DTK Eş Başkanı Leyla Güven’in başlattığı açlık grevine ses vermek gerektiğini belirten şair, fotoğraf sanatçısı Mehmet Özer, “Leyla Güven en temel insan hakkını savunup, tecride karşı kendini açlığa yatırmış durumda” dedi. Şair Mahmut Temizyürek de, Güven’in çok büyük bir mücadele verdiğini söylerken, HDP Adana Milletvekili Hatimoğulları da ”Leyla Güven haklıdır tecrit kalkmalı” ifadesini kullandı.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle başlattığı açlık grevi 60’ıncı gününde. Güven’in başlattığı açlık grevi Türkiye cezaevlerine yayılmaya devam ediyor. Güven’in talebinin yerine getirilmesi için bir çağrı da Ankara’da geldi.
Ankara’da fotoğraf sanatçısı ve şair Mehmet Özer, Güven’in sesine yanıt olma çağrısında bulundu. Özer, “Ne büyük acıdır ki insan sözünü toplumun büyük kesimine ulaştırabilmek için bedenini açlığa yatırır ve kendini aslında ölüme yatırarak, görünür kılmak ister. Ne büyük acıdır ki bu çığlığa sessiz kalınır. Bugün Leyla Güven’in sesine ses olmak gerekir” dedi.
‘En temel insan hakkını savnuyor’
Herkesin yaşam hakkının kutsal olduğunu söyleyen Özer, “Leyla Güven en temel insan hakkını savunup, tecride karşı bedensel ve ruhsal bütünlüğü savunmak için kendini açlığa yatırmış durumda” diye belirtti. Tecridin yeni bir uygulama olmadığını 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi ile birlikte cezaevlerinde uygulandığını dile getiren Özer, şöyle devam etti: “Tecridin amacı toplumsal itiraz dilini ortadan kaldırmak ve muhalefeti sindirmektir. Sessizleştirerek, yok sayarak iktidar kendi siyasal süreçlerinin meşrutiyetini kanıtlamak istemektedir ve buna karşı bugün büyük bir itiraz vardır. İtirazda insanların bedenini ölüme yatırmasıdır.”
‘Çok büyük mücadele veriyor’
Şair Mahmut Temizyürek de, tecridin bir kör düğüm haline geldiğini belirterek, şunları söyledi: “Devletin inatlaşması bu ülkeyi uçuruma doğru sürüklüyor. Biran önce bu baskıların kalkması ve siyasi mahkumların serbest bırakılması gerekiyor. Bunun içerisinde tecrit de var. Leyla Güven çok büyük bir mücadele veriyor.”
‘Türkiye kendi hukukunu çiğniyor’
İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şube Eşbaşkanı Fatin Kanat ise Leyla Güven’in halkın oylarıyla seçilmiş bir milletvekili olduğu hatırlatmasında bulunarak, tecridin Birleşmiş Milletler (BM), Helsinki Sözleşmelerine taraf olan Türkiye Cumhuriyeti için kendi hukukunu çiğneme anlamına geldiğine dikkat çekti. Kanat, yaşananların ise Kürt sorununda yeniden barışçıl çözüm yerine çatışmalı eski politikaların dayatılmasından kaynaklandığını vurguladı. “Kürt sorununun silahla, savaş yoluyla çözülemeyeceği tam aksine var olan sorunları derinleştireceği ve içinden çıkılmayacak hale getirdiği bir dönemden geçiyoruz” diyen Kanat, “Umarım Leyla Güven’in başlattığı bu açlık grevi yeniden demokratik kanalları açar. Ölümlere dönüşmeden daha acı sonuçlar yaşanmadan bir yol kanal açılır ve çözüm yolu tekrar gündeme gelir” diye belirtti.
‘Direnişe ses verilmeli’
Güven’in başlattığı açlık grevinin var olan çözümsüzlüğü ortadan kaldırmaya yönelik olduğunu dile getiren Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Ankara İl Eş Sözcüsü Fatma Kılıçarslan, “Barış sürecinde bir yaşam için yapılan bu eylemin talepleri etrafında kenetlenmek gerekir. Güven’in taleplerine kadınların ses olması gerekiyor. Cezaevlerinde yükselen bu direnişe ses vermek gerekiyor. Ölümlerin yaşanmasını istemiyoruz ve bu noktada devletin çözüm üretmesi gerekiyor” ifadelerinde bulundu.
‘Tecrit insanlığa karşı’
İmralı’da uygulanan tecridin insanlığa karşı uygulandığını vurgulayan HDP Ankara İl Yöneticisi Abdurrahman Ayhan, bu tecridin kalkmasıyla birlikte halklar arasında yaratılmaya çalışılan düşmanlığın son bulması anlamını taşıdığını ifade etti. 2015 yılından bu yana bu Öcalan’ın başlattığı sürecin heba edildiğine işaret eden Ayhan, şunları ekledi: “Demokratik müzakere ve onurlu bir yaşam için Sayın Öcalan’ın çabaları bertaraf edildi. Savaş psikolojisine dönüştürüldü. Toplum kendini ifade edemiyor, düşüncelerini açıklayamıyor, toplumsal muhalefet üzerinde ağırlaştırılmış bir tecrit var. Leyla Güven bu tecridin farkında olarak, 12 Eylül zindanlarında ‘Ben yaşamı uğruna ölecek kadar sevenlerin yoldaşıyım’ dedi. Bu mesaj toplumda bir duyarlılık sağladı. Güven, Sayın Öcalan ile görüşme sağlanmadan tecrit kaldırılmadan bu eyleme son vermeyecektir. Bu eylemi bilince çıkarmıştır. Duyarlı, vicdanlı tüm kesimlerin buna ses vermesi gerekiyor.”
‘Güven haklıdır tecrit kalkmalı’
Güven’in mücadelesini selamladığını belirten HDP Adana Milletvekili Hatimoğulları da “Leyla Güven haklıdır. Tecrit kalkmalıdır, diyoruz. Leyla Güven arkadaşımız bir milletvekili olarak bedenini açlığa yatırıyor. Meclis’in bir milletvekili olarak arkadaşımızın yeri cezaevi değil, Meclis’tir. Leyla Güven’in talepleri karşılanabilecek taleplerdir. Bir an önce talepleri kabul edilsin” dedi.
Kaynak: MA