Avrupa Adalet Divanı, Brexit sürecinin İngiltere tarafından iptal edilebileceğine karar verdi. İngiliz hükümeti ise Avrupa Birliği’nden ayrılmakta kararlı. Brüksel ile varılan Brexit anlaşması bugün İngiliz Parlamentosu’nda oylanacak
Avrupa Adalet Divanı, İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılma (Brexit) sürecini tek taraflı olarak iptal edebileceğine karar verdi. Merkezi Lüksemburg’da bulunan, AB’nin en yüksek mahkemesi Avrupa Adalet Divanı, İngiltere’nin Brexit sürecine ilişkin açılan davayı karara bağladı. Kararda, “Mahkeme, bir üye devletin Avrupa Birliği’nden çekilme niyetini AB Konseyine bildirdiğinde, söz konusu üye devletin tek taraflı olarak bu bildirimi iptal etmekte serbest olduğuna karar vermiştir” ifadesi kullanıldı. Bu karara göre, İngiltere’nin böyle bir tercihte bulunması halinde AB üyeliğinin aynen devam edebileceği ifade edildi. İngiltere’de Brexit karşıtı olan çok sayıda siyasetçi, Brexit sürecinin geri döndürülebileceğini savunuyordu. Brexit karşıtları, AB’den ayrılma kararına giden süreçte kamuoyunun kasten yanıltıldığını, referandumda gençlerin sandığa gitmediğini ve eğer ikinci bir halk oylaması düzenlenirse AB’den ayrılma kararının çıkmayacağını belirtiyordu. İngiliz hükümeti ve AB’nin kendisi ise buna karşı çıkıyor, referandumda kararın verildiğini vurguluyordu.
İrlan’da sorunu
Avrupa Adalet Divanı’nın kararı, İngiliz Parlamentosu’nda bugün yapılması planlanan Brexit oylamasını daha da zorlu hale getirdi. Başta İşçi Partisi olmak üzere muhalefetin anlaşmayı reddetmesi bekleniyor. Theresa May’in başında olduğu iktidar partisi, Muhafazakâr ve Birlikçi Parti içinde de AB ile varılan anlaşmaya muhalefet edenler var. Mevcut anlaşmaya göre ayrılıktan sonra Kuzey İrlanda’nın belirsiz bir süre daha AB kurallarına uymaya devam edecek olması ve İrlanda Cumhuriyeti ile Kuzey İrlanda arasında Brexit ardından fiziki sınır girmemesi için formüle edilen “tedbir maddesi” Muhafazakâr Parti içindeki muhalefetin itirazının temelini oluşturuyor. Referandumda, Birleşik Krallık’a bağlı olan Kuzey İrlanda’da halkın büyük çoğunluğu AB’de kalınması yönünde oy kullanmıştı. Kuzey İrlanda’da tüm politik partiler, Avrupa Birliği’nde kalma konusunda birleşirken tek karşı çıkan ise krallık yanlısı Demokratik Birlik Partisi (DUP) olmuştu. May hükümetiyle, Jeremy Corbyn’in başbakan olmasını engellemek için koalisyon kuran ve parlamentoda 10 milletvekili bulunan aşırı sağcı DUP da, May’in Brüksel’le yaptığı anlaşmaya karşı çıkıyor. Önde gelen Brexit yanlılarından Muhafazakâr Parti milletvekili Jacob Rees- Mogg, AB ile varılan anlaşmaya, “Bu Brexit değil. Bu hükümet politikasının iflası. Reddedilmesi gerekiyor” diyerek itiraz etmişti.
Hükümet düşebilir
AB Adalet Divanı kararı ardından İngiliz hükümeti kanadından ilk tepki Çevre Bakanı Michael Gove’dan geldi. Gove, AB’de kalmak istemediklerini belirterek, “29 Mart 2019’da AB’den ayrılacağız” diye belirtti. Başbakan May ise AB’den ayrılık şartlarını düzenleyen anlaşmanın parlamento tarafından reddedilmesinin ülkeyi belirsizliğe ve erken seçimlere iteceğini söyledi. Anlaşmanın gerekli onayları alması halinde İngiltere 29 Mart 2019 gecesinden itibaren AB’den resmen ayrılmış olacak. Hemen ardından başlayacak 21 aylık “geçiş sürecinde” taraflar gelecekteki ilişkilerine ilişkin müzakereleri sürdürecek.
LONDRA