Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, konkordato ilan eden şirket sayısını “Anonim şirketlerde 294’e, limited şirketlerde 552’ye, toplam 846’ya ulaştı” sözleriyle açıkladı. Ticaret Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 2019 yılı bütçeleri üzerinde, TBMM Genel Kurulunda Dönmez ve Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Pekcan, konkordatoya ilişkin bir soruya cevap verirken Pekcan, “Anonim şirketlerde 294’e, limited şirketlerde 552’ye, toplam 846’ya ulaştı. Bunun 282’si İstanbul, 115’i Ankara, 65’i İzmir, 46’sı Kocaeli, 28’i Mersin, 25’i Bursa, 13’ü Hatay, 14’ü Kayseri, diğerleri de 260 civarında.” diye konuştu. 2017’de açılan şirketin 110 bin 575, kapanan şirketin ise 30 bin 648 olduğunu kaydeden Pekcan, bu yıl ise açılan ticari firma sayısının 112 bin 300, kapanan ticari firma sayısının 30 bin 700 olarak gerçekleştiğini aktardı. Piyasadaki söylentilerle bakanına açıkladığı rakamlar arasında önemli bir fark bulunuyor. Piyasanın rakamlarına göre konkordato ilan eden firma sayısı 3 bini geçti.
Hızlı tırmanış
Öte yanda Ticaret Bakanının açıkladığı rakamlarda hızla değişiyor. Bakan bir ay önce (10 Kasım) yaptığı açıklamada konkardato ilan eden firma sayısını 356 olduğunu söylemişti. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki Ticaret Bakanlığı’nın 2019 yılı bütçe görüşmelerinde konkordato ilanları da gündeme geldi. Görüşmelerde söz alan çok sayıda milletvekili, konkordato ilanlarına ilişkin bilgi istedi.Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan: “Ama şu ana kadar konkordato ilan eden firma sayımız 356. İstanbul’da 132, Ankara’da 50, İzmir’de 27, Kocaeli’nde 26, Bursa 13, Hatay 11, Mersin 9, diğer iller 88 olmak üzere toplam 356 firmamız bulunmaktadır” diye konuştu. Bakanın rakamlarına göre bile bir ay içinde 500 firma konkordato ilan etmiş oluyor.
Konkordatoyu iflaslar izler
Konkordato ilan etmenin ekonomi için anlamı ile ilgili bir açıklamada TÜSİAD’dan geldi, TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, “Konkordato ilan eden şirketlere her gün bir yenisi ekleniyor. Moraller bozuluyor. Reel sektör önünü göremiyor. Eğer iflaslar başlarsa durum daha da kötüye gider” diye konuştu. TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu’nun 8 Aralık günü Akanda konuşan Özilhan şunları söyledi : “Dünyadaki krizlerin tarihi, neredeyse her seferinde krizleri tetikleyen faktörün siyaset kaynaklı olduğunu gösterir. Moraller bozuluyor.
Reel sektör, yüksek enflasyon ve TL’deki dalgalanma nedeniyle önünü göremiyor. Yüksek faiz oranları kredi kullanımını sınırlıyor. Eğer iflaslar başlarsa, durum daha da kötüye gider. Dalga dalga KOBİ’lere, esnafa ve vatandaşa yayılır. İşsizlik bugünkü seviyelerinin üstüne çıkar. Yüksek işsizlik ve enflasyon halkın satın alma gücünü düşürür. Düşen talep şirketler kesimini daha da zora sokar.” Bankalar ve bankaların kredi verme imkânları üzerinde durun Tuncay Özilhan, bankaların kredi kapasitelerinin azalacağını belirterek şunları ekledi: “Bankaların bilançolarında sorunlu alacaklar artar ve kredi kapasitesi hepten daralır. Bu ihtimalin önüne geçilmesi için finans sektörünün doğru araçlarla desteklenmesi mutlaka gündeme alınmalı. Reel sektör ve bankacılık sektörünün bir sarmal halinde aşağı çekilmesi önlenmeli. Belli bir süre için büyüme hızında sert bir düşüş kaçınılmaz görünüyor. Önemli olan bundan sonra ekonominin sağlıklı bir büyüme patikasına girmesi. Sağlıklı büyüme üretimden geçer. Üretimde yaratılan katma değeri artırmadan istikrarlı bir büyüme sürecine giremeyiz.” Özilhan rejim değişikliği bürokrasi üzerinde etkilerine de şu sözlerle vurgu yaptı: “Parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçişin sancıları çekiliyor. Birçok yerde işler yürümüyor, her kademede kararlar bir üst merciye devrediliyor. İnşallah, bu sıkıntılar kısa sürede aşılır ve güçlü bir geleneği olan bürokrasimiz yeniden etkin bir şekilde çalışmaya başlar.”
ANKARA