İçişleri Bakanlığı, Viranşehir Belediyesi’ne atadığı kayyumun başarılarını denetlemek için özel görevlendirdiği müfettişlerinin şokunu yaşadı. İhalelerdeki usulsüzlüğü tespit edilen kayyum’un tüm kamu imkanlarına rağmen başarısız olduğu belgelendi
Erdoğan Alayumat / MA
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yönetimindeki Urfa’nın Viranşehir İlçe Belediyesi’nde “örgütle olan ilişkinin tespit edilmesi, örgüte finans sağladığına dair kanıt bulunması” için özel görevlendirilen müfettişler, herhangi bir kanıta ulaşamazken, tüm kamu kurum ve kuruluşlarının olanaklarını arkasına alan kayyumun fiyaskosunu kaydetti. 9 Ocak 2017’de belediyeye atanan kayyumun icraatlarını da denetleyen İçişleri Bakanlığı müfettişleri, başarısızlığı raporladı.
Bakanlığın görevlendirdiği Mülkiye Başmüfettişi İbrahim Kapaklıkaya ve Mahalli İdareler Baş kontrolörü Nihat Özfidan’ın 28 Temmuz- 01 Ağustos 2017 tarihleri arasında yaptığı özel teftişte, “Daha önceki dönemde bir siyasi partiye mensup belediye başkanının belediyeyi yönettiği şimdi ise devletim tüm imkanlarıyla ve memurlarıyla belediyenin yönetildiği, bu nedenle tüm sorunların çözülmesi gerektiği beklentisi olduğu, ancak bu beklentinin karşılanmadığı ve kamuoyunda eski dönemle yeni dönem arasında belirgin bir fark görülmediği” tespiti yapıldı.
Teftişin amacı
Yapılan teftişin Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) döneminde belediyenin örgütle olan ilişkisinin tespit edilmesi, örgüte finans sağlandığına dair kanıt bulunması ve kayyum belediyesinin başarı oranının ne olduğu amaçlanırken, raporda şu ifadelere yer verildi: “Viranşehir Belediyesi Başkan Vekilinin (Kayyum) göreve başladığı tarihten itibaren, yetkilerinin kullanım durumu, personelin güvenlik tahkikatlarının yapılma durumu, terör örgütüne destek niteliğinde davranışları tespit edilen personel hakkında yapılan işlemler, planlanan yatırım ve hizmetler ile bunların gerçekleşme durumu, kaynakların kullanımındaki başarı durumu, Belediye Başkan vekilinin başarı durumu ve bunu etkileyen hususlar, destek sağlama taahhüdünde bulunan belediyeler ve kuruluşların taahhütleri yerine getirme durumu, görevlendirme yapılan belediye başkan vekillerinin halkla ilişkilerinde başarı durumu, vatandaşlarımızın yaklaşımı ve memnuniyet durumu ve genel değerlendirme bu teftişin konusunu oluşturmaktadır.”
Seçilmişlik ve liyakat askıda
DBP’li belediye döneminde 2015 yılında yapılan denetlemelere de raporda yer verilirken, bu denetlemelerde olumsuz bir durumun tespit edilemediği hatırlatılıyor. Belediyeye kayyum atandıktan sonra AKP’li meclis üyeleri dışında DBP’li meclis üyelerinin tümünün meclis üyeliklerinin askıya alındığı, dışarıdan atama yolu ile meclis üyelilerinin doldurulduğu belirtilirken, Belediye Mal İşleri Müdürlüğüne Kamu Hastaneleri Kurumu’ndan Arslan Çiftçi ile İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nden Lise Müdürü İbrahim Çoban’ın Kültür ve Sosyal İşler Müdürü olarak belediye ye atandığı belirtiliyor. Dışardan belediyeye yapılan atamaların yetersiz bulunduğu raporda, “Dolu olan 3 belediye başkan yardımcısı kadrosunun 2’si meclis üyelerinden 1’i memur kadrosundan atama yapılmıştır. Belediye başkan yardımcısı kadrosuna teknik bilgiye ve tecrübesine sahip personelin atanması tavsiyeye değer görülmüştür” denilerek, atamaların liyakata uygun yapılmadığının altı çiziliyor.
