SEGBİS’le duruşmaya bağlandığı sırada kalp krizi geçirip, sonrasında hayatını kaybeden İbrahim Akbaba’nın (70) avukatı Seyithan Baday, cezaevinin mahkeme kararına rağmen müvekkilini rapor için hastaneye sevk etmediğini belirterek, suç duyurusunda bulunacaklarını aktardı.
Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan 70 yaşındaki ağır hasta tutuklu İbrahim Akbaba, 28 Aralık tarihinde Mardin 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava duruşmasına Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandığı sırada kalp krizi geçirmiş ve kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirmişti.
Konu hakkında dün açıklama yapan Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı, Akbaba’nın tahliye edildikten bir gün sonra, yani 29 Aralık tarihinde yaşamını yitirdiğini iddia etti. Savcılığı yalanlayan aile ise, Akbaba’nın 28 Aralık saat 16.50 sularında yaşamını yitirdiğine dair hazırlanan ölüm belgesini kamuoyuyla paylaştı.
Öte yandan, Akbaba’nın avukatı Seyithan Baday, müvekkilinin ölümündeki ihmaller zinciri hakkında Mezopotamya Ajansı’ndan Ahmet Kanbal’a konuştu.
‘Hastalık durumu göz önüne alınmadı’
Akbaba’nın protez bacakla yaşadığını ve yüzde 90 engelli raporu bulunduğunu hatırlatan Av. Baday, en başında beri tahliyeye dönük taleplerinin mahkeme tarafından kabul edilmemesine tepki gösterdi. Müvekkili hakkında verilen tahliye kararına hastalığının gerekçe gösterildiğini aktaran Baday, bir önceki duruşmada da tüm delillerin toplanmasına rağmen Akbaba’nın tahliye edilmediğini dile getirdi. Baday, “Mahkeme şu ana kadar müvekkilim hakkında, ‘kuvvetli suç şüphesi’ gerekçesi ile şablon gerekçelerle tahliye kararı vermedi. Ne yazık ki; hastalık durumunu göz önüne almadı. Tahliye gerekçesinde de, ‘her ne kadar cezaevinde kalması uygundur denilse de, dosyamız arasında bulunan sağlık kurulu raporunda geçen hastalıkları, tüm delillerin toplanmış olması sebebiyle tahliyesine’ ifadelerini kullandı” dedi.
‘Cezaevi hakkında suç duyurusunda bulunacağız’
Cezaevi koşullarının Akbaba’nın sağlık durumunu daha da kötüleştirdiğine dikkat çeken Av. Baday, şöyle devam etti: “Mahkemenin tutuklulukta ısrar etmesi, cezaevinin mahkemenin kararına rağmen müvekkilimizi sağlık kurulu raporu için hastaneye sevk etmemesi böyle bir sonuç yarattı. Cezaevinin mahkeme kararına uyma zorunluluğu var. Mahkeme kararına rağmen cezaevi yetkililerinin müvekkilimizi hastaneye sevk etmemesi cezaevi idaresinin görevini ihmal ettiğinin göstergesidir. Biz bu konuda ilgili mercilere suç duyurusunda bulunacağız.”