HDP Hakkari Milletvekili ve DTK Eşbaşkanı Güven’in açlık grevi eylemi 32. gününe girerken, iktidar Güven’in talebiyle ilgili sessizliğini koruyor. Destek eylemleri ise her geçen gün büyüyerek devam ediyor
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in, tutuklu bulunduğu Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin sonlandırılması talebiyle başlattığı açlık grevi eylemi 32. gününe girdi. Güven’in eylemine destek vermek amacıyla PKK ve PAJK’lı tutukluların birçok cezaevinde 27 Kasım’da başlattıkları süresiz dönüşümlü açlık grevi eylemleri ise 13. gününde. Dokunulmazlığı kaldırılarak tutuklanan HDP eski Milletvekili Çağlar Demirel de Güven’in taleplerini sahiplenmek amacıyla 15 siyasetçi arkadaşıyla açlık grevi başlattıklarını duyurdu. Kocaeli F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutuklu Demirel, avukatları aracılığıyla gönderdiği mesajda şu ifadelere yer verdi: “Güven’in talepleri milyonların talebidir. Bütün demokrasi güçlerinin mevcut insanlık suçuna karşı demokratik mücadeleyi yükseltme ve birer Leyla olma bilinci ile hareket etmeye çağırıyoruz.” Güven’in eylemine destek amacıyla HDP’li vekiller hafta içinde hem Meclis’te hem de birçok kentte 3’er günlük açlık grevleri yapmıştı. Ayrıca Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle Avrupa’da ve Kuzey Suriye’de başlatılan açlık grevleri de sürüyor. Güven’in avukatları önceki gün yaptıkları açıklamada birçok rahatsızlıkla birlikte ciddi kilo kaybına uğrayan müvekkillerinin sağlık durumunun kritik eşiğe evrilmesine rağmen B1 vitamini verilmediğini duyurmuş ve Adalet Bakanlığı’nı bu konuda göreve çağırmıştı. Güven’in eylemine Kürt kamuoyu ve toplumsal muhalefetten destek gelirken, eyleme ilişkin iktidar, Meclis ve HDP dışındaki muhalefet partilerinden şu ana kadar bir açıklama gelmemesi dikkat çekiyor. HDP Sözcüsü Saruhan Oluç, önceki gün yaptığı açıklamada bu konuda, Meclis Başkanı Binali Yıldırım’ın tutumunu “Meclis Başkanı olarak herhangi bir girişimde bulunmadınız, Güven’in hakkına sahip çıkmadınız, sandık iradesine sahip çıkmadınız” sözleriyle eleştirdi.
‘Tecrit ülkeyi krize sokuyor’
Öte yandan birçok hak savunucundan ve siyasetçiden Güven’in eylemi ve talebine ilişkin açıklamalar geliyor. İHD Genel Başkan Yardımcısı Raci Bilici, tecrit suçunun bugün en çok PKK lideri Abdullah Öcalan üzerinde uygulandığına dikkat çekerek, ülkeye barışın gelmesinin yolunun tecridi kaldırmaktan geçtiğini ifade etti. İHD Antep Şubesi’nin düzenlediği dayanışma gecesinde konuşan Bilici, Meclis’nin 25. ve 26. dönemde kendi milletvekillerinin onurunu koruyamadığını, Hakkari halkının temsiliyeti olan Leyla Güven’in cezaevine girmesine de sessiz kalındığını söyledi. Bilici, “Tecrit ülkeyi krize sokuyor. Tecrit yaşadığımız sorunların ana kaynağıdır. Bugün bu tecride karşı çıkmak amacıyla Leyla Güven açlık grevine başlamıştır. Enis Berberoğlu’na uygulanan hukuk Leyla Güven’e de uygulanmalıdır” dedi.
‘Öcalan’ın hakları var’
“Çözüm Süreci” döneminde Akil İnsanlar heyetinde yer alan 78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can da MA’dan Melike Ceyhan’a verdiği röportajda Güven’in eylemine ve talebine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Güven ve açlık grevindeki diğer siyasi tutukluları selamlayan Can, şunları söyledi: “Sayın Öcalan 20 yıldır cezaevinde tek başına tecrit altında. Ne ailesiyle, ne avukatlarıyla görüştürülüyor. Öcalan’ın durumu hakkında hiçbir bilgiye sahip değiliz. Tüm siyasi misyonunu bir kenara bırakalım, Sayın Öcalan’ın insan olmaktan gelen hakları yok mu? Biz hiç değilse ailemizle, avukatlarımızla görüşebiliyorduk. Kendisine, en azından bize tanınan haklar tanınmalı. Ayrıca Sayın Öcalan, sıradan bir insan da değildir. Beğenirler ya da beğenmezler bir halkın, milyonlarca insanın iradesidir. Öcalan’ın sağlık durumu ve insan olduğu gözetilerek üzerindeki tecrit kaldırılmalıdır. Ailesiyle, avukatıyla görüşülmesi sağlanmalı, ülkenin barış ve demokrasine katkı sunabilmesi için bir ortam yaratılmalıdır.”
‘İktidar önemsizleştiriyor’
Sosyal Haklar Derneği Başkanı ve eski CHP milletvekili Melda Onur ise webiz’de Soner Şimşek’in sunduğu “ENİKONU” programında Güven’in eylemine değindi. Güven’in eylemine dair görüşlerini paylaşan Onur, iktidarın Güven’in eylemi karşısında ‘özellikle dikkate almayarak konuyu önemsizleştirme ve kriminalize etmek gibi’ bir tutum içinde olduğunu söyledi. Onur, “Yani bunu ciddiye aldığı takdirde birden bire geri adım atması gerekiyor. Kendi gücünün sarsılacağını düşünüyor. Öyle bir bakış açıları var” dedi. Onur, Türkiye’nin içinde bulunduğu ortamı da tarif ederek, açlık grevlerinin haber dahi olmaz hale geldiğini belirtti. CHP’nin gündeminde yerel seçimlerin olduğunu vurgulayan Onur, “Milletvekilleri açlık grevlerine yönelik görüşlerini ifade ediyorlar ama CHP’nin gündeminde yaklaşan yerel seçimler var” dedi.
Destek mesajları
Sosyal medyada da HDP’li vekiller başta olmak üzere gazeteciler, sanatçılar, yazarlar Güven’in eylemine ilişkin #LeylaGüven etiketiyle paylaşımlarda bulunuyor.
Yazar Karin Karakaşlı Güven’in gazeteci kızı Sabiha Temizkan’ın “Annem için ‘ölsün’ diyenler keşke annenizin şefkatini anlamış oldaydınız. Bundan mahrum kalmış olamazsınız, ancak anlamamışsınızdır. Çünkü anlasanız o kelimeyi ağzınıza alamazdınız! Anne öyle bi şefkat öğretir ki birinin kötülüğünü aklınızdan bile geçiremezsiniz! #LeylaGüven” mesajını paylaştı.
Gazeteci Ruşen Çakır, Güven’in kızı Temizkan’ın verdiği röportajı “Açlık grevindeki HDP Milletvekili Leyla Güven’in kızı Sabiha Temizkan: ‘Söz konusu Kürtler olunca