Paris Katliamı’nın 6. yıldönümünde farklı ülkelerden kadın örgütleri, devletlerin kadın mücadelesini ciddi tehdit olarak gördüğünü söyledi. Ortak vurgu ise ‘Özgür olana kadar yürümeliyiz’ oldu
Paris’te 9 Ocak 2013 tarihinde, üç Kürt kadın siyasetçi Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in katledilmesi, Kürt tarihine “kara gün” olarak geçti. Kürt kadınları, aradan geçen 6 yıla rağmen üzeri kapatılmaya çalışılan katliamın ne faillerinin ne de sorumlularının peşini bıraktı. Dünya kadın örgütleri, Paris Katliamı’nın 6. yıldönümü dolayısıyla Newaya Jin’e değerlendirmelerde bulundu.
‘Başarısız oldular’
Kolombiya Halkların Kongresi, Paris Katliamı’yla ilgili şunları söyledi: “Paris Katliamı’nın hedefi; halkların uluslararası diplomasisini istikrarsızlaştırmak ve Kürt Hareketi’ni tecrit etmek ve korkutmak amaçlıydı. Bunda başarısız olduklarını söyleyebiliriz. Öte yandan kadın mücadelesi tüm dünyada çoğalarak büyümekte. Her yerde güçlü kadın örgütleri oluşturabilmek için önümüzde daha çok zorluk durmakta ama bizler yolumuzda ilerliyoruz.” Güney Amerikalı Halklar Yürüyüşte örgütü de, “Sakine Cansız’ın da aralarında bulunduğu 3 Kürt kadınının hedef alındığı cinayet, devletlerin kendi baskı tarihine ciddi tehdit olarak gördüklerine karşı işlediği binlerce suçtan biridir” diyerek şöyle devam etti: “Her alanda ataerkiye direnmek ve onu alt etmek zorundayız. Bu bakış çerçevesinde, ne teori pratikten ne de direniş devrimci sosyal dönüşümden ayrılabilir.”
‘Dayanışmayla yenebiliriz’
Filipin’deki Gabrialla isimli oluşum, 9 Ocak Katliamı’nın kınanması ve cezalandırılması gereken bir olay olduğunu vurgulayarak, şöyle dedi: “Katliam bizlere baskıcı ve despot rejimlerin, can havliyle ölümü ve yıkımı her zaman bir araç olarak kullandığını gösterdi. Güçlü düşmanı dayanışmamızla yenebiliriz. Bu düşman hala farkında değildir ki, her düşen kadınla yüzlercesi ayaklanmaktadır.” Dünya Kadın Yürüyüşü & Kürtajı Kadın İsterse Olur Platformu da, “Bizim için önemli olan, 3 Kürt kadınının liderlik parıltıları, analiz kabiliyetleri ve olağanüstü eylemleriyle devrimci kavganın temsilcileri olmalarıydı” diyerek, şu ifadelerde bulundu: “Bu kadın arkadaşların kurmak istediği adalet, eşitlik ve dayanışma dünyası, kendisini yasa üstü görenler için dayanılmaz bir durumdu. Kadınlar olarak bütün dünyada kavgamızı sürdürmek zorundayız. Bütün kadınlar özgür olana kadar yürümeliyiz.”
‘Kadınların kavgası örnek’
Magazine Feminist Dergisi, “IŞİD’e karşı mücadelede en ön cephede olan Kürt kadınlarının kavgası örnektir. İktidarın tahammül edemediği kadın ve erkek eşitliği, Kürt halkı için birinci derecede kaygı duyulan bir meseledir. Tüm dünya kadınları, ortak mücadeleyi sürdürmek için bir araya gelmeli ve örgütlenmeli” dedi. Almanya’da bulunan Feminist Parti ise, “Bir yandan bu kadınların güç ve siyasi etkilerini kırmak, öte yandan ise tüm kadınlara göz dağı vererek onları mücadeleden uzaklaştırmayı hedeflediler. Ancak buna rağmen kadın mücadelesini durduramadılar. Bu yüzyıldaki kadın mücadelesinin etkisini engelleyemezler” dedi.
‘Acılarımız bir’
Lübnan’daki Yana El Samirani Siyasi Büro da, katliamın tüm Kürt halkı ve özelde de kadına yönelik yapılmış olduğunu belirterek, “Kürt kadın hareketine karşı gelişen bu saldırıyı kabul etmiyor ve esefle kınıyoruz. Tüm kadın hareketleri el ele verip, özgür gelecek için ataerkil ve kapitalist sisteme karşı mücadelemizi yükseltelim. Kadınların acıları birdir, mücadeleyi ileriye taşımak önemlidir” ifadesinde bulundu. Irak Kadın Kurumu da katliama dair şu ifadeleri kullandı: “Bu 3 aktivist ve mücadeleci kadın, önemli eserlere sahiplerdi. Bu cinayetin aydınlanması ve katillerin yargılanması için on binlerce Kürt eylemci ayağa kalkmasına rağmen Fransa Hükümeti bugüne kadar hala sessizliğini korumakta. Kimi ve neyi koruyorlar? Gerçekler karanlıkta bırakılmak isteniyor.”
KADIN SERVİSİ