Silopi’de üç yıl önce Sêvê Demir, Fatma Uyar ve Pakize Nayır zırhlı araçtan açılan ateş sonucu yaşamını yitirmişti. Katledilmelerinin üzerinden üç yıl geçmesine rağmen davalarında hiçbir ilerleme sağlanmadı
Melike Aydın/Manisa-Jinnews
Şırnak’ın Silopi ilçesinde 2015 yılında ilan edilen sokağa çıkma yasağı döneminde, 3 kadın siyasetçi Sêvê Demir, Fatma Uyar ve Pakize Nayır, halka destek olmak üzere ilçeye gitmişlerdi. 4 Ocak 2016’da da, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Meclis üyesi Sêvê Demir, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Kongreya Jinên Azad (KJA) üyesi Fatma Uyar ve Silopi Halk Meclisi Eşbaşkanı Pakize Nayır, boşaltılmakta olan Karşıyaka Mahallesi’nden Yeşilyurt Mahallesi’ne geçmeye çalışırken zırhlı araçtan açılan ateş sonucu yaşamını yitirdi. Üç kadın siyasetçinin katledilmesine dair yürütülen davada bir gelişme sağlanmadı. Sêvê Demir’in annesi Sakine Demir, kızının katledilişinin 3. yılında faillerin yargılanması için hukuk mücadelesini sürdürüyor.
‘Zorunlu göç, dışlanma’
Diyarbakır’ın Bismil ilçesinden Manisa’ya uzanan hayatlarının her anında kendilerine yönelik politikaların sonuçlarını yaşadıklarını ifade eden Sakine Demir, kızı Sêvê Demir’in bu zorluklarla büyüdüğünü ve bu nedenle siyasete atıldığını söyledi. 1995’te kızı daha çocukken Manisa’ya göç etmek zorunda bırakıldıklarını aktaran Sakine Demir, “Zulüm çoktu diye geldik, iş de yoktu. Burada Kürt olduğumuz için çok baskı gördük. Tarlada çalıştık. Ama ilk geldiğimizde bize evlerini bile kiralamadılar. ‘Teröristsiniz’ dediler” diye anlattı. Mevsimlik tarım işlerinde çalışarak büyüyen Sêvê Demir, Manisa’da 3 yıl kadın çalışmalarında yer aldıktan sonra siyasete atılarak Manisa’dan ayrılmış.
Direnen iki kadın
Önce Ankara’da sonra Diyarbakır, Konya ve Mardin’de çalışan Sêvê Demir, 2009’da Nusaybin’de gözaltına alındı. Diyarbakır E Tipi Cezaevi’ne gönderilen Demir 2012’de, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın koşullarının düzeltilmesi için cezaevlerinde başlatılan açlık grevleri içinde de yer aldı. Kızlarının her direnişinde yanında olduklarını söyleyen Sakine Demir, “Açlık grevi başladı, Amed’e gittim. Benim çocuklarım her yerde vardı ama ben hep Sêvê’yi takip ettim. Çalışkandı, dürüsttü, yurtseverdi. Onlar içeride, biz dışarıda direndik” dedi. Açlık grevi 68. gününde bitirilince, Sakine Demir cezaevine gitmiş. Kızını serum bağlanmış bir şekilde gören Sakine Demir, ‘Bir metre uzağımda yataktaydı ama yanına yanaştırmadılar. Onlar tedaviyi kabul etmedi. Bu nedenle hepsini cezaevine göndermişlerdi” diye anlattı.
‘Unutmayacağım’
Bugün hala Pakize Nayır, Sêvê Demir ve Fatma Uyar için dünyanın sessiz kaldığını söyleyen anne Demir, “Ne Cizre’yi ne Silopi’yi ne de o insanlık hainlerini unuturum. Türkiye sessiz kaldı. Cizre’de yaşananlar hala benim boynumda bir yük, onları kurtaramadığım için” dedi. DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in eylemini de selamlayan Sakine Demir, “Tüm cezaevindeki direnişçilere hürmetlerimi sunuyorum. Biz çocuklarımızla yıllarca rahat yaşayamadık. Sürekli baskı altında kaldık. Ama gençlerimiz direndi ve bir gün mutlaka daha özgür olacağız” şeklinde konuştu.
‘Tüm kadınlara örnek oldular’
Silopi’de zırhlı araçlardan açılan ateşle Pakize Nayır, Sêvê Demir ve Fatma Uyar ile birlikte yaşamını yitirmişti. Çok cesaretli olduğu, asla geri adım atmadığı ve bundan dolayı da çevresinde bulunan herkesin cesaretiyle hatırladığı Pakize Nayır’ı anlatan annesi Behiye Nayır, ne olursa olsun kızının davasını takip edeceğini vurguladı. Kızına verdiği sözü şimdilerde HDP Silopi İlçe Başkanlığı’nda yöneticilik yaparak yerine getiren Behiye Nayır, kızının üniversiteye hazırlık yaparken çektiği fotoğrafı öperek başlıyor konuşmasına. “Çocukluğundan bu yana sadece bu davayı sevdi” diyen anne Nayır, şöyle devam etti: “Kitap okuyordu, bu davayı seven herkesi seviyordu. Kimseye haksızlık yapmadı. Genç bir kadındı, çalışıyordu. Kendi dükkanı vardı. Ailemizin umudu ve herkesi koruyan biriydi. En sonda da mücadelesini yürüttüğü bu yolda yaşamını yitirdi” dedi. Ne olursa olsun sonuna kadar kızının mücadelesinin arkasında olacağını ve yarım bıraktığı mücadeleyi kendisinin yürüteceğini söyleyen anne Nayır, “Kızım o gün defalarca ambulansı aradı. ‘Yaralıyız, kan kaybından öleceğiz’ dedi. Yine de göndermediler, yaktılar kızımı ve arkadaşlarını. Ömrümün sonuna kadar onun mücadelesinin arkasından gideceğim. Ne yaptığını biliyordu benim kızım. O yüzden korktular ondan. Bugün 3 kadın ve 3 yoldaş olan Sêvê, Pakize, Fatma tüm kadınlara örnek oldu.”