Türkiye’nin Afrin’e yönelik operasyonunu protesto ederek, “İşgalin, katliamın lokumu olmaz” dedikleri gerekçesiyle Nisan ayında tutuklanan ve haklarında “örgüt propagandası” iddiasıyla dava açılan 14’ü tutuklu 22 Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Duruşmaya tutuklu 14 üniversite öğrencisi ile tutuksuz bazı öğrenciler ve avukatlarının yanı sıra çok sayıda akademisyen, CHP milletvekilleri, HDP miletvekilleri ve milletvekili adayları ve öğrencilerin aileleri de katıldı.
Kimlik tespitlerinin ardından başlayan duruşmada ilk olarak tutuklu öğrencilerin savunması alındı. İlk olarak tutuklu üniversite öğrencisi Agah Suat Atay savunmasını yaptı. Atay, suçlamaları kabul etmediğini belirtti.
Daha sonra, Berke Aydoğan’ın savunmasına geçildi. Aydoğan da, suçlamaları kabul etmediğini ifade ederek, “Ben pankart görmedim. Gerginlik vardı. Zeynep Uysal hoca geldi; öğrenci dekanı sorunu çözmek için. Slogan atmadım” dedi. Hakim de, “Slogan atmışsın biz de belgeleri var” diye sorunca, Berke, “Şiddet içeren slogan atmadım. Bunların karşıtında slogan varsa onlara dahil oldum” diye yanıt verdi.
Dünyanın her yerinde atılıyor
Tutuklu öğrencilerden Şükran Yaren Tuncer de savunmasında, “Savaşa hayır barış hemen şimdi sloganı atılıyordu. Suç teşkil eden eyleme katılmadım. Faşizme karşı omuz omuza sloganı attım. Savaşa hayır barış hemen şimdi sloganını da attım. Bu sloganlar her eylemde atılıyor ve farklı dillerde de dünyanın her yerinde atılıyor” dedi.
Öğrencilere tehdit
Zülküf İbrahim Erkal da, propaganda yapmadığını belirterek, suçlamaları kabul etmedi. Erkal’ın ardından tutuklu öğrenci Yusuf Noyan Öztürk savunmasını yaptı. Öztürk şiddetin her türlüsüne karşı olduğunu belirterek, “Poliste verdiğim beyanların kısmen arkasındayım. 14 gün gözaltında kaldım. Tek başıma geçirdim gözaltını. Polisler beni ‘Senin geleceğini karartacağız’ diyerek tehdit ettiler. Avukatımın zorlaması ile bazı isimleri verdim zorlandım, bu isimleri vermek için. Bu durumu düzeltmeye çalıştım ancak söz konusu olmadı. Burada vereceğim ifademin dikkate alınmasını istiyorum” dedi. Örgüt propagandası suçlamasını kabul etmeyen Öztürk, neden tutuklandığını bilmediğini, bir dönem kaybettiğini söyledi. Gözaltında bazı isimleri polislerin kendisine söylettiğini ifade eden Öztürk, avukata ilişkin de şunları ekledi: “O beyan gerçekliğe dayalı değildir. Gerçek değildir. Avukatın isteği üzerine söyledim. Avukatımı da değiştirdim” dedi. Gazetemiz yayına hazırlandığı sırada duruşma devam ediyordu.
Öğrenciler: Saldırı altındayız
Duruşma öncesinde adliye önünde ailelerin de katıldığı basın açıklaması düzenlendi. Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri adına yapılan açıklamada, “Yaklaşık 3 aydır Boğaziçili öğrenciler olarak; okulumuzda, kendi yaşam alanımızda, bize öğretilen değerler doğrultusunda kendi fikirlerimizi beyan ettiğimiz, AKP hükümetinin savaş politikalarına karşı halkların kardeşliğini savunduğumuz için ağır bir saldırı altındayız” denildi.
‘Okuma hakkı vermeyeceğiz’ demişti
Boğaziçi Üniversitesi’nde 19 Mart’ta ‘Afrin lokumu’ dağıtanlara ‘Katliamın lokumu olmaz’ diyen öğrencilere Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tepki göstermişti. Erdoğan, yaptığı açıklamada öğrencileri komünist olmakla suçlamış, “Bu terörist gençlere bu üniversitelerde okuma hakkını vermeyeceğiz” demişti. Erdoğan’ın bu sözlerinin ardından öğrencilere yönelik gözaltı operasyonu yapılmış, 22 öğrenci alınmıştı. 15 gün gözaltında kalan 22 öğrenciden 14’ü tutuklanarak cezaevine konuşmuştu.
İSTANBUL