Yönetmen Erdem’in çektiği filmden kareler alınarak, ‘örgüt üyeliği’nden dava açıldı. Tahliyesine kısa süre kala bir tutuklama daha verilen Erdem, ‘Set fotoğrafı bile terörize ediliyorsa söylenecek söz kalmamıştır’ dedi
Daha önce 1997-2004 yılları arasında tutuklu olduğu davanın Yargıtay tarafından onanması üzerine 2016’da İstanbul’da bir kez daha tutuklanıp Silivri 5 Nolu Cezaevi’ne gönderilen yönetmen İlham Salih Erdem, cezasının bitmesine az bir süre kala bu kez çektiği filmden dolayı davalık oldu. Mezopotamya Kültür Merkezi’ne (MKM) bağlı Yapım 13’te de bir süre çalışmalarda bulunan Erdem, hükmünün tamamlanmasına 6 ay kalmasına rağmen denetimli serbestlik imkanından da yararlandırılmıyor. Mart ayında sinema çalışmalarından yeni bir dosya açılan Erdem’e, film seti fotoğraflarıyla bilgisayarında izlediği Bakur belgeselinin kimi karelerinin emniyet tarafından fotoğrafa dönüştürülüp fezleke hazırlanmasıyla davalık oldu. Cumhuriyet Başsavcısı bu fotoğrafları ‘illegal faaliyet’ olarak gösterip ‘örgüte eleman kazandırma’ iddiasına dönüştürüp, Erdem’e ‘örgüt üyeliği’ davası açıp, üstüne de tutuklama çıkardı. Gazetemiz Yeni Yaşam’a gönderdiği mektupta, hukuk skandalını anlatan Erdem, davaya konu olan film hakkında şunları söyledi: “Fotoğraflar çözüm sürecinde Tunceli Valiliği’nden alınmış yasal izinle çektiğim Qerin filmime aittir. Filmin bir sahnesi karakol önünde askerlerin gözetiminde, bir sahnesi de çatışmasızlık pozisyonundaki gerilla alanında çekilmiştir. Her filmde olduğu gibi filmimizde çekim boyunca fotoğraflar çekilmiştir. Savcılık son gerilla görünümlü fotoğrafları ayıklayarak dava açmıştır. Oysa fotoğraflar çekim anına ait kamera görüntüleridir. Kamera ekibinin tişörtlü, kaprili, şortlu sivil giyimli olduğu gayet açıktır.”
‘Valilikten izin almıştık’
İlk ifadeye çıkarıldığında savcının sorgu polisi gibi davrandığının altını çizen Erdem, “Başta şu an yattığım cezayı sorarak, ‘Bir o kadar daha alacaksın’ diyerek art niyetini açıklamış, peşinen hüküm vermiştir. Mahkeme heyetinin tavrı, duruşu, yansıttığı atmosfer de savcınınkinden farksızdır. Bütün set fotoğraflarını yeni (Qerin) ve eski (Sokaktakiler) filmlerimi, çalıştığım diğer tüm filmleri sundum. Valilikten izin belgemizin istenebileceğini belirttim. Bir yönetmen olarak adresimin açık olduğunu ve şu an cezaevinde olduğumu belirtmeme rağmen hiçbiri dikkate alınmadı. Tüm tahliye taleplerimiz de reddedildi. Hatta mahkeme hukuk skandalına imza atarak, hiç alakası olmayan, şu an bitmekte olan hükümlü dosyamı da kanaat oluşsun diye, içi boş yeni dosyama eklemiştir. Daha dosyanın üzerinden 8 ay bile geçmemişken bir an önce bitirmek istiyorlar. Oysa daha sunacağımız izin belgesi gibi belgeler vardı” dedi.
‘Hedef devrimci sinema’
Bu tutumun tamamen Kürt kültürel değerlerine dönük olduğunun altını çizen Erdem, şöyle devam etti: “Tahammül edilmeyen muhalif devrimci sinema çalışmalarıdır. Yaptığım sanatsal bir çalışmadır. Çektiğim yasal filmin fotoğrafı nasıl yasadışı gösterilip üyelikten dava açılmış olabilir? 21. yüzyılda bir sinema set fotoğrafı bile davalık olup terörize ediliyorsa söylenecek söz kalmamıştır. Türkiye’de tam bir akıl tutulması yaşanıyor. Hiçbir muhalif düşünceye, çalışmaya tahammül etmeyen bir dikta ile karşı karşıyayız. Türkiye’yi mezarlığa ve hapishaneye çeviren AKP-MHP iktidarı 12 Eylülcülere taş çıkarırcasına her şeyi süpürdü. Sıra sanat sinemaya gelmiştir. ‘Benim gibi düşünmeyenin, bana teslim olmayanın yaşama şansı yoktur’ demek istiyorlar. Bu nedenle muhalif sanat sinema çalışmalarının terör faaliyeti olarak gösterip ‘yargı’ yoluyla sindirmek, teslim almak istiyorlar. O kadar faşizanlar ki Sanat Sinema Sansür Kurumu’nu dahi yetersiz görmekte, tanımamakta, kendi valilerinin verdiği izin belgelerine dahi güvenmemektedirler. Bu ülkede artık hukuk adalet rafa kalkmıştır. Mahkemeler baskılanmış, yargıçlar iktidarın güdümüne girmiştir.”
Duruşması bugün
Erdem, mektubunun sonunda maruz kaldığı hukuksuzluğa karşı başta meslektaşları ve dostları olmak üzere herkesi bugün Çağlayan’daki İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde saat 13.00’da görülecek duruşmaya katılıp, manevi destek sunmaya çağırdı.
İSTANBUL