Samsun Bafra T Tipi Kapalı Cezaevi’nden Diyarbakır’a sevk edilen Hamdullah Aydemir, bir gece tutulduğu Elazığ Cezaevinde sistematik işkenceye maruz kaldığını bildirirken, Kayseri Cezaeevindeki hasta tutuklular da tedavi edilmediklerini bildirdi.
Van’ın Erciş ilçesinde 2015 yılında tutuklanan Hamdullah Aydemir adlı tutuklu 20 Aralık 2018’de Samsun Bafra T Tipi Kapalı Cezaevi’nden Diyarbakır 1 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’ne sevk edildi. Cezaevine sevk sırasında Elazığ’daki cezaevinde bir gece tutulduğunu belirten Aydemir, burada sabaha kadar sistematik işkenceye maruz kaldığını aktardı.
Haber verilmeden sevk
Kardeşinin sevk edildiği hafta kendilerini aramamasından ötürü cezaevi yönetimiyle iletişime geçtiklerini ve avukatı aracılığıyla kardeşinin 4 gün sonra Diyarbakır 1 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’ne sevk edildiğini öğrendiğini belirten ağabeyi Mehmet Aydemir, 28 Aralık’ta yaptığı görüşmede kardeşinin işkenceye uğradığını söylediğini aktardı. Hamdullah Aydemir ile görüşen ağabeyi Mehmet Aydemir, kardeşinin Samsun’da sabah saatlerinde gardiyanlar tarafından revire götürülmek üzere bulunduğu odadan çıkarıldığını ve revire gittikten sonra sevkinin çıktığını söyleyerek, Diyarbakır’a gönderileceğinin haber verildiğini anlattı. Aydemir, kardeşinin görüşte kendisine şunları söylediğini kaydetti: “Elbiselerimi ve eşyalarımı bile almama müsaade etmeden kendileri eşyalarımı getirip beni Diyarbakır’a gönderiler. Diyarbakır’a gitmek için yol üzerinde geceyi geçirmek için Elazığ’da bir cezaevine geldiklerini söyledi.”
Çıplak arama dayatması ve darp
Kardeşinin Elazığ’da “Burada bana ne mezunu olduğumu sordular. Ben okuma yazmam olmadığını söyledim. Benim elime bir sepet verdiler iki dakika için komple soyun dediler. Ben soyunmayınca çıplak aramaya karşı çıkınca dayatmaya başladılar. Ve bana ‘Sizin gibi adamlara ekmek vermemek lazım, sizin kafanıza sıkıp çöpe atmak lazım’ diyerek arkamdan küfür ettikten sonra bana saldırıp dövdüler. Daha sonra kameranın olmadığı bir odaya sürükleyerek götürdüler ve hepsi bir anda üzerime çullandı. Beni sabaha kadar sistematik bir şekilde dövdüler. Bu darp sonucu başımda ve kaburgalarımda ciddi ağrılar olduğu için her on dakikada bir gelerek bana ‘Merak etme sana bir şey olmaz sen ve senin gibiler kolay kolay ölmez’ diyerek giydirdiler. Burasının hangi cezaevi olduğunu sorduğumda burası 2 No’lu T Tipi Elazığ Cezaevi diyerek gülüyorlardı. Oysa ben 1 No’lu T Tipi Cezaevi’nin olduğunu biliyordum” diye yaşananları aktardığını söyledi.
Doktor işkenceyi görmezden geldi
Darp raporu için hastane yerine cezaevindeki revire götürüldüğünü de aktaran Aydemir, burada yaşananları ise şöyle aktardı: “Revir doktoruna bana yaptıklarını anlattım, nefes alamadığımı ve vücudumu düzeltemediğimi anlatırken, doktor ‘Belki de sen kendini duvarlara vurmuşsundur’ dedi. Ben de ‘Eğer kendimi duvara vursaydım yüzümde yırtıklar olurdu morlaşma olmazdı’ dedim. O da bana ‘Senin yaşın kadar doktorluk yaptım, sen sus ben ne yaptığımı biliyorum’ dedi. Darp raporumda ‘sadece biraz hırpalandığımı’ yazdı. Ardından beni emniyete götürdüler orada da ifade verdim. Diğer gün sabah Diyarbakır Cezaevine gelince oradaki revire gittim, revir doktoru bana darp raporu verdi ve ben de suç duyurusunda bulanarak davacı oldum.”
