Ortadoğu uzmanı Dr. Mustafa Peköz, Rusya’nın Mart ayında İdlib’e yönelebileceğini belirterek, bunun Türkiye’ye ciddi yansılamaları olacağını söyledi. ABD’nin Türkiye’ye rağmen sınırda gözlem noktaları kurma kararı aldığını ifade eden Peköz, ”Herhangi bir operasyon, ABD’ye yapılmış sayılacaktır” dedi.
Ortadoğu Uzmanı Dr. Mustafa Peköz, Suriye ve bölgedeki son gelişmeleri Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Selman Güzelyüz’e değerlendirdi.
‘İdlib, Türkiye açısından iyiye gitmiyor’
Peköz, Rusya ile Türkiye’nin üzerinde anlaştığı ancak gelinen süreçte çözüme kavuşturulamayan İldib meselesinde bir gelişmenin sağlanmadığını söyledi. İdlib’de işlerin Türkiye açısından iyiye gitmediğini belirten Pekgöz, “Rusya’nın böyle bir adım atarak uluslararası alanda İdlib üzerinde gelecek bir kısım hamleleri boşa çıkartma taktiği olduğunu söylemiştik” dedi. Gelişmelerin bunu doğruladığını söyleyen Peköz, ”Gelinen aşamada, İldib’de işlerin iyi gitmediğini, söz konusu çatışmasız bölgelerin oluşturulmadığını, İslamcı örgütlerin ağır silahlarını çekme girişiminde bulunmadıkları ortaya çıkmıştır” sözlerini kaydetti.
Rusya zemin hazırlıyor
Rusya’nın İldib krizinde Türkiye’ye biçtiği rolün Türkiye tarafından yerine getirilmediğini belirten Peköz, Rusya’nın Türkiye’yi onure ederek, ciddi çaba harcadığını ancak başarılı olamadığı mesajını verdiğini söyledi. Peköz, Rusya’nın böyle yaparak İdlib’de çıkacak savaşta Türkiye’nin katılımcısı olması için taktik yaptığının altını çizerek, şöyle konuştu: ”İkincisi ise, kendisine savaş için nesnel zemin hazırlıyor. Rusya’nın bir diğer isteği ise, Türkiye’nin radikal İslamcı örgütlerle çatışması. Özün özü şudur, Rusya Türkiye ile İdlib üzerinde yaptığı çatışmasızlık anlaşmasının yürümediğini teyit ediyor ve Türkiye’yi karşısına almadan buraya müdahale zemini oluşturuyor.”
‘Ciddi sorunlar yaratacaltır’
Peköz, Türkiye seçime doğru gittiğini hatırlatarak, ”Önümüzdeki Mart ayında öngörülen İdlib savaşı, Türkiye’nin iç dinamikleri bakımında çok ciddi sorunlara yol açacaktır” dedi. Türkiye’nin selefi gruplara yönelik tavrının nasıl olacağını soran Peköz, şöyle devam etti: ”Putin ve Rusya Savunma Bakanlığı İdlib operasyonunu kastederek, bu sürecin ısrarla Türkiye tarafından çözülmesi gerektiğini söylüyor. Yani böyle bir operasyona Türkiye’nin dâhil olmasını sağlamaya çalışıyor. Bu tabii ki radikal İslamcılar ile Türkiye ilişkilerinde ciddi bir kırılmaya sebep olacaktır. Radikal İslamcıların doğal olarak Türkiye’ye tutum almalarını sağlayabilir. İkinci olarak bir göç sorunu yaşanacak.”
‘Afrin ve diğer noktalara da yansıyacak’
Türkiye’nin İdlib’de alacağı muhtemel pozisyonun Afrin ve El Bab’daki inisiyatifini de büyük oranda kaybetmesine neden olacağını söyleyen Peköz, ”Eğer Türkiye İdlib’de Rusya ile birlikte savaşa girerse, Türkiye’nin gerek El-bab’ta gerek Afrin’de gerekse de Suriye’nin farklı yerlerinde desteklediği İslami örgütlerle arası açılacaktır. Yine bunun sonucunda, Afrin ve El-bab’daki radikal İslamcılar da hem ÖSO ile çatışmaya gireceklerdir hem de Türk askeri güçleri ile çatışmak zorunda kalabilirler” diye konuştu.
