Avusturya vatandaşı olan Birgül Sürer ve kızları Dilara ile Helin Sürer, 15 Ekim tarihinde ihbar sonucu gözaltına alına alınıp serbest bırakıldı. “İdari gözetim kararı” doğrultusunda Geri Gönderme Merkezi’ne gönderilen anne ve kızları ülkelerine geri gidemiyor.
Diyarbakır’dan 1990’lı yıllarda Avusturya’ya göç eden ve uzun süre kaldıktan sonra oranın vatandaşı olan Birgül Sürer (50) ve 2 kızı Dilara ile Helin Sürer, ailesini ziyaret etmek için Türkiye’ye geldi. 15 Ekim tarihinde İstanbul Atatürk Havalananından Avusturya’ya giderken polisler tarafından “ihbar” olduğu gerekçesiyle gözaltına alındı. 16 Ekim tarihinde çıkarıldıkları Sulh Ceza Mahkemesi’nce serbest bırakıldı. Ancak anne ve 2 kızı ”idari gözetim kararı” doğrultusunda İstanbul Geri Gönderme Merkezi’ne (GGM) götürüldü. Ardından 4 Aralık tarihinde İzmir Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’ne gönderildi. ”Yurtdışı Terör Suçlusu (YTS)” iddiasıyla iki ayı aşkın süredir GGM’de tutulan anne Sürer ve 2 kızı büyük mağduriyet yaşadıklarını belirtti.
‘Sürümdürme uygulaması’
Sürer ailesinin avukatı Zafer İncin, Birgül Sürer’in tansiyon, şeker ve benzeri hastalıklarının olduğunu belirterek, ilaçlarını kullanılmadığını aktardı. Helin ve Dilara Sürer’in Avusturya’da üniversite okuduğunu belirten İncin, “Müvekkillerim hakkında Avusturya’da ‘Örgüt Propagandası’ yaptıkları gerekçe gösterildi. Geçen hafta geri gönderme merkezine gittim. Sürer ailesi, polisin kendilerini burada tutmak için herhangi bir somut delil göstermediğini söyledi” diye konuştu. Zafer, müvekkillerini ziyarete gittiğinde yaşananları böyle aktardıklarını paylaştı: ”Son zamanlarda sık sık Türkiye’ye gelen yabancı vatandaşlar, yargı makamlarının eliyle GGM merkezlerine gönderilerek süründürülmek isteniyor. İnsanlar burada somut deliler olmadan mağdur ediliyor. Türkiye’deki GGM’lerde keyfi bir tutum var. Bize aktarılan bizi İzmir’den ülkenize gönderecekleri yönünde olmuştu. Kazım adında bir Avusturya vatandaşı da var ve aylarca burada kaldı. Avusturya vatandaşları burada mağdur ediliyor. Dış dünya ile bağlantımız yok. Buraya gelen Suriyeli vatandaşlar daha kötü koşullarda yaşıyor. Her gece onların çığlık sesleri var. İmdat diye bağırışlarını kulaklarımızla duyuyoruz. GGM’ler cezaevlerinden daha kötü bunu anladık.”
Daha önce GGM’lerde yaşanan sorunları sık sık gündeme getirdiklerini ifade eden avukat İncin, yetkililerin duyarsız olduğunu ifade etti. Hak ihlallerine ilişkin İnsan Hakları Derneği (İHD) üzerinden İzmir Valiliği’ne defalarca randevu talebinde bulunduklarını da belirten İncin, valiliğin de kendilerine ısrarlarla randevu vermediğini söyledi.
Kaynak: MA / Ruken Demir