KHK ve torba yasalarla ülke yöneten, çıkan tüm yasa ve kararnamelerde sermaye çıkarlarını düzenleyen iktidar, yeni bir torba yasa hazırladı. Bu tasarıyla enerji ve maden şirketleri özgürleşirken doğa yağmasında sınır kalmıyor.
Yusuf Gürsucu/İstanbul
Maden ve enerji şirketlerinin çıkarları için doğanın yağmalanmasının büyütülüp kolaylaştırılmasını sağlayan yeni bir torba yasanın bugün yarın meclis gündemine getirileceği öğrenildi. “Maden Kanunu ve Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” başlığı ile meclise taşınan kanun tasarısına ‘milli menfaatlere uygunluk’ ibaresi eklendi. Yerli-milli yakıştırmasıyla doğa yağmasını sınırladığı görülen maden ve enerji piyasası kanunlarındaki birçok madde değiştirilirken bunlara yenileri eklendi. Tasarının gerekçesinde, ‘Uluslararası enerji ticaretinde stratejik konumun güçlendirilmesi, maden kaynaklarının etkin kullanılması, madenciliğin verimli noktalara taşınmasının öncelikli hedefler içinde yer alması’ gibi birçok vurgular yer alıyor.
Parayı ver atıktan kurtul
Kanun teklifinde, enerji arz güvenliğini karşılamak, dışa bağımlılığı azaltmak için kurulacağı iddia edilen Nükleer enerji santrallerin, Türkiye coğrafyası içinde ‘radyoaktif atıkların’ yönetimi ve atıkların işletmeden çıkarılması sürecinde özel hesaplara yapılacak ödemelerin, tahsilat yöntemi ile özel hesaplar adına tahsil edilen gelirlerin amaç dışı kullanılmamasının hüküm altına alınacağı düzenlenmiş. Bu düzenleme ile parasını yatıranın atıklardan kurtulması sağlanırken bu atıkların devlet eli ile bertaraf edilmesinin yasallaştırılmak istendiği anlaşılıyor. Nükleer atıkların nasıl bertaraf edileceği tasarıda yer almazken gözler oradan gelecek gelirde olduğunu gösteriyor. Bu gelirin amaç dışı kullanılmaması ibaresi ile gelirin radyoaktif çöplüklerin oluşumu için kullanılacağına ve nükleer atık merkezlerinin ortaya çıkacağına işaret ediliyor.
Yetkileri devrediliyor
Şirketlere tahsisi yapılmış ve enerji üretminide içine alan kömür madenlerinde ortaya çıkabilecek fazla kömürün Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ) tarafından satın alınması tasarıda yer almakta. Bu madde ile enerji arz fazlasının olduğu Türkiye’de bu santrallerde üretilen elektriğin ticarileştirilemediği koşullarda madendeki kömürün şirketin yararına değerlendirilmesi hedeflenmiş. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı uhdesinde olan yetkiler, kuruluşunun tamamlandığı açıklanan, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ne (MAPEG) devredilmesi tasarıda yer alıyor. Madenlerde devlet hakkı yeniden düzenlenerek çıkarılan madenlerin şirketlerce ihraç edilebilmesinin önü açılıyor.
Kapasite artışında ÇED yok
Tasarının 4. maddesi ile maden kanununa “milli menfaatlere uygunluk” ibaresi ekleniyor. 7. madde ile maden şirketlerin kuruluş sözleşmelerinde yer alması gereken ‘madencilik statüsü’ kaldırılarak tüm şirketlerin madencilik faaliyetlerine girebilmesi sağlanıyor. Madenlerin yurt içinde işlenmesi halinde yüzde 1 ila yüzde 2 düzeyinde olan devlet hakkının yüzde 75’inden vazgeçiliyor. Maden sahalarında verilmiş olan ruhsatlar kapasite arttırımı veya aynı havzada yeni maden ocağı açılması halinde aynı ruhsatın yeni alanı da içine alması sağlanıp, yeni bir ruhsat ve dolasıyla yeni bir ÇED işlem süreci kaldırılıyor.
Parayı öde ormanı yok et
Madde 43’te yer alan iddiaya göre 2020 yılına kadar 100 milyar liralık enerji yatırımının yapılması gerektiği belirtiliyor. Buna göre enerji yatırımlarının önündeki engellerin kaldırılması hedeflenirken; yenilenebilir olduğu iddia edilen rüzgar, güneş, jeotermal, biyokütle vb. sermaye yatırımlarında kapasite artışlarının önündeki engelde kaldırılmak isteniyor. Bu santrallerin bulunduğu bölgede alınan ÇED raporları yeterli bulunup sınırsızca santrallerini büyütmelerinin önü açılıyor. Ayrıca her türden enerji tesisini ormanlık alan üzerinde kurulmak istenen santraller için ödenmesi gereken ücretin (orman kesimi vb. amaçlı) yarısının ödenmesi halinde santral inşasının başlaması sağlanıyor. Ayrıca termik santrallerin baca filtresi ve diğer çevresel yatırımlarını tamamlaması gereken 2019 yılı sonu olan tarih, 2021 yılı sonuna ertlenerek bu santrallerin çevreyi ve doğayı sınırsızca zehirlemeye devam etmesi mümkün hale getiliyor.