Van’da konuşan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Leyla Güven’in 42 gündür barışı aradığını belirterek “Barışın yolu İmralı’dan geçiyor. Bu nedenle derhal bu tecride son verin. Barışın yolu açılmadıkça Türkiye’nin hiçbir sorunu çözülemez” dedi.
Bölge kentlerine dönük ziyaretlerini sürdüren HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Van’ın Erciş’in ilçesinde katıldığı programın ardından kent merkezinde halkla bir araya geldi. Temelli, ve beraberindekiler, kentin girişinde davul-zurna ile karşılandı. Ardından partililerce oluşturulan uzun araç konvoyu ile halk buluşmasının düzenlendiği düğün salonuna geçildi.
‘Tecride son verin’
HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli de yaptığı konuşmasında yine Leyla Güven ve açlık grefi eylemi üzerinde durdu. Temelli, “Leyla Güven 42 gündür bütün yoldaşlarıyla birlikte barışı arıyor. Çünkü biliyor ki barışın yolu İmralı’dan geçiyor. Bu nedenle derhal bu tecride son verin. Tecrit devam ettikçe barışın yolu açılmayacak. Barışın yolu açılmadıkça Türkiye’nin hiçbir sorunu çözülemez. Türkiye’de Kürt meselesinin çözümü aynı zamanda demokrasi meselesinin çözümüdür. Siz demokratik bir Türkiye istiyorsanız, eşit yurttaşlık temelinde bir ülkeyi var etmek istiyorsanız bunun önündeki engelleri kaldırmalısınız. İktidar bu nedenle kaybetmemek için bu zulüm sürsün istiyor ama biz de bu barış mücadelesinde kararlıyız. En az geçmişte olduğu kadar kararlı mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. Bu tecrit son bulacak ve zindandaki tüm arkadaşlarımız özgür kalacak. Bugün tutsak olan arkadaşlarımız bir suçları olduğu için değil, bir sevdaları olduğu için tutukludurlar. Bu sevdayı anlamayanlar, gözleri zulümden başka bir şey göremeyen kalkıp, ‘AİHM kararını tanımıyoruz’ diyebiliyorlar ve hukuku yok saymayı marifet sayıyorlar” diye konuştu.
‘Ülkeyi cezaevine çevirdiler’
Temelli, ittihatçı akıl ve kodlara sahip iktidarın bu katliamcı zihniyetle yoluna devam etmek istediğini de ifade etti. Temelli, devamında şunları söyledi:
“Bu ülke, bu coğrafyanın katliam tarihine son verelim istiyoruz. Bu acılarımızı unutmadık ve hiçbir zaman unutmayacağız. Bu ülkede herkesin payına acı düştü, katliam düştü ve en çok Kürtler yaşadı. Hep birlikte yan yana artık bu acıların bir daha yaşanmaması için mücadele edelim. Yan yana duralım, bu zulme son verelim. Bugün hala cezaevlerinde işkence ve zulüm var. Sise Ana hala cezaevindedir, 1 yaşındaki bebek ile 80 yaşındaki Sise anne cezaevindedir. İşte zulüm budur. Bütün bir ülkeyi cezaevine çevirdiler ve tutsak almak istiyorlar. Bugün bu ülkede adalet kalmadı, mahkeme salonlarında dahi adalet kalmadı. Figen Yüksekdağ’a buradan selamlarımı yolluyorum. Figen gibi, Gülten gibi, Sebahat gibi binlerce kadın yoldaşım tutsak. Çünkü bu iktidar erkek egemen zihniyetiyle kadınlara zulüm etmeye devam ediyor. Çünkü faşizm erkek egemendir ve iktidarlarını sürdürmenin yolu kadını yok saymaktır. HDP’ye düşmanlıkları bu yüzdendir. Türkiye, kadına yönelik şiddette ilk sırada yer alıyor. Kadına yönelik şiddeti meşru görüyor ve bu kültürü büyütüyor. Tüm kadınlar faşizme karşı yan yana gelmeli ve en güçlü desteği kadın yoldaşlarımız vermelidir.”
‘Süpürgenizi hazırlayın’
31 Mart yerel seçimlerinin iktidar için sonunun başlangıcı olacağını vurgulayan Temelli, konuşmasını şu sözlerle noktaladı: “Herkes süpürgesini hazırlasın. Çünkü 31 Mart’ta kayyumcu zihniyeti çöpe süpüreceğiz, bu ülkeyi bu utançtan kurtaracağız. Ülkeyi ‘Cumhur İttifakı’ denilen bu garabetten kurtaracağız. Kayyum demek, zulüm demek, 96 belediyemize kayyum atanmış ve hepsi borçlanmış. Bu borçlanma karşılığında tek hayırlı bir iş yapmamışlar. Sadece yandaş müteahhitleri zengin etmişler. Biz bırakılan borçları ödemeyeceğiz, bu borçları kim yaptıysa gitsin, o ödesin. Van’daki kayyumu Trabzon’a göndermişler. Trabzonlu insanlarımıza çağrımız aman ha dikkat etsinler. Bu vicdansız 93 tane engelli vatandaşımızın tekerlekli sandalyesini elinden almış, sokak isimlerimizi değiştirmiş, bu halkın tarihi ile kültürü ile alay etmiş, belediyeyi gasp etmiştir. Kadına o kadar düşman ki kadın sığınma evlerini kapatmış. İşte Trabzon’a belediye başkanı olmak isteyen zat, böyle bir zat. Trabzonlulara çağırımız bu kişiye izin vermemeleridir.”
HABER MERKEZİ