DBP Eşbaşkanı Mehmet Arslan, bölgede seçimleri kazanamayacağını bilen AKP’nin kayyum atanan belediyelerdeki tüm ödemeleri seçim sonrasına bıraktığını söyledi.
Demokratik Bölgeler Partisi’nin (DBP) 102 belediyesinden 3’ü büyükşehir olmak üzere 96’sına kayyum atandı. Bunlardan biri olan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne (DBB) ise 1 Kasım 2016 tarihinde Ankara’nın Etimesgut Kaymakamı olan Cumali Atilla, kayyum olarak atandı. Atilla, 31 Mart yerel seçimlerinde ise kent için AKP’nin adayı olarak açıklandı. DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan, belediyelere atanan kayyumların politikalarını ve Atilla’nın AKP’nin adayı olarak belirlenmesini değerlendirdi.
Kazandıkları 96 belediyeye kayyum atandığını, belediye eşbaşkanlarının bir bölümünün tutuklandığına ve bazılarına da cezaların verildiğini hatırlatan Arslan, bu durumun Kürtlerin seçim yöntemiyle kazandığı belediyelerin AKP tarafından bir bir gasp edilmesi anlamına geldiğini söyledi. Arslan, “99’dan 2014’e kadar girdiğimiz her seçimde belediye sayımızı iki kat artırarak önemli başarılara imza attık. Kültürel, hizmet ve kadın konusu alanında çok değerli çalışmalar üretmiş olmalı ki bugün AKP’nin hedefi haline geldi” dedi.
‘Kürt siyaseti yok edilmek isteniyor’
AKP’nin bir bütünen Kürt siyasetini yok etmek istediğine dikkat çeken Arslan, belediyelere yönelimin de bu kapsamda olduğunu söyledi. Arslan, “AKP tekçiliğe dayalı siyaset yürütmeye, Türkiye’yi tekçilik merkezinde örgütlemeye çalışıyor. Bizler de çok dilliği, renkliliği ve kültürlülüğü savunuyoruz. Belediyelerimiz de bu kapsamda hizmet ediyor. Bundan kaynaklı da AKP, halkımızın iradesini gasp etmeye çalıştı. Bunu, Kürt siyasetine genel bir yaklaşım olarak görüyoruz” şeklinde konuştu.
‘Halka hizmet esaslı yönetim vardı’
Belediyelere kayyum atanmasının ardından yürütülen yargılamalarda kendi dönemlerindeki belediyelerde herhangi bir kanunsuzluğun ve usulsüzlüğün söz konusu olmadığının çıktığını kaydeden Arslan, “Daha çok halka hizmet esaslı bir yönetim vardı. Belediye eşbaşkanlarımız, bulunduğu coğrafyanın toplumsal zenginliğine, taleplerine göre bir belediyecilik anlayışı ortaya koymaya çalıştı. Biz bu iddiamızı bugün de dile getiriyoruz. İnsanların yönetimde söz sahibi olabileceği, katı merkeziyetçi değil demokratik bir yerel yönetim iddiasını sürdürüyoruz” diye konuştu.
‘Gaspedilen belediyelerimizi alacağız’
Arslan, “AKP eğer bizim belediyecilik anlayışımızın Türkiye’de benimseneceğini görmemiş olsaydı, sanıyorum müdahale etmeyecekti” ifadesini kullandı. Kentleri halklarla birlikte ve halkın ihtiyaçları doğrultusunda yönetmek istediklerini vurgulayan Arslan, ancak bu durumun kayyum atanan belediyelerde olmadığını, aksine kayyum atanan her belediyenin de şu anda karargaha dönüştürüldüğünü vurguladı. Arslan, “Halka ait olan yerler halka kapatılmış. AKP’nin çıkar gruplarına, yandaşlarına açılmıştır. Bundan kaynaklı AKP, bu alanları halkımıza kapatmak istiyorsa, biz de o kadar halkımıza açmak için tüm hazırlıklarımızı yapıp, gasp edilen belediyelerimizi kayyumlardan alacağız” dedi.
‘AKP Diyarbakır’da kazanamayacağını biliyor’
Türkiye’de Kürt siyaseti üzerinden oluşturulmak istenen bu baskı ortamını kırmanın yönteminin, güçlü bir iradi temsiliyet sağlanmak olduğunu belirten Arslan, “Bu belediyelerde, halkımızın iradesini en büyük şekilde yansıması için herkesin kendi oyuna ve yerel seçimlere sahip çıkmalıdır” diye konuştu. Arslan, DBB kayyumu Cumali Atilla’yı kastederek, “Bir kayyum, iktidar partisi tarafından belediye başkan adayı olarak gösterilmesinin tek bir cevabı vardır. Demek AKP, Diyarbakır’da kazanmayacağını biliyor. Bunun için çok iddialı sözlere ve adaylara girmiyor. Ama bir siyasi partinin bir kayyumla seçime girmesi bizim açımızdan siyaseten bitiş noktasını gösteriyor. Artık bu halka siyaseten söyleyeceği bir sözünün olmadığını, elindeki mevcut olan figürü kullanmak istediğini ifade ediyor” diye vurguladı.
‘Belediyeleri borç batağına koydular’
Kayyum atanan belediyelerin borç batağına koyulduğunu ve bu durumun da Sayıştay raporlarında mevcut olduğunu belirten Arslan, şöyle konuştu: “Çok ciddi hukuksuzluk, usulsüzlük ve yolsuzluklar var. Yapılan ufak tefek bir harcama varsa bunun ödenmesi, 2019 sonrası borçlandırılmayla yapılıyor. Şu an Kürdistan’daki tüm belediyeler yaptıkları tüm faaliyetlerinin ödenmesini 2019 sonrasına bırakıyor. Çünkü, buraları kazanmayacağını biliyor. Eğer, biz buraları kazanmayacak ve DBP’li belediyeler kazanacaksa bunları çok ağır borç yüküyle karşı karşıya kalsınlar ve halka hizmet götürmesinler ve bundan kaynaklı da halk tepki göstersin. Aslında bununla da AKP, siyasal bir sözü ve projesinin olmadığını ve buraları alamayacağını biliyor. Eğer kazanma ihtimali olmuş olsaydı, bugün bu belediyeleri tarumar etmezdi.”
‘Halk sonlandıracak’
Arslan, kanunsuzluklar ve hukuksuzluklar ne kadar olursa olsun kentleri yönetmeye aday ve iddialı olduklarını vurguladı. Toplumun kendisini içinde görebileceği bir belediyeciliğin gelişmesi için kesinkes belediyeleri almaları gerektiğinin altını çizen Arslan,”Halk, bu süreçte güçlü bir mücadele yürüterek AKP’nin tekçilik anlayışını sonlandırmalıdır. Belediyeleri, bir günlüğüne dahi olsa AKP’nin kayyumlarına ve AKP’ye teslim etmemeliyiz. Halkımız atanan kayyumların rövanşını almak için çok güçlü bir katılım sağlamalı ve kendi belediyelerine sahip çıkmalıdır” dedi.
Kaynak: MA / Mehmet Şah Oruç