Mezopotamya Ekoloji Hareketi, Demokratik Toplum Kongresi(DTK) Ekoloji Komisyonu, Halkların Demokratik Partisi(HDP) Ekoloji Komisyonu, Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi ve Hevsel Bahçelerini Koruma Platformu’nun çağrısıyla bir araya gelen Ekoloji Birliği, Yeşil Sol Parti, HDK Ekoloji Meclisi, EGEÇEP,İstanbul Kent Savunması’ndan temsilcileri ve akademisyenlerin katılımıyla, 15 Aralık 2018’de Diyarbakır’da yapılan, ‘Yerel Yönetimler İçin Ekoloji Buluşması’nın sonuç bildirgesi açıklandı. Sonuç bildirgesinde; iklim krizi gerçeği, yerel yönetimlerin rolü ve politika önerileri, alternatif üretim politikaları ve yerel yönetimlerin rolü, ekosistemin ve sucul havzalarının korunmasında yerel yönetimlerin rolü ve önemi gibi başlıkların ele alındığı buluşmada demokratik ekolojik yerel yönetimlerin önemi vurgulandı.
‘Halk iradesine darbe’
31 Mart yerel seçimlerinde, demokrasi güçlerinin belediyeleri kazanarak iktidarı geriletmesinin kritik önemde olduğu belirtilen sonuç bilgesinde, AKP-MHP iktidarının, kapitalist ve otoriter yöntemlerle, toplumun demokratik kazanımlarına ve doğaya karşı savaş açıldı ve kayyum sistemiyle halk iradesine karşı darbe yapıldığı belirtildi. Ekoloji örgütleri, yerel yönetimlerden taleplerini kısaca şöyle sıraladı: “Mevcut durumda belediyecilik politikaları ile doğa ve topluma ihanet edilmiş, kentler inşaata doymuştur. Kentlerdeki inşaat faaliyetleri sınırlandırılmalı, hatta durdurulmalı, imar tadilatlarına kesinlikle son verilmelidir. Zaman kaybedilmeden kentlerin ekolojik sınırlarını(göl, nehir, dere, mera, su havzaları vb.) dikkate alan düzenlemeler geliştirilmelidir.İnsan haklarından olan kent hakkının tanındığı, cinsiyetçi, mülkiyet merkezli kentleşme yerine, ucuz, sağlıklı, iklimi, doğayı ve barınma hakkını gözeten kentleşmeyi talep ediyoruz.”
‘Temel su ihtiyacı ücretsiz’
Sonuç bildirgesinde ekolojik belediyeciliğin mümkün olduğuna dikkat çeken ekoloji örgütlerinin, çözüm önerilerinden bazıları şöyle: Belediye kaynakları halka ve doğaya aktarılması temel şarttır. Kaynakların halka aktarılması ile temel ihtiyaç kadar su ücretsiz verilmeli, ücretsiz toplu taşıma, ücretsiz belediyecilik hizmetlerine geçilerek sosyal adalet için adım atılmalıdır. Tarımın ana vatanı Anadolu ve Mezopotamya için gıda artık temel bir sorundur. Belediyeler üretici ve kentlinin ortak olacağı kooperatiflerin kurulmasını örgütlemeli, kaynak ayırmalı, yerel tohumlarla gıdada kendine yetebilen bir kent modeline geçerek tarım şirketlerine boyun eğmeden, halkına ucuz, sağlıklı gıda sunabilmelidir.
‘Sosyal adalet temel olmalı’
Bildirgenin devamında; “Küçük çiftçiliği desteklemek için, tarımda kullanılan makineler için halkla beraber çalışmalar yapılmalı, belediyeler, araç ekipmanları için tarım araçları hangarları kurmalıdır. Bu alandaki kooperatiflerle birlikte hareket edilmelidir. Yerel yönetimler, kapitalist üretimin ortaya çıkardığı iklim değişikliğine karşı mücadeleyi sosyal adaleti temel alarak başarmalı, kömür, petrol, gaz, asfalt ve betona bağımlılıktan kurtaran politikalar uygulanmalıdır. Suyun ticari bir meta ve stratejik bir silaha dönüştürülmesine karşı suyun tüm canlılar için erişilebilir kılınıp, su kaynaklarının kullanım süreçlerinin ekoloji öncelikli ve demokratik katılımcı yöntemlerle yapılması gerekir. Dere, nehir ve göl yataklarındaki yapılaşmaya karşı mücadele edilmelidir.”
‘Ekoloji kazanmalı’
Doğayı, toplumu gözeten ekolojik belediyeciliğin hayata geçirilmesinin asıl hedef olması gerektiği belirtilen sonuç bildirgesinde, “Ekolojik yaşam için her zaman her yerde mücadele edecek olan bizler, belediye seçimlerinin demokrasi güçleri tarafından kazanmasını; doğayı, toplumu gözeten ekolojik belediyeciliğin hayata geçirilmesinin asıl hedef olması gerektiğini görüyor, halkımızın ve adayların şimdiden ekolojik belediyeciliğin kazanması için çalışmaya başlaması çağrısını yapıyoruz. Aksi takdirde; tek adam, tek merkez iktidarında ekosistem ve toplumsal yapı ciddi risklerle karşı karşıya kalacaktır” diye kaydedildi.
DİYARBAKIR/MA