HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Kuzey Suriye’nin bugün hedefte olmasının orada inşa edilen sistemle alaka olduğunu söyledi. Temelli, “Rojava, herkesin temenni ettiği yönetim modelidir. Rojava, Gezi’nin hayalidir. Kadın mekanıdır. IŞİD’de karşı savaşan kadınların zaferidir Rojava” ifadelerini kullandı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, partisinin grup toplantısında konuştu. Grup toplantısına Mersin ve İstanbul il örgütleri ile ücretlerini alamadıkları için eylemde bulunan Mamak TOKİ işçileri de katıldı.
Konuşmasında TOKİ işçilerinin mağduriyetine değinen Temelli, “Bu ülke, bir emek cehennemine dönüştürülmüş durumda. Köle emeğine mahkum edilmiş olan işçiler, eskiden kamuda iş bulduğunda belli bir güvence bulduğuna inanırdı. Bugün kamu işçileri de mağdur, ücret gaspına uğruyorlar. Ekonomi Masası olarak bir çalışma, bir araştırma başlattık. En kısa sürede bu konuda bunu açıklayacağız” dedi.
‘11 ayda 2 bin HDP’li gözaltına alındı’
AKP’nin iktidarda olmasının bedelini bütün toplumun adaletsizlikle ödediğini söyleyen Temelli, umut veren tek şeyin HDP’nin AKP’ye karşı verdiği adalet, barış ve demokrasi mücadelesi olduğunu ifade etti. Temelli, “En son Lice katliamı davasının sanığı ödüllendirildi. Geride bıraktığımız 11 ayda 2 bin HDP’li gözaltına alındı. Ayda ortalama 180 kişi gözaltına alınıyor. Her sabah kalkalım, belli sayıda HDP’liyi gözaltına alalım. Her ay ortalama 500 kişiye ‘Erdoğan’a hakaret’ten dava açılıyor. Çok alıngan, çünkü korkuyor. 2 bin 500’ün üzerinde imza verilen Barış Bildirisi yine Erdoğan’ın talimatıyla cezalandırılıyor. ‘Cizre bir hakikattir’ diyen Şebnem Korur Fincancı cezalandırıldı. Saymakla bitmeyecek kadar Türkiye toplumunun yüz akı hocamız cezalandırıldı. Neden, çünkü barış istediler” ifadelerini kullandı.
‘Barış isteyene zulüm…’
Gazetecilerin, sanatçıların, aydınların hedef gösterildiğine dikkat çekip, son olarak şair Ahmet Telli’nin tehdit edilmesini hatırlatan Temelli, “Özgürlük ve demokrasi platformu olması gereken üniversitelerde şair Ahmet Telli saldırıya maruz kaldı. Ahmet Telli şiirleriyle isyan etmeye devam ediyor, biz de isyan etmeye devam ediyoruz, korkmuyoruz” diye konuştu.
Türkiye’nin adaletsizlik tablosunun bir örneğinin ise Habur sınır kapısında teslim olan “mavi kategoride” yer alan DAİŞ’linin adli kontrol şartıyla serbest bırakılması olduğunu söyleyen Temelli, bu duruma “Barış isteyene, demokrasi isteyene zulüm, IŞİD’liye mükafat” sözleriyle tepki gösterdi.
Tenelli, Maraş Valiliği’nin katliamın yıldönümüne ilişkin yapılmak istenen etkinlikleri yasaklamasına da tepki gösterdi. Temelli, “Katliamın yıldönümünde yapılacak bütün etkinlikleri yasakladı. Adaletsizlikte süreklilik esastır. Adaletsizlik sürüyor” diye belirtti.
‘Şikayet azalmadı, güven azaldı’
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ‘Artık polise az şikayet geliyor’ sözlerine değinen gösteren Temelli, “Şikayetler azalmadı. Bu ülkede emniyet güçlerine güven sıfırlandı. Suruç’ta Şenyaşar ailesi hala adalet bekliyor” dedi.
