Bir yıl gelip geçti.
O geçen yılın son on gününde şimdiye kadar tanışmadığım bir virus bana misafir oldu.
Berbat bir misafir. İşgalci benzeri. Ben çağırmamışım. Zorla evimden içeriye girmiş. Vereceği zararı vermiş.
Sanırım “uçak tekniği” kullanmış. Metabolizmamın sığınaklarını havadan kalleşçe vurmuş. Bir ateş bir ateş.
Gelgelelim, buralarda Noel Tatili. Doktorların çoğunluğu tatilde. Yerlerine birisini bırakmışlar. Onlar da laf olsun beri gelsin hesabı bir şurup yazıp göndermekte.
Quto ziyaretime geldi.
“Hastaneye mi gitsem” diye sordum.
“Gitme” dedi. “Özsavunma gücüne dayan”.
O andan sonra da evi “sığınak” haline getirdi. Sömürgeci, işgalci, ırkçı, soykırımcı “virüs”e karşı eldeki bütün imkanları seferber etti. Dört adet greyfurt, üç portakal, beş limon bir yere istiflendi. Cebinden bir külah zerdeçal, bir yumak zencefil çıkarıp rafa yerleştirdi. “Bal da varmış” diye bağırdı. Karabiberi de cephaneliğe ekledi.
Sonra savaş başladı.
Evi işgal eden faşist virüs koalisyonuna karşı tepeden tırnağa silahlıyız.
Virüs şuradan saldırınca, biz buradan pencereyi açıyoruz. Bir rüzgar, bir soğuk, virüs bütün techizatına rağmen donarak zayiat veriyor.
O iğrenç psikolojik savaş zehirini püskürtünce biz C vitaminlerini harekete geçiriyoruz. Çeşit çeşit çaylar. Ballı, zencefilli, zerdeçallı, karanfilli, karabiberli… Bir tür molotof kokteyli.
Veriyoruz Virüs’un tepesine… Cayırtıyı komşular bile duyuyor.
Bu yazı 1 Ocak Salı günü yazılmaya çalışıldı. Virüs basın özgürlüğüne düşman. Ama tümüyle susturamıyor.
Savaş sürüyor. İlaç tekellerini boykot ediyoruz. Tek bir ilaç almıyoruz. Kendi öz savunma gücümüzle virüse karşı koyuyoruz.
Başarılı da oluyor gibiyiz.
Şu anda ilk defa ateşim düştü.
Gözlerim iyice açıldı.
Virüsü gayet iyi seçebiliyorum. Bu yıl onun işi bitecek.
Teşhis edildiği için kriz derinleşecek.
Yeni yıl virüse felaket, sizlere saadet getirecek.
Evet.
Faşist, ırkçı, sömürgeci, işgalci, militarist virüsün bu son yılıdır.
Yerel seçimi ister kazansın, ister kaybetsin, gelecek yıl onsuz gelecek.
Tüm okurlarımıza, onların annelerine, babalarına, küçük yakınlarına, yeni yılda virüssüz, saadet dolu günler dilerim.
Yazımı bitirirken kapımın usulca kapandığını farkettim. “Quto, insan giderken bir hoşçakal der” diye söylendim. “Ben gitmiyorum, buradayım”, dedi, “Virüs evi terketti… Çaktırmadan sıvıştı”…
Eski yıl defoldu, ben de sağlığıma yeniden kavuşmaktayım.
Sizler için de öyle olacak…