çıkan ses kayıtlarına yer verdi.
13 başvuruya ret
Önergede yer alan, “…cinayetin MİT tarafından planlandığına dair açıklamalar mevcuttur”, “…MİT’in bunun dışında olduğunu inkar etmediği”, “… bir MİT yetkilisinin Paris’te meydana gelen cinayetlerin planlayıcısı olduğuna ilişkin açıklamalar söz konusudur” gibi ifadeler Meclis Başkanlığı tarafından İç Tüzüğün 67. maddesi gereğince “kaba ve yaralayıcı” olarak görüldü. Katliamın üzerinden geçen 6 yıllık süre içerisinde HDP, olayın aydınlatılması için bugüne kadar 7 Meclis araştırması ve 6 soru önergesi verdiklerini hatırlatan Beştaş, önergelerin işleme alındığını; ancak daha öncede önergede MİT yetkililerinden bahsetmesine rağmen ilk defa MİT yetkilileri ifadesinin “kaba ve yaralayıcı” olduğu gerekçesiyle iade edildiğini söyledi. Beştaş, “MİT yerine hangi kavramı kullanalım? MİT var. MİT’i başka türlü niteleyemem. MİT resmi bir kurumdur ve bu cinayetlerin kıyısından köşesinden değil, merkezinden bulaşmıştır. Bu yönde kendi açıklamaları var. Bu önergeyi bir hukukçu olarak nasıl yazılır diyemeyeceğim, çünkü böyle bir yöntem yok” diye konuştu. Suikastın özel bazı güçler tarafından yapıldığının ilan edildiğini söyleyen Beştaş, “Erdoğan o dönem Urfa konuşmasında bunu ilan etti. ‘Kimin yaptığını biliyoruz’ diyerek. Bu katliamın aydınlatılması konusunda ne Fransa ne de Türkiye irade göstermedi. Bu davayı kapatmak istediler. Ömer Güney’in MİT’le ilişkisi ispatlanmıştır. MİT’te üretilen belgeleri bütün kamuoyu gördü. MİT bunu kabul etti. Hakan Fidan bunu kabul etti” dedi. Mücadeleyi sürdüreceklerini belirten Beştaş, “Katliamın sorumlularının açığa çıkmasını engellemeye çalışıyorlar. Ama bunun peşini bırakmayacağız” dedi.
Haksızlığa hiç tahammül etmedi
Paris Katliamı’nda yaşamını yitirenlerde biri de Leyla Şaylemez (Ronahî). 25 yaşındaki Şaylemez’i ailesi anlattı. Yeni Özgür Politika’ya konuşan Anne Şifa Şaylemez, “İnatçı ve kararlıydı. Haksızlığa tahammül etmezdi. Başarısızlığı kabul etmezdi, önüne koyduğu şeyi mutlaka başarırdı” diye anlatıyor. Anne Şaylemez, “Leyla daha o zamanlar bile oldukça güçlü olan, sorumluluk alan mücadeleci biriydi. Mesela o dönemde bile kız çocuklarına konulan bazı yasakları o kabul etmiyor ve erkek çocuklarının yaptıkları her şeyi kendisi yapıyor, erkeklerin ayrıcalıklı büyütülmesini eleştiriyordu” diyor. Anne Şaylemez, “Leyla benim elim ayağımdı. Kardeşlerini hatta torunlarımı bile o büyüttü. Bir gün bile ah demedi, bunu yapamam demedi. O benim sadece kızım değil, arkadaşım, yoldaşım, her şeyimdi” diye kaydediyor. Amcasının eşi Nursel Şaylemez ise şaylemez’in ele avuca sığmayan, kıpır kıpır ve hırçın bir yapısı olduğunu söylüyor. Nursel Şaylemez “Leyla’nın en büyük özleminin Diyarbakır’ı görmek ve Diyarbakır Newrozu’na katılmak” olduğunu anlatıyor. Cinayetin aydınlatılmasını isteyen yenge Şaylemez, sorumluluğu olanların en ağır ceza ile cezalandırılmaları gerektiğini belirtiyor.
ANKARA/MA