Binlerce yıl önce karınlarını doyurmak için oradan oraya gider, gıda bulunan yerde konaklar, yenecek bir şey kalmadığında yeniden gıda bulmak üzere arayışa başlarmış atalarımız. Yani mütemadiyen göç halindelermiş.
Tohumların tarımda kullanılmaya başlanmasıyla birlikte insanlar yerleşik yaşama- medeniyete geçmiş ve göç hali önemli ölçüde durmuş.
Evet, tohumdan sağlanan ürünler karnımızı doyurdu, sırtımızı giydirdi hep. Sonra şirketler girdi hayatımıza. Şirketler aracılığıyla tohumdan elde edilen ürünler, gıda ve giysiler oradan oraya göç etmeye, dolaşmaya başladı bu kez.
Canlıya sahip olmak
Tohum canlı, hem de capcanlıdır. İklim durumuna bağlı olarak bu yılın tohumu önceki ve gelecek yılınkinden farklı olur. İşte tohum bugüne değin bu farklılığı ile yaşayarak yaşattı.
Tohum ve şirketler
Tarımın tohumsuz olmayacağını, gıdanın ilk halkasının tohum olduğunu bilen şirketler, tarım ve gıdayı kontrol edebilmek ve canlı olan tohuma sahip olmak için hamleler yapmaya başladılar.
İlk önce tohumu hibritleştirip, özelleştirdiler. Çiftçileri bu yolla kendilerine bağımlı kıldılar.
Tohumu tümden ele geçirmek için kanun, yerel çeşitleri kontrollerine almak için de hükümetlere yönetmelikler çıkartırarak canlıya sahip olmak istiyorlar şimdi de.
Ancak şirketler canlıya (tohuma) sahip olduğu oranda biyoçeşitlilik azalıyor. Yerel çeşitler dünyada hızla yok oluyor: Çin’de 1949’da 10 bin buğday çeşidi varken 1970’lerde bin çeşide gerilemiş durumda. ABD’de lahana çeşitlerinin yüzde 95’i, mısır çeşitlerinin yüzde 91’i, bezelye çeşitlerinin yüzde 94’ü, domates çeşitlerinin yüzde 81’i kaybolmuş. FAO’nun 150 ülke raporuna dayanarak yayımladığı çalışmaya göre ise, son yüzyılda dünya biyoçeşitliliğinin yaklaşık yüzde 75’i kaybolmuş vaziyette.
Küçük ölçekli çiftçiler
OECD ve BM gibi uluslarası kurumlar hızla azalan tarımsal biyoçeşitliliğin en önemli taşıyıcı ve yaşatıcısının yerel tohumları kullanan küçük ölçekli çiftçiler olduğunu kabul etmektedir. Onlar, “tohum çeşitliliği ancak biyolojik çeşitliliği kullanan ve koruyan küçük çiftçinin garantiye alınması ile sağlanabilir” demektedirler.
Peki, şirketlerin önde gideni olan hükümet, tohumla ilgili yerel çeşit yönetmeliğini iptal eder mi? Tohumculuk Kanunundaki küçük aile çiftçiliği aleyhine maddeleri ayıklar mı? Bilmem, ama ihtimali bile güzel sorular bunlar!