”Bunun bir diğer anlamı da bu bölgeleri kontrol etmeye çalışan Türkiye’de ciddi bir istikrarsızlık ve risk gündeme gelecektir” diyen Peköz, sonuç olarak Türkiye’nin oradaki etki alanını tümü ile sıfırlayacağını ve çok yönlü kaybetmeye başlayacağını ifade etti. Peköz, sözlerini şöyşe sürdürdü: ”Onun için Mart’a doğru yapılması planlanan İdlib operasyonunda Türkiye’nin alacağı pozisyon son derece önemlidir. Yine Türkiye eğer ‘Ben yokum’ derse, İran ve Rusya ilişkilerindeki denklem dışında kalacaktır. Bu da Türkiye için farklı yeni sorunlar oluşturacaktır.”
‘Türkiye’nin Kürt bölgelerine operasyon şansı yok’
Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna yönelik tehditlerini de değerlendiren Peköz, mevcut durumda Türkiye’nin Kürt bölgelerine yönelik operasyon yapma şansının olmadığını ifade etti. Peköz, Türkiye’nin top atışları yaptığını hatırlatarak, ”Ancak ABD Kobani’den Kamışlo’ya kadar 13 gözlem noktası kurma kararı aldı” dedi.
‘Operasyon, ABD’ye yapılmış sayılır’
ABD’nin bu karardan geri adım atmasının söz konusu olmayacağını belirten Peköz, şöyle devam etti: ”Bu bölgelerde gözetleme kulelerinin bulunduğu her alan, ABD’nin güvenlik alanı olarak ifade ediliyor. Buradaki korumayı da Demokratik Suriye Güçleri ile birlikte yapacaktır. Türkiye’nin yapacağı herhangi bir operasyon ABD’ye yapılmış sayılacaktır. Türkiye’nin hem askeri, hem de politik olarak böyle bir riski göze alamayacağını herkes biliyor. ABD bunu Türkiye’ye rağmen yapıyor. Türkiye’nin tüm uyarılarına rağmen yapıyor. Demek ki ABD, Türkiye’nin tüm itirazlarına rağmen bölgedeki etkinliğini arttırıyor. Gerek gözlem kuleleri ile gerekse de özellikle Rakka bölgesinde Kobani bölgesinde kurduğu askeri üsler ile kalıcı olduğunu gösteriyor. Sonuç olarak Türkiye’nin oralara operasyon yapma ya da oralara girme şansları zor.”
‘ABD, YPG modelini geliştirmek istiyor’
Peköz, ABD’nin Ortadoğu’da YPG modeline benzer bir Kürt askeri yapılanma üzerinde çalıştığını söyledi. Özellikle son dönemlerde Federal Kürdistan Bölgesi’nde Peşmerge’nin NATO sistemine göre yeniden reorganize edildiğini vurgulayan Peköz, şunları dile getirdi: “Artık KDP’nin 80’inci Peşmerge birlikleri, YNK’nin birlikleri olmayacak. Bütünü ile merkezileşmiş, bir biçimi ile ulusal ordu biçiminde yeni bir organizasyona gidiliyor. Son dönemlerde askeri konferanslar, toplantılar yapıldı. ABD ve NATO’dan subaylar geldi, Bu süreç hızlı bir şekilde ilerliyor.”
Güney’de hükümet yapısının da yeniden organize edildiğini ifade eden Peköz, ABD’nin DSG’ye özellikle de YPG örgütlenmesine benzer bir model oluşturmak istediğini söyledi. ”Çünkü ABD, DSG’deki başarıyı ve tek merkezde askerileşmenin daha başarılı olacağını gördü” diyen Peköz, şunları dile getirdi: ”Bunu bugün Güney Kürdistan Yönetimine dikte ettirmeye çalışıyorlar. Ve böyle bir model ortaya çıkartmaya çalışacaklar. Bir biçimde Rojava’da başarılı olan model, bugün Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimindeki Peşmergeler de uygulanmaya başlanacak. Süreç oraya doğru gidiyor. Böylece partiler üstü bir ordu ortaya çıkacak. İşte tankları, topları olan çok güçlü bir ordu ortaya çıkacak. Onun için Kürtler arasındaki kopmuş gibi görünen iletişim önümüzdeki süreçlerde bütünlüğü sağlanacaktır.”
‘ABD’nin Kürtlere ihtiyacı var’
Peköz, ”ABD Kürtleri sevdiği için Kürtler ile hareket etmiyor aslında, ihtiyacı olduğu için onlar ile birlikte çalışıyor” diyerek, sözlerini şöyle tamamladı: ”Bölgedeki denklemleri ve çıkarları için birlikte işbirliği yapıyor. Ki bu da Kürtlerin işine geliyor. ABD’nin mecburiyeti var. Yine ABD’nin PKK’yi tasfiye politikası izleyip, bitirme strateji içerisinde olacağını hiçbir şekilde düşünmüyorum. Sadece çizgisine uyumlu bir strateji izlemesini istiyor.”