Halkların Demokratik Partisi (HDP) Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, aylar sonra ilk kez seçmenlerine hitap etti. Haftalık olağan telefon görüşmesi sırasında ailesi ve yakın çevresinin bulunduğu ortamda telefondan seçmenlere çağrıda bulunan Demirtaş, ilk seçim mitingini gerçekleştirdi.
Telefon görüşmesi öncesinde aile bireyleri Demirtaş’ın gözaltına alınıp tutuklandığı evde bir araya geldi. Heyecanlı bekleyişin ardından Demirtaş, eşi Başak Demirtaş’ı arayarak konuşmasını kaydettirdi. Demirtaş, “Senle değişir güzel kardeşim. Haydi, birlikte yapalım, birlikte kazanalım” dedi.
‘Yargılamalar adil değildi’
Demirtaş’ın konuşması şöyle: “Öncelikle sesimin ulaştığı her yere, herkese yürek dolusu selamlarımı, sevgilerimi gönderiyorum. 20 aydır burada yasadışı bir şekilde, hukuksuz, kanunsuz bir kararla adeta siyasi bir rehine olarak tutuluyorum. Bugüne kadar benim ve arkadaşlarımın hakkında hiçbir şekilde adil yargılama yapılmadı. Bütün mahkemelere siyasi baskılar uygulanarak hukukun üstünlüğü ilkesi açıkça ihlal edildi.
‘Hakkımı kullanamadım’
“Bununla birlikte, elim kolum bağlıyken her gün televizyonlarda, gazetelerde hükümet yetkileri bana yönelik iftira kampanyalarına hız kesmeden devam ediyorlar. Cevap hakkımı kullanmam bile mümkün değilken, her türlü karalamayı yaparak siyasi tezgâhlarını sürdürüyorlar. Ancak sizler bütün gerçeklerin farkındasınız.
Bunu biliyor ve görüyorum. Benim durumum sadece bir örnektir. Bugün artık ülkenin tamamı, yurttaşlarımızın tümü adaletsizliğin mağduru haline gelmiş durumdadır. Adaletsizlik sadece adalet saraylarında yaşanmıyor. Hastanelerden üniversitelere, tarlalardan fabrikalara, devlet dairelerinden sokaklara kadar her gün, her yerde herkese karşı adaletsiz uygulamalara tanıklık ediyoruz.
Türkiye bir bütün olarak yarı açık cezaevine dönüştürüldü maalesef. Bununla tam bir korku toplumu, korku imparatorluğu oluşturmak istiyorlar. Oysa devletin işi yurttaşlarını korkutmak değil hizmetkârı olmaktır.
Fakat son yıllarda yaşanana anti demokratik uygulamalar, Türkiye toplumunu dünyanın en mutsuz en karamsar halkına dönüştürdü. Ülkemiz kendi içinde kamplara, kutuplara ayrıştırılıp paramparça edilirken dışarda da yalnızlaşıp, itibarsızlaşan bir duruma getirildi.
Elbette hiçbirimiz böylesi kötü bir yönetimi hak etmiyoruz. Dünyanın en güzel, en zengin toprakları üzerinde yaşayan yurttaşlar olarak, ne mutsuzluğu ne de yoksulluğu asla hak etmiyoruz. Bu bizim kaçınılmaz kaderimiz değil, buna mecbur ya da mahkûm değiliz.
‘Milyonlarca Demirtaş’
“Hepimiz şimdi daha umutlu, daha heyecanlı, daha coşkulu bir tempoyla seçimlere hazırlanıyoruz. Ben burada dört duvar arasındayım ama biliyorum ki binlerce Demirtaş şimdi tarlalardadır, çapadadır, fındıktadır. Demirtaş şimdi maden ocağında, atölyededir. Derste, anfide, meydanlarda, alanlardadır. İnşaatta, şantiyede, grevde direniştedir Demirtaş. İşten atılmıştır. İşsizdir, yoksuldur Demirtaş. Gençtir, kadındır, çocuktur. Türk’tür, Kürt’tür, Çerkes’tir, Pomak’tır, Boşnak’tır. Alevi’dir, Sünni’dir ama ille de ümitlidir, coşkuludur. Halaydadır, govenddedir, horondadır Demirtaş.
Edirne’de hücrede tutulan değil, sizsiniz Demirtaş. Kendinize güvenin. Kendinizi onurlandırın. Kendinize verin oyunuzu. 1 oy HDP’ye 1 oy Demirtaş’a deyin. Unutmayın, bir oy çok şeyi değiştirir. Senle değişir güzel kardeşim. Şimdi, daha güzel günler adına değişim zamanıdır. Haydi birlikte yapalım, birlikte kazanalım.Hepinizi en sıcak duygularımla, özlemle, hasretle selamlıyorum. Mutlaka kazanacağız ve özgür günlerde mutlaka görüşeceğiz. Hoşça kalın.”
‘Demokratik Türkiye’yi inşa edeceğiz’
Selahattin Demirtaş demokratik Türkiye projesini şöyle anlattı: “Şimdi hep birlikte el ele verip geleceğin demokratik Türkiye’sini, yeni yaşamını, mutlu ve özgür bir yaşamı inşa edebiliriz.
Değerli kardeşlerim bugün umutsuz olmanın, yılgınlığın, korkmanın zamanı değildir. Ülkemizin bütün sorunlarını barışarak, dayanışarak, birlik içinde çözebiliriz. Hiçbir yurttaşımızı düşman gibi görmeden, ötelemeden, örselemeden yürek yüreğe verip büyük bir kardeşlik ülkesi olacağız.
Kimse üvey değil
İnsanlarımızı partilerine göre, kimliğine, mezhebine, cinsiyetine göre ayırmayacağız. Devlette tam demokrasi ve hukukun üstünlüğünü egemen kılacağız. Devlet hepimizin devleti, ülke hepimizin ortak vatanıysa herkese adil ve eşit davranan bir yönetim oluşturmak da bizim boynumuzun borcudur.
Kimse kendini üvey evlat gibi hissetmesin, kimse ayrımcılığa uğramasın diye, 81 milyonu kucaklayacak yepyeni bir politikayı hayata geçireceğiz.
Zengin topraklarımızdan, denizlerimizden, tarihi ve kültürel mirasımızdan tam kapasite yararlanacağız. Betona ve gereksiz inşaatlara değil toprağa, emeğe, alın terine, üretime, bilime yatırım yapacağız ve bu yoksulluğu mutlaka yeneceğiz. Türkiye gibi zengin bir ülkede sefalet içinde yaşamaya mecbur bırakılanların utancı ülkeyi yönetenlere aittir. Ülkemizi bu utançtan mutlaka kurtaracağız.
HABER MERKEZİ