Trump’ın ‘asker çekme’ kararıyla Suriye’de halkları yok sayan egemen güçler ‘çıkar’ hesaplarına girerken, Kuzey Suriye halkları ise ısrar ettikleri ‘özgür yaşam’ için seferber oldu
Nazım Daştan/ Kamışlo-MA
Henüz gerçekleşmeyen geri çekilme kararının hangi esaslar doğrultusunda ve ne şekilde olacağı konusu yankı bulmaya devam ediyor. ABD’nin Türkiye’ye operasyon için zemin sunan kararının “kirli bir pazarlık” olarak ele alındığı Kürt cephesinde Demokratik Birlik Partisi (PYD) Dış İlişkiler Eşbaşkanı Salih Müslim, geri çekilme kararı alan ABD için “Biz çağırmadık, git de demiyoruz. Kendileri geldi, çıkarlarımız ortaklaştı, birlikte iş yaptık. Gitmek istiyorlarsa gidebilirler” demişti. Bölge halklarından oluşup, onların talebi doğrultusunda hareket ettiklerini vurgulayan Demokratik Suriye Güçleri (DSG) ise, öz güçlerine dayanarak ne olursa olsun bölgeyi savunmaya devam edeceklerini duyurdu.
Yeni dengeler
IŞİD, Suriye iç savaşında gelinen noktada DSG tarafından bitirilme noktasına getirildi. Sahada bulunan hem uluslararası hem de bölgesel güçler yeni dengeler kurma arayışında. Yaklaşık yüz yıl önce Lozan’da çizilen haritanın güncellenmesi hesapları da herkesi yaşanan krize ortak ediyor. Lozan haritasının ilk delindiği nokta ise, Ankara Antlaşması ile belirlenen ve Lozan Anlaşması’yla resmileşen Suriye-Türkiye arasındaki Kürt topraklarının durumu. Anlaşmanın bitimine 4 yıl kalırken, yüzyıl önce sahada olan güçler yine pay kapma arayışında.
ABD’nin kuyuya attığı taş!
İdlib krizinin güncelliğini koruduğu bir ortamda ABD, aldığı kararla kuyuya adeta taş atmış oldu. ABD, ellerini taşın altına sokmalarını istediği koalisyona bağlı diğer güçlerle birlikte Türkiye ile Kuzey Suriye yönetimine de mesaj verdi. Bu taşın oluşturduğu dalgayla bölgede kazanım elde etmek isteyen Almanya, Fransa,İngiltere, Rusya ve İran harekete geçti. ABD, yönetimsel olarak bağımlı kılamadığı Kuzey Suriye’ye Roj Peşmergeleri’ni yerleştirme girişimiyle siyasi ve askeri iradeyi bağımlı kılmak istiyordu. Bu çıkış sahada karşılık bulmadı. Türkiye ise, Suriye savaşının başından beri “Osmanlıcılık” fikriyle hareket ederken, Misak-ı Milli sınırları çerçevesinde Halep’ten Musul’a kadar yeniden toprak kazanmanın arayışında. Ancak Suriye savaşında müttefik olarak belirlediği selefi ve radikal gruplar, bu amaç önünde engel. Diğer taraftan Türkiye’nin operasyon yapacağını açıkladığı “Fırat’ın doğusu” sınırları yerine Hatay ve Kilis üzerinden İdlib, Ezaz ve Afrin’e sevkiyat yapması dikkat çeken bir diğer ayrıntı. Devrimsel bir çıkış yapan Kuzey Suriye halkları ise, bölgeye dönük çok yönlü saldırı politikalarına karşı seferberlik halinde. Kuzey Suriye Özerk Yönetimi’nin, bölge halkına hizmet etmek isteyen güçleri DSG çatısı altına bir araya getirme çabası sürüyor.
Binden fazla sivil kurtarıldı
Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG), IŞİD’in Kuzey Suriye’de elinde tuttuğu son bölgelere dönük başlattığı Cizre Fırtınası Hamlesi’nin ‘Terörü Sona Erdirme Aşaması’nın son 48 saatlik bilançosu açıklandı. ANHA’nın aktardığına göre DSG Basın Merkezi tarafından yapılan açıklamada, Hecin bölgesinde IŞİD’in saldırılarının engellendiği ve en az 97 IŞİD’linin ölürüldüğü belirtilidi. Açıklamada, Hecin’de IŞİD’in, DSG bölgelerine saldırılarda bulunduğu, şiddetli çatışmalar yaşandığı ve çatışmalar sonucunda DSG ilerleme kaydettiği aktarıldı. Açıklamada, Uluslararası Koalisyona ait savaş uçakların da 49 IŞİD noktasını hedef aldığı belirtildi. Şafa, Suse ve Bahoz cephelerinde şiddetli çatışmaların devam ettiği belirtilirken, 30 IŞİD’linin öldürüldüğü ve çok sayıda cephanenin ele geçirildiği açıklandı. ANHA’nın aktardığına göre DSG, 3 koldan açtığı güvenlik koridoru ile IŞİD tarafından alıkonulmuş ve kalkan olarak kullanılan binden fazla sivil kurtardı.