İktisatçı Nilgün Erdem, Türkiye gibi ekonomik yapılarda cari fazlalığının; daralma, küçülme ve krizin göstergesi olduğunu söyledi. Erdem, Türkiye ekonomisinin cari fazlası vermesinin hayra alamet olmadığını ifade etti.
Merkez Bankası’nın (MB) açıkladığı Ekim 2018 dönemine ait ödemeler dengesi verilerine göre, cari işlemler dengesi 2,77 milyar dolar fazla verdi. Son on iki aylık cari işlemler açığı 39.403 milyon dolara geriledi. Cari denge Ağustos ve Eylül ayında da fazla vermişti. Böylelikle cari denge 3 ay üst üste fazla vermiş oldu. Gelişmiş ülkelerde olumlu olarak karşılan cari fazlası, Türkiye ekonomisi için tehlike çanları olarak değerlendiriliyor. Mezopotamya Ajansı’ndan Selman Güzelyüz’e konuşan Ankara Üniversitesi (AÜ) Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen iktisatçı Yar. Doç. Dr. Nilgün Erdem, “Türkiye ekonomisinin cari fazlası vermesi hayra alamet değildir” dedi.
‘Cari fazlalığı krizin göstergesi’
Türkiye gibi ithal girdi ara mallarına bağlı ülkelerde cari açıktan cari fazlalığına girmenin ağır bir ekonomik daralmanın sonucu olarak ortaya çıktığına dikkat çeken Erdem, şunları söyledi: “Türkiye ekonomisindeki cari işlemler dengesi fazlası, kapitalist sistemdeki olgun ekonomilerde üretime dayalı potansiyel üzerinden ihracatı arttırılarak, ülkenin büyüdüğü dönemlerde elde edilen bir sonuçtur. Ancak Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde, ağır bir ekonomik daralmanın sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. O yüzden de övünülecek bir yanı yoktur. Küçüldüğümüzün göstergesidir. İthalat yapamadığımız için, ülkede sermaye çıkışı hızlandığı ve bu nedenle döviz rezervimiz azaldığı için. Yani ithalatı kısmaktan kaynaklıdır. Sonuç olarak, Türkiye gibi ekonomik yapılarda cari fazlalığı daralmanın, küçülmenin ve krizin göstergesidir. O nedenle bu cari fazlalığı hayra alamet değildir.”