İhaleler maliyetin üzerinde
Kayyum döneminde yapılan yol, inşaat, ilaçlama ihalelerinin maliyetlerin üzerinde yapıldığının tespit edildiği raporda, yapılan ihaleler için raporda şu kanıtlara yer verildi: “06 Nisan 2017 tarihinde yapılan temel inşaat malzemesi alımı ihalesinin tekliflerinin yaklaşık maliyetlerin üzerinde olması, 30 Mart 2017 tarihinde yapılan haşere ilacı alımı ve işçiliği ihalesinin tek katılımcı olduğundan gerekli rekabetin sağlanmadığı, 23 Mart 2017 tarihinde yapılan güvenlik hizmeti alımı ihalesinin tekliflerinin yaklaşık maliyetlerin üzerinde olması, 25 Nisan 2017 tarihinde yapılan inşaat malzemesi alımı ihalesinin tekliflerinin yaklaşık maliyetler üzerinde olması, 12 Haziran 2017 tarihinde yapılan yol stabilize yol malzemesi alımı ihalesinin 4734 sayılı kanunun 39’uncu maddesi gerekçe gösterilerek ihale sözleşmesi yapılmadan söz konusu ihale başkan vekilince iptal edilmiştir. 4734 sayılı ihale kanunun 5’inci maddesine göre idareler, bu kanuna göre yapılacak ihalelerde, saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla sorumludur. Aynı kanunun 39’uncu maddesine göre, ihale komisyonu kararı üzerine idare, verilmiş olan bütün teklifleri ret ederek ihaleyi iptal etmekte serbesttir. Bu bağlamda rekabetin sağlanmadığı ve kaynakların verimli kullanılmadığı durumlarda ihale süreci devam ederken veya sözleşme imzalamadan ihale iptal edilmeli.”
Raporda KHK’ye dayanılarak 29 memur ve kadrolu işçinin işine son verildiği görülürken, belediyenin çeşitli departmanlarında çalışan 65 işçinin güvenlik soruşturmalarının olumsuz geldiği gerekçesi ile işine son verildiği not edilmiş. Öte yandan halen 4 yüz 49 kişinin güvenlik soruşturmasının devam ettiği belirtilirken, belediyede bünyesinde faaliyet yürüten taşeron şirketlerin çoğunun ise güvenlik soruşturması gerekçesi ile faaliyetlerinin askıya alındığı kaydedilmiş.
‘Halk kayyumun hizmetlerinden memnun değil’
Raporda kayyum belediyesinin yaptığı hizmetlerin yetersiz olduğu tespiti yapılırken, DBP’li belediyeye verilmeyen imkanlarının tümünün kayyuma verildiği itiraf ediliyor. Kayyumun yaptığı sosyal projelerin yetersiz olduğu, halk içinde görülmediği tespiti yapılırken, daha yaratıcı ve halka dokunan projelerin hayata geçirilmesi tavsiyesi yapılıyor. Ayrıca müfettişlerin halk ve kanaat önderleri ile yaptığı görüşmelerin sonucu rapora yansırken, raporda halkın kayyum belediyesi hizmetlerinden memnum olmadığı vurgulanıyor.
