Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi ve Amidart, Roboski Katliamı’nın 7. yıldönümünde Mimarlar Odası’nda “Roboski: Hafıza ve Adalet” film gösterimi ve paneli düzenledi. Yönetmenliğini Selim Yıldız’ın yaptığı “Bîra mi Têtin – Hatırlıyorum” filmi gösterildi. Ardından moderatörlüğünü Hak İnisiyatifi Diyarbakır Temsilcisi Reha Ruhavioğlu’nun yaptığı panele yazar Özgür Amed, Avukat Mehmet Emin Aktar konuşmacı olarak katıldı. Filmin yönetmen yardımcısı Azad Doğrul filmin çekiminde zorluklar yaşadıklarını kaydederken, “Üzerimizde güvelik güçlerinin baskısı vardı. Materyallerimize el koydular” dedi.
‘Ölüm siyasetini konuşuyoruz’
Özgür Amed, Roboski’nin Kürtlerin tarihinde bir dönüm noktası olduğunu belirterek, “Esas olarak Roboski’yi unutmamamız, Roboski’yi kurtarmamız gerekiyor. Hafıza merkezlerinin önemi görülür bir şekilde ortaya çıkıyor” dedi. Amed, “Normal ölümler konuşulmaz oldu. Nekro (ölüm siyaseti) bir siyaset ortaya çıkmış durumda. Şu an her şeyin tanığıyız. Roboski, Cizre, Sur hiç kimsenin aklında değildi ancak oldu. Günümüzde insanlık öldürülüp, yakılıyor buna katırlar dahil. Yaşadığımız süreci 90’lı yıllar ile kıyaslayamayacağımız kadar geriye gittik. Acımasız bir süreç ile karşı karşıyayız” dedi. İktidarların işledikleri suçları silme telaşında olduğunu vurgulayan Amed, “Bundan dolayı toplumsal bellek çok önemlidir” dedi. İktidarların hafızayı lanetlediğini vurgulayarak, “Roboskilerin başına gelmeyen kalmadı. Ferhat Encu’nun tutuklu olması bunun en bariz örneğidir. Katiller dışarıda gezerken sosyal medyada adalet talep edenler gözaltına alınıyor. Savaşlarla halkların hafızası yok edilmeye çalışılıyor. İktidar hafızayı lanetler. Devlet suçları ile yüzleşmekten kaçınır. Bugünde gördüğümüz kayyum politikası ve pratikleri bunun çok iyi gösteriyor. Günümüzde faşizm normalleşmiş ve icraatlarına devam ediyor. Devlet, inkar üzerine kuruludur. Bugün yapılacak en önemli şey Roboski’yi unutmamaktır” dedi.
‘İhmaller zarar verdi’
Mehmet Emin Aktar ise hukuk mücadelesinde avukatlar arasındaki zayıf iletişimden dolayı istenmeyen sonuçların doğduğunu söyledi. Aktar, davayı açan savcının öncesinde kapatmak istediğini, buna neden olarak faillerin asker olmasını gösterdiğini kaydetti. Ailelerin vekâleti sadece Şırnak Barosundaki avukatlara verdiğini anımsatan Aktar, zincirleme ihmallerin hukuk mücadelesine zarar verdiğini söyledi. Ruhavioğlu da davada ihmali olan avukatları sert bir dille eleştirerek, hiçbir şey olmamış gibi davranmalarını kabul edemediklerini vurguladı ve bölgedeki baroların içinde olduğu bir konferans düzenlenip, ailelere karşı bir özür dilenerek sonrası için neler yapılabileceğinin tartışılması gerektiğini ifade etti.
DİYARBAKIR