Dünyada artan nüfus ve iklim değişikliği nedeniyle yeraltı su kaynaklarının gittikçe azalması, yaşanacak olan su kıtlığının en büyük sebepleri arasında gösteriliyor. Bu anlamda 2030 yılında su sıkıntısı çekmesi beklenen ülkeler arasında Türkiye de bulunuyor. Türkiye’de son 20 yılda kişi başına düşen su miktarının bin 700 metreküplerden, bin 400 metreküplere gerilediğini, ortalama yüzde 18 oranında azaldığını belirten İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meriç Albay, 2030 yılında kişi başına düşen su miktarının bin metreküplerin altına ineceğini ifade etti.
Tatlı su alarm veriyor
İklimsel nedenlerle birçok dere ve gölde suyun tükendiğini belirten Prof. Dr. Meriç Albay, “121 milyar metreküp civarında bir suyumuz var. Su hacmimiz, kullanılabilir su miktarımız belli. İklimsel nedenlerle birçok dere ve gölümüz suyla tanışamıyor. Türkiye’de göllerimiz, derelerimiz akmamaya başladı. Burdur, Kızılırmak, Akarçay Havzası’nda hatta Afyon Bölgesi’nde şu anda birçok göl ya kurudu ya da kurumak üzere. Derelerimiz akmıyor ya da bir şekilde sadece mevsimsel akar duruma geldi ve tehlike çok büyük” dedi. Büyük Menderes ve Gediz Nehri’nin çok kirli aktığı belirten Albay, “Bunlar var olan ama bizim kullanamadığımız su kaynakları. Ergene Çayı’nı şu anda hiçbir şekilde kullanamıyoruz. Arabanızı yıkarken bile tereddüt etmeniz gereken sular bunlar. Yarışlı Gölü, Eber Gölü artık can çekişiyor. Acı Göl’de hiç su kalmamış.
En çok Türkiye etkilenecek
Ülke olarak nüfus planlamasını iyi yapıp daha doğru bir şekilde insanların kendi şehirlerinde kalmasının sağlanması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Meriç Albay, “Metropoller yaratırsak havzalar yetmeyebilir. İklimsel nedenler ülkemizin baş belası. Bu durum gelecek yıllarda bizi daha da sıkıştıracak. İklim değişikliğinden en çok ülkemiz etkilenecek. Havadaki değişim sularda da ortaya çıkacak. Bu da hayatın durması demek. Büyükşehirlerde havzalar arası zaman zaman su taşınma durumu oluyor. Her akarsuyun kendi havzasında akma özgürlüğü var” dedi.
EKOLOJİ SERVİSİ