Halkta karşılık bulmadı
Kanaat önderi ve halkla yapılan görüşmelerin sonucu rapora şu tespitlerle kaydedilmiş: “Daha önce belediye bir siyasi partinin tercihine göre yönettiği bir kurum olarak algılanırken, başkan vekilinin göreve başlamasından sonra ve devletin yönettiği ve her türlü imkana sahip, yatırım ve hizmetin yapılmaması için hiçbir gerekçesinin olmadığı, her halükarda her şeyi başarmak zorunda olduğu bir kurum algısı oluşmuş. Bütün finansal imkanlara sahip büyükşehir belediyesi ve diğer kamu kurumlarının her türlü desteğini alan bir belediye ve belediye başkan vekili beklentisi içerisinde olunduğu, ancak maalesef teftiş tarihi itibari ile bu beklentinin karşılanmadığı gözlemlenmiştir.”
DBP hizmetleri kayyumda yok!
Raporda halkın ve STK’lerin taleplerini bizzat belediyeye iletmeleri noktasında sorunların olduğu belirtilirken, kayyum belediyesinin yol, kaldırım, temizlik ve benzeri faaliyetlerini daha disiplinli yapmaları gerektiği vurgulandı. Kayyum belediyesinin DBP’li belediyenin yaptığı hizmetlerin yanında birşey yapmadığı ve önceki belediyenin yaptığı hizmetlerin gözle görülür hizmetler olduğu itirafı da raporun en dikkat çeken kısmı.
Sonuç: Kayyum başarısız
Raporun sonuç kısmında ise, şu ifadelere yer veriliyor: “Daha önceki dönemde bir siyasi partiye mensup belediye başkanının belediyeyi yönettiği, şimdi ise devletin tüm imkanları ve memurları ile belediyenin yönetildiği, bu nedenle tüm sorunların çözülmesi gerektiği beklentisi olduğu, ancak bu beklentinin karşılanmadığı ve kamuoyunda eski dönemle yeni dönem arasında belirgin bir fark görülmediği algısı var. Bütün bu açıklamaların ışığında müfettişliğimizce Viranşehir Belediye Başkan vekili olarak görevlendirilen Viranşehir Kaymakamı Ömer Çimşit’in görevinde yeterince başarılı olmadığı, daha etkin bir yönetim sergilemesi halinde başarının artacağı kanaatine varılmıştır.”
Ömer Cimşit hakkında hazırlanan rapora rağmen, Cimşit ilçede 1 Eylül 2018 tarihine kadar hem kayyum hem ilçe kaymakamı olarak çalışmaya devam etti. Kayyum bu tarihte, tayini çıkarılıp yerine Kayyum ve Kaymakam olarak Ömer Dereci görevlendirildi.
Yolsuzluklar ne bir ne de iki
DBP belediyelerine atanan kayyumlar atandıkları günden bu yana uygulamaya koydukları asimilasyon politikalarının yanı sıra yolsuzluklarla da gündemden düşmüyor. Sayıştay raporlarına göre kayyumların atandığı DBP’li belediyelerde yolsuzluk yaptığı, belediye bütçesini yandaşa dağıttı ve borçlandırdığı ortaya çıkmıştı. Bazı kayyumların yolsuzlukları şöyle ortaya çıkmıştı: oSilopi Belediyesi’ne kayyumu Sezer Işıktaş’ın, piyasa değeri 1 milyon TL olan imara açık arsa 26 bin TL’ye yandaşa verilmişti. o Halfeti Belediye’ne kayyumu Şeref Albayark’ın borçsuz belediyeyi 2 yıl içerisinde 20 Milyon TL borçlandırdığı ortaya çıkmıştı. o Artuklu Belediye’si kayyumu Şakir Öner Öztürk’ün 6 yüz Milyon TL harcadığı basına yansımıştı. o Van Büyükşehir Belediyesi’ne ait 2017 Sayıştay raporuna göre; kayyum olarak atanan İbrahim Taşyapan, belediyeyi 125 milyon TL borçlandırıldı ve giderinin bütçe gelirinden 95 milyon 372 bin TL fazla olduğu belirtildi. İçişleri Bakanlığı müfettişlerince “yolsuzluk, ihaleye fesat karıştırma, rant’a dair şikâyetler sonucunda 9 kayyum daha önce görevden alınmıştı.