‘Adaletsizliğin temeli tecrittir’
Temelli, adaletsizliğin en önemli nedenlerinden birinin ise PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecrit olduğunu vurguladı. Temelli, buy konudaki sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye bugün ya tecrit ya demokrasi ikilemindedir. Demokrasi demek, bu tecrit anlayışının, tecrit zihniyetinin yıkılması demektir. Gelin bu tecride karşı yan yana gelelim. Bu konu sadece Kürt meselesine dair değil. Bu tecrit demokrasi yolundaki bütün kanalları tıkamaktadır. Gelin bu tecride son verin. Bu zorbalığı bitirin.”
‘Leyla güven onurumuzdur’
Tecridin sonlandırılması talebiyle açlık grevi eyleminin 48’inci gününde olan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in eylemine işaret eden Temelli, “Bugün sevgili Leyla Güven’in açlık grevindeki 48’inci günü. Leyla Güven onurumuzdur. Leyla Güven bu kararlı mücadelenin en önde en kararlı duruşu sergilemektedir. 48 gündür bu ülkeye çağrı yapıyoruz. Diyoruz ki; Bu hakikatin sesine kulak verin. Ama maalesef hala bu konuda Türkiye muhalefeti, toplumsal muhalefet duymuyor görmüyor. Birçok cezaevinde dönüşümsüz açlık grevleri başladı. Bir an önce Sayın Öcalan’ın avukatları İmralı’ya gitmelidir. Aksi takdirde Türkiye bir kez daha telafisi olmayan acılarla karşı karşıya kalacaktır” ifadelerini kullandı.
Birçok yerde ve cezaevlerinde Güven’e destek eylemlerinin devam ettiğini belirten Temelli, yarın Diyarbakır’da görülecek Güven’in duruşmasına katılacaklarını da ifade etti.
‘Sana diktatör diyeceğiz’
Yine Türkiye’de 200’ü aşkın gazetecinin tutuklu olduğunu hatırlatan Temelli, sanatçı Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’in gözaltına alınmasına da tepki gösterdi. Temelli, “Müjdat Gezen ve Metin Akpınar, görüşleri nedeniyle savcının karşısına çıkarıldı. Bu ülkede haberler de tutuklu. Aladağ yangını, işçilerin isyanı, Gebze’deki viyadükte yaşananlar, şüpheli asker ölümler, Ankara’daki tren kazası. Bunların hepsi yasaklı. TİP milletvekili Barış Atay’ın ‘Diktatör’ isimli oyunu yasaklandı. Diktatörlüğe dair her şeyi yapıyor ama diktatör denmesin istiyor. Ne diyeceğiz sana demokrasi havarisi misin? Sen diktatörlük heveslisisin. Biz de sana diktatör diyeceğiz” diye konuştu.
‘Evet Kürdüz’
Temelli, Sakarya’da ırkçı bir saldırı sonucu hayatını kaybeden Kadir Sakçı’nın öldürülmesine ilişkin Yeni Yaşam Gazetesi’nin “ Evet Kürdüz” manşetiyle çıkan 24 Aralık sayısını kürsüden gösterdi.
Temelli, “Kürt oldukları için öldüler. Failler cezalandırılmadı ama Roboski’nin hesabını soranlar tutuklandı. Roboski anıtı yıkıldı. Roboski davasını takip eden Tahir Elçi katledildi. Bunun da hesabını soracağız. Ferhat Encü’nün dediği gibi; Unutursak kalbimiz kurusun. Sakarya’da bir baba Kürtçe konuştuğu için oğluyla öldürüldü. Bu insanlar Kürt oldukları için öldürüldü. Cevap budur. Evet Kürdüz. Bu suçların ortaya çıkmasının nedeni bireysel değildir. Bunun nedeni bu iktidarın sürdürdüğü Kürt düşmanlığıdır. Bu iktidarın sürdürdüğü savaş politikalarıdır. Şimdi yine savaş tamtamlarını çalıyorlar” dedi.
