JES’lere karşı 3 ayı aşkın süredir direnen Kızılcaköylü kadınlar dayanışmayı büyütmek istiyorlar. Bir araya gelen kadınlar ürettikleri ürünlerin satılabilmesini sağlamak amacıyla bir dernek kuracaklarını duyurdular
Melike Aydın-İzmir/Jinnews
Aydın’ın İncirliova ilçesine bağlı Kızılcaköy’de Gürmat Şirketi’nin kurmak istediği Jeotermal Enerji Santrali (JES) projesinin inşasına karşı kadınların direnişi devam ediyor. Kızılcaköylü kadınlar, 3 ayı aşkın süredir direniş çadırında JES nöbeti tutuyor. Son olarak 5 Aralık’ta şirketin emlakçı vasıtasıyla satın aldığı bir arazi üzerinde çitleme çalışmalarını gören köy sakinleri, jandarma eşliğinde gelen şirket görevlilerine direnerek izin vermemişti. Gündüz işleri bittikten sonra akşam saatlerinde çadıra gelen kadınlar, sobayı yakıp çay demleyerek çadırdaki bekleyişini sürdürüyor. Şirket çalışmalara kalkışır diye sürekli alanı kontrol eden kadınlar, gerekirse iş makinelerinin önüne yatacaklarını vurguluyor.
‘Sera vaadiyle geldiler’
Direnişçilerden Melahat Yavuz, daha önce JES’e ilişkin bilgi sahibi olmadıklarını belirterek, “Bunları bilmiyorduk, bize ‘sıcak su gelecek’ diye söylendi. Ancak uyandı millet. Yine de bilmeyen var. ‘Sera olacak muz yetiştirilecek’ dendi. JES’in ömrü kısa o gidecek kokusu akışkanları, zehri bize kalacak. Akşam evde oturup televizyon izlemiyoruz. Hemen kolay bir şeyler pişirip buraya geliyoruz. Havadaki zehirli şeyler inince meyve kuruyor. Bu sene bir silkimde bitti zeytinler. İki inekle bir yoncalıkla geçim sağlardık önceden şimdi ise yiyecek içeceğimizi zor çıkarıyoruz” diyor.
‘Kimsenin yola ihtiyacı yok’
İktidarın yaşam standartlarını düzeltmek yerine zengini daha zengin yapmak için halk sağlığını tehlikeye attığını ifade eden Aysel Güngör, “Aydın için ‘jeotermal büyük gelir kaynağı’ dediler. Biz bir şey kazanmadık. Vatandaş sürekli vergi veriyor. Kimsenin kanala da yola da ihtiyacı yok. Eğitime ihtiyacı var ama o da paralı. 49 yıllığına kiralıyorlar sonra kalan enkazla çocuklar ne yapacak? Kendi çocukları İspanya’da geziyorlar. Bizim çocuklarımızın buradan başka gidecek yeri yok ki” diye ekliyor.
‘Parmak sallanıyor’
Devletin büyük şirketleri destekleyerek köy yaşamını yok ettiğinin altını çizen Leyla da, şöyle diyor: “Silah şirketlerinin de JES’lerin de ortaklarını hep biliyoruz. Ama söyleyemeyiz. Sürekli bir parmak sallanıp duruyor tepende. Dayak da yedik gaz da… O gazı bedavaya mı sıkıyorlar? Devletin görevi halkı korumak JES’ciyi değil. Burası çiftlik değil yaşam alanı. İzin vermeyeceğiz.”
‘Kadın derneği kurulacak’
Kadınların birleşerek ürünlerini satacakları ve birlikteliklerini koruyabilecekleri bir dernek kuracaklarını söyleyen Fatma Orbay, “Direniş çadırı sosyalleşmemizi sağladı. Bu dayanışmayı devam ettireceğiz. Mahalleli, birbirini ve bilmediği yönleri öğrendi” diyor.