2018 de bitti. Kimileri için çok çabuk geçen, kimileri içinse zor ve uzun bir yıldı. Maalesef şiddetle dolu bir yıldı 2018. Kadınlar açısından her geçen gün şiddetin dozunun arttığını ve aydan aya kadınların daha fazla erkek şiddetine maruz kaldığını söylememek mümkün değildi.
Örneğin bianet’in araştırmasına göre, Kasım 2018’in istisnasız her gününde kadınlar erkeklerin şiddetine maruz kaldılar. Erkek şiddetti neredeyse hiç ara vermedi, kadınlar her an can tehlikesi yaşadılar. Hükümetçe alışkanlık haline getirilen kadın düşmanı açıklamalar kaldığı yerden devam etti, bu açıklamalara diyanet, müftüler, imamlar, şarkıcılar, türkücüler de katıldı. Her günü kadın ve feminizm düşmanlığı yaparak geçiren dinci Akit gazetesi kadın örgütlerini ve feministleri hedef göstermeyi, aşağılamayı sürdürdü. Bu kadın düşmanı ve kadınları hedef gösterici gazetenin, tamamı erkek olan yazarları feministlerle uğraşmakla yetinmeyip, bizzat iktidara yakın kadın örgütleri için de ileri geri konuştular ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve bu bakanlığa bağlı kurumlar ile bu kurumların çalışmalarını eleştirip, hedefe koydular.
Kadınlar hakkında yine en çok erkekler konuştu. Kadınların doğurup doğurmayacağına, evlenip evlenmeyeceğine, flört edip edemeyeceğine, iş hayatını nasıl kurgulayacağına yani tüm hayatlarına yine erkekler karıştı.
Yine her gün 3 kadın öldürüldü. Boşanmak istediği için kocaları tarafından öldürülen pek çok kadın oldu, hatta Kayseri’de bir erkek boşanma aşamasında olduğu kadını uzaklaştırma kararına rağmen bir AVM’de öldürdü. Erkekler ne koruma ya da uzaklaştırma tanıdı, ne de devlet, erkek şiddetini önledi.
Bir plazanın 20. katından atılan Şule Çet’in katilleri aylarca sokaklarda gezdiler, kamuoyu baskısı ile bir zahmet gözaltına alınıp tutuklandılar.
Evli kaldığı 8 yıl boyunca ve boşandıktan sonra da adamın işkencesine maruz kalan Namme Öztürk’e ise meşru müdafaa yönündeki mütalaaya ve bilimsel şiddet raporuna rağmen mahkeme heyeti oy çokluğu ile mahkumiyeti reva gördü ve esasında erkek şiddetine boyun eğmediği, hayatına sahip çıktığı, ölmediği için bir kadını daha cezalandırdı.
Erkek şiddeti, iktidar, devlet kurumları ve bu kurumların temsilcilerince ihya edildi, korundu, kollandı ve korunmaya kollanmaya devam ediyor. Erkek egemenliği onların da egemenliği demek çünkü. Erkekler gücü ellerinde tuttukça, kadınları dövüp kadınlara şiddet uyguladıkça mevcut iktidar hükmünü sürdürecek, devam edecek zira.
Tüm bu şiddete, erkek egemenliğine karşı tek çare var. Kadın dayanışması ve kadınların birbirlerine dokunması, birbirlerini anlaması, sevmesi. O nedenle bu saatten sonra daha çok bir araya gelmek, birbirini dinlemek, birbirine anlatmak ve sonra sarılmak gerekiyor.
Tam da bu sebeple, Kadınlar Birlikte Güçlü grubunun “Haklarımıza, hayatlarımıza, kazanımlarımıza sahip çıkıyoruz” çağrısıyla kadınlar, 5-6 Ocak 2019’da İstanbul’da düzenlenecek olan Türkiye Kadın Buluşması’nda bir araya geliyor. Bu buluşma, İstanbul Beşiktaş’taki Fulya Sanat Merkezi’nde gerçekleşiyor ve Türkiye Kadın Buluşması’na Türkiye’nin her yerinden kadınlar katılıyor. 155 kadın ve LGBTİ+ örgütü de bu buluşmayı destekliyor. Bu buluşma 2019’un kadın dayanışması ve kazanımlarıyla geçmesi için bir umut olsun hepimize.
Barış içinde, eşitçe ve adil bir yıl diliyorum herkese.