‘Rojava Gezi’nin hayalidir’
Temelli, Suriye’de yaşanan gelişmelere dair şunları söyledi: “Son gelen raporlara göre hala Suriye’de 13 bin IŞİD’li var. Öyle olmasa geçtiğimiz hafta hala hava operasyonları sürdürülmezdi. Oradaki bütün dış güçler Suriye’den geri çekilsin. Türkiye dahil. Ancak oradaki IŞİD temizlenmelidir. Suriye’de siyasi çözümün önü açılmalıdır. Bunun formülü Suriye halklarının bir araya gelerek, ortak çözümü yaratmasıdır. Çözümsüzlüğünüzü Rojava’ya da taşımayın. Bize düşen bu siyasi çözüme destek vermektir. Rojava neden bu kadar hedefte? Neden Rojava’yı düşmanlaştırıyorlar? Rojava Suriye içinde öyle herhangi bir yer değil. Rojava Ortadoğu’da inşa edilmek istenen rejime en güçlü itirazın yükseldiği, başka bir yaşam umudunun hayata geçirildiği yerdir. O yüzden Rojava’yı boğmaya, bu umudu öldürmeye çalışıyorlar. Rojava, Gezi’nin hayalidir. Ortadoğu’da IŞİD çetelerine karşı direnen kadınların hayalidir. Gelin hep beraber Rojava’da uygulanan saldırgan politikaya karşı çıkalım. Buna izin vermemeliyiz.”
‘Sayın Öcalan denilip denilmemesiyle uğraştılar’
Kriz derinleşmişken hala kaynakların önemli kısmının savaşa aktarıldığına işaret eden Temelli, bütçe görüşmeleri boyunca hakikatin sesini duyurduklarını, duyurmaya da devam edeceklerini vurguladı.
İktidarın halkın yararına bir bütçe yerine Öcalan’a ‘sayın’ denilip denilmemesiyle uğraştığını söyleyen Temelli, “Bu tartışmayı bütçe görüşmelerine taşımaları kendi suçlarını örtmeye yönelikti. Yolsuzluklarını örtbas ettiler, bütçe hakkını gasp ettiler. Halkın gündeminden bütçeyi kaçırmaya çalıştınız. Bu bütçe halkın tek bir derdine derman üretmiyor. Sadece işsizlik, yoksulluk ve silah üretiyor. Emeklilikte Yaşa Takılanların sorunlarını, işsizin sorunlarını çözelim dedik; ‘Hayır’ dediler. Paraların önemli kısmını yine Saray’a gönderdiler. Vergisini ödemeyenlere af getirdiler, yine ödemediler, yine af getiriyorlar. İşsizlik fonundan 500 milyon lirayı işsizler kullandı, 1 milyar lirayı patronlara ucuz kredi olarak verdiler. Bu yöntemle ekonomi içinden çıkılmaz bir noktaya geldi. Büyüme çok iyiymiş. Baş bürokrat bize hala elindeki metni okuyor, büyüme iyi diyor. Ülke enflasyona sürüklenirken, esnaf iflası yok, sorun yok, diyor. Sen nereden bileceksin, sen kafanı Saray’dan çıkarıyor musun?” diye sordu.
Asgari ücret
Bugün açıklanan asgari ücret üzerinde de duran Temelli, “Açıklanan rakam sorunun süreceğini gösterdi. Dolar bazında asgari ücret geçen sene daha yüksekti. Asgari ücret arttı ama satın alma gücü düştü. Bakan çıkmış çocuk başına 45 lira yardımı iyi bir şeymiş gibi anlatıyor bir de. Asgari ücretin açıklandığı bugünler aynı zamanda 17-25 Aralık’ın da yıl dönümü. Fakat ne oldu, kovuşturmaya yer olmadığı kararı çıkardılar. Bu konuyu da unutmadık. Adalet bu ülkeye geri döndüğünde bu yolsuzlukların hesabını soracağız” dedi.
‘Kayyumları faşizm çöplüğüne süpüreceğiz’
Kayyum atanan her belediyede yolsuzluk olduğunu söyleyen Temelli, “Tablo her yerde aynı. Şimdi buna son verme zamanıdır. Şimdi hep birlikte nerede kayyım varsa bunların hepsini faşizmin çöplüğüne süpürüp atacağız. Bunu engellemek için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar. Asker, polis nüfusunu kaydırmaya çalışıyorlar. Bu suçtur, hiledir, şaibedir. Şırnak’ta ve Hakkari’de bir milletvekilimizi çaldılar bu yöntemle. Şimdi onlar halkın vekili mi hayır garnizon milletvekilidir” diye konuştu.
HABER MERKEZİ