Savaşlarda dahi esir alınan insanlara işkence yapılmadığını hatırlatan ağabey Aydemir, kardeşine yapılanları kabul etmediğini dile getirdi. Kardeşine işkence yapan gardiyanlar hakkında aile avukatları aracılığı suç duyurunda bulunacaklarını ifade eden Aydemir, bu davanın peşinin bırakmayacaklarını söyledi.
Kayseri’deki tutuklular: Hastalar ölüme terk ediliyor
Ceza içinde ceza yaşadıklarını aktaran Kayseri Bünyan 2 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan tutuklular, hasta tutukluların tedavi edilmediğini belirterek, “İnsanlar ölüme terk ediliyor. Biz tutsaklar olarak tüm kesimlere duyarlılık çağrısında bulunuyoruz” dedi.
Kayseri Bünyan 2 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan tutuklular gönderdikleri mektup ile cezaevinde maruz kaldıkları hak ihlallerini kamuoyuyla paylaştı. Tüm sosyal etkinlik haklarının ellerinden alındığını kaydeden tutuklular, havalandırmaların üzerlerinin tellerle örülüp, koğuşlara kamera yerleştirildiğini ve tüm yaşam alanlarının izlendiğine yer verdi.
Psikolojik ve fiziksel şiddet
Psikolojik işkencenin yanında gardiyanların sözlü ve fiziki işkencesine maruz kaldıklarını aktaran tutuklular, hasta tutukluların tedavi edilmediğini, hastaneye sevklerin ise 4 ila 5 ay sürdüğünü ve hasta tutuklulara muayene sırasında kelepçe dayatıldığını kaydetti. Cezaevi içerisinde iç postanın olmadığını ve mektuplarının ise keyfi olarak gönderilmediğini anlatan tutuklular, arama adı altında koğuşlarının aranıp eşyalarının dağıtıldığını ve keyfi disiplin cezalarının verdiğini dile getirdi.
Yasak çıplak arama dayatması
Sorunlar karşısında cezaevi idaresiyle görüşemediklerini ve sorunlarının çözülmediğini belirten tutuklular, cezaevinde hiçbir şekilde tutukluların rehabilite edilmesi için kurs ve atölyelerin (saz, bilgisayar gibi) olmadığını aktardı. Tutuklular, radyolara yasak getirildiğini, gazetemizin bazen kendilerine verilmediğini ve TV kanallarının izlenmesinin cezaevinin keyfiyetine kaldığının altını çizdi. Görüşme sürelerinin 45 dakika olduğunu söyleyen tutuklular, cezaevi girişinde tutukluların çıplak arama dayatmasına maruz kaldığını sözlerine ekledi.
Hasta tutsaklar tedavi edilmiyor
Bafra Cezaevi’nden sevkle gelen tutukluların cezaevi girişinde çıplak arama dayatmasını kabul etmediği için işkence gördüğünü aktaran tutuklular, son olarak şu sözlerle duyarlılık çağrısında bulundu: “Arkadaşımız elbiseleri yırtılıp, darp ediliyor. Biz buna işkence deyince ağır disiplin cezaları veriliyor. Cezaevinde Hanifi Eser adlı arkadaşımız ağır hastadır. En son böbreklerinden rahatsız olunca çok acil hastaneye kaldırılmasını istedik. Ama idare, arkadaşımızı günlerce bekletti. Eğer idareyi zorlamaya devam etmeseydik arkadaşımız hayatını kaybedebilirdi. Artık kan atıyordu. Bu gibi onlarca sıkıntı yaşıyoruz. Ama insani ve vicdani olarak sesimize ses verecek hiç bir kurum veya Bakanlık yok. Bedrettin Hasar adlı arkadaşımızın belinde parça var. Onu çok zorluyor. Revire gidip acil sevk yazdırdı. Ama talebine 4 ila 5 ay sonra cevap verildi. İnsanlar ölüme terk ediliyor. Biz tutsaklar olarak tüm kesimlere duyarlılık çağrısında bulunuyoruz.”
HABER MERKEZİ