Birçok kentte inşa edilen ‘Millet Bahçeleri’, yeni tip yağmanın bir aracı kılınıyor. Sur’da halkın evlerine el koyulup tarihi yapıların yıkımları üzerine kurulan yeni evler için, ‘Millet Bahçesi’ bir satış promosyonu
Diyarbakır’ın Sur İlçesi’nde sokağa çıkma yasağı 4. yılını tamamlarken yıkıma uğratılan Sur’da, ‘Millet Bahçesi’ hangi millet için yapıldığı sorusu soruluyor. Sur’da yaşayan halkın evleri zorla ellerinde alınarak istimlak uygulanan 115 dekar alanda Millet Bahçesi inşası sürerken Kırklar Dağı yamaçlarından başlayıp, Hewsel bahçeleri manzaralı olduğu belirtilen toplam 150 dekar yeşil alan oluşturulduğu açıklandı. Sur’un ‘ihya’ edildiğini söyleyen Sur Kaymakamı Abdullah Çiftçi, “Yılda 5 milyon turist ağırlamayı hedefliyoruz” dedi. Diğer yandan Sur’daki Millet Bahçesi, inşa edilen ve satmakta zorlandıkları evler için bir promasyon olarak ele alındığı ise gizlenemiyor.
Yeni binalara promosyon!
Türkiye’nin dört bir yanında ortaya çıkan ‘Millet Bahçeleri’ projelerinin ortak noktası, ilan edilen alanların yakınlarındaki konut projelerinin promosyonuna dönüştüğü görülüyor. Sur’da yapılacağı açıklanan Mllet Bahçesi’nin de aynı amaçla ele alındığı anlaşılabiliyor. Havuz medyadan Sabah gazetesinin yaptığı, “Planlanan Millet Bahçesi’ne yakın olan 5 büyük inşaat projesi” gibi haberler konuyu özetlemeye yetiyor. İstanbul’da bu promasyon ile evlerin fiyatlarının yükseldiği ve satışlarının arttığı verilerle ortaya kondu. İstanbul Bakırköy’de 2018 yılı Mayıs ayında geçen yılın aynı dönemine göre konut satışları yüzde 54, haziranda ise yüzde 45’lik ciddi artış yaşanırken fiyatlarda ortalam yüzde 30 arttı.
Her şey gözler önünde
Doğal alanların, tarihi kentsel dokunun yok edilmesinde bir maske olarak kullanılan millet bahçeleri aynı zamanda yeni rant alanları ortaya çıkarıldığı bir gerçek. İktidarın yeşil alanları arttırmak adına giriştiği Millet Bahçeleri birçok bölgede yok edilen doğal alanların görünmez kılınmasının aracı haline getiriliyor. Ağaçların kesilip betonarme yapıların ortaya çıkması ise rantı açıkça gösteriyor. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un, “Bu inşa edilen alanların büyük kısmı en iyi lokasyondaki arazilerdir” sözleri amaçlarını açığa çıkarmaya yetiyor.
Sur’da tarih ranta bağlandı
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde 104 gün süren çatışmalar sırasında enkaza dönen 6 mahalledeki sokağa çıkma yasağı ve yıkım yağmaya dönüştü. Çatışmaların ardından başlayan yıkımda 8 bin yıllık geçmişe sahip ilçede, birçok tescilli yapı yıkımdan kurtulamadı. Mülk sahiplerinin dahi girmesinin yasaklı olduğu mahallelerde, inşaatların temel kazılarıyla açığa çıkan tarihi sütunların gelişi güzel atılması, Sur’un tarihine karşı koruma kaygısı olmadan işlerin yürütüldüğünü gözler önüne serdi. Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin katledildiği sokağın devamı olan Yenikapı Sokak’ta inşa edilecek dükkanlar için yapılan 2 metrelik kazıda sütun ve sütun başlıkları ortaya çıktı. Sütun ve sütun başlıklarının yeni inşa edilen yapıların temelinde kullanıldığı ileri sürülüyor. Roma dönemi agorası Roma döneminde Agora (Çarşı) olduğu bilinen sokakta çıkan tarihi taşların, Roma dönemine ait mimari eserler olduğu arkeologlar tarafından tahmin ediliyor. Ağır iş makineleriyle temel kazıları sonrasında açığa çıkan sütun ve sütun başlıkları, herhangi bir koruma olmaksızın, herhangi bir bilimsel kazı yapılmadan çevreye atılıyor. Şu ana kadar yapılan kazılarda, ne tür tarihi eserlerin bulunduğu konusunda bilgi bulunmazken, arkeologlara göre, ebat, boyut ve taş türü olarak dört ayaklı minarenin ayaklarının benzeri olan taşlar, Suriçi gibi binlerce yıllık geçmişiyle aralıksız yerleşime sahip alanların iş makineleriyle değil elle ve uzmanlar gözetiminde her türlü belgeleme çalışmaları yapılarak kazıların yürütülmesi gerekiyor.
EKOLOJİ SERVİSİ