Nuri Keleş
Ehmedê Xanî’nin muhteşem eseri Mem û Zîn’in Kürt dili ve edebiyatı açısından köşe taşlarından biri olduğunu kimse tartışmaz herhalde. Ehmedê Xanî, 1651 yılında Bazîd’te (Doğubeyazıt) doğdu ve Bazîd’te 1707 yılında hakkın rahmetine kavuştu. Türbesi Bazîd’teki İshak Paşa Sarayı yanındadır.
Tarihçiler, Ehmedê Xanî’nin Çelê’ye (Çukurca) bağlı Xan köyünden ve Xanîyan aşiretinden olduğu için Ehmedê Xanî ismiyle anıldığını söyler. Mem û Zîn eserinde kullandığı Kurmacca da Colemêrg (Hakkari) ağzı olması bu iddiayı doğrulamakta. Bazîd ve çevresi Colemêrg’ten farklı Kurmancca kullanır.
Bazîd’te Ehmedê Xanî’ye Xanî Baba denilir ki, böylece ona kutsallık ünvanı da yüklenir. Xanî Baba üzerine içilen yemin, en ağır yeminlerden sayılır.
Xanî Baba, Kürt ulusal destanı olan Memê Alan’dan ilham alarak, Kürt edebiyatının baş tacı Mem û Zîn’i 1695 yılında Kurmancca yazdı. Bu şaheser şimdiye kadar birçok dile çevrildi. Ancak Zazacaya çevirisi yeni yapıldı. Xanî Baba’nın Mem û Zîn’i 60 kısımdan ve 2657 beyitten oluşmaktadır.
Mem û Zîn’in Zazaca çevirisi (halen Bafra T Tipi Cezaevi’nde bulunan) Murat Canşad tarafından yapıldı ve Roşna Yayınları tarafından yayınlandı. Kitap 335 sayfa. Kendi dönemindeki edebi çalışmaların yazım tarzı gereği Xanî Baba, birçok bölgesel dilden kelimeler alarak eserini güçlü kılmaya çalışmıştı.
1. Emin Bozarslan’ın Kurmancca çevirisi olan Mem û Zîn’i, 2007 yılında okumuştum ama çok da anlayamadığımı yeni fark ettim. Murat Canşad çok anlaşılır ve sade bir dille çeviri yapmış. Bu yüzden insan okuyunca Xanî Baba’nın vermek istediği duyguyu yaşıyor.
Xanî Baba, eserini tasavvufi ve felsefik bir dille yazmış. Murat Canşad da bu özelliğini gözardı etmeden başarılı bir çeviri yapmış:
Têhet de waştî û waştîye bax bostan o
Ma êdî merdım Xızırî ra çı wazen o
(Yar ile canan bağ ve bostandır / Artık Yaradandan ne umulur)
Yani sevgililer şahsında vatanıyla bütünleşme aşkından söz etmekte.
Xanî Baba, Mem û Zîn eserinde Kurmancca beyitlerini 5+5 hece (10 hece) ölçüsüyle yazmıştı. Ancak Murat Canşad, Zazaca dil özelliği gereği çoğunlukta olan dişil kelimelerin uzunluğu nedeniyle beyiteri 5+8 hece (13 hece) ölçüsüyle çevirmiş. Çok sade bir dil kullanmış ve başarılı olmuş. Okurun keyifle okuyup anlayacağı bir tarzı esas almış, eserin özü korunup, yansıtılmış.
Teknolojik çağda klasik ortaçağ yöntemi olan kağıt kalemle cezaevinde çalışmak, büyük uğraş ve emek gerektiriyor. Kendi zamanından, uykusundan, istirahatından; kısacası birçok açıdan fedakârlık gerektiren bu işte Murat Canşad’ın söz konusu çabası takdire şayandır.
Cezaevinde olan arkadaşlarımızın bu tür çalışmalarına Kürt edebiyatının şiddetle ihtiyacı var. Daha fazla katkı beklentisi olduğu açıktır. Bu şaheserin Zazaca çevirisi Kürt edebiyatına armağan olsun!
* Diyarbakır 1 nolu T Tipi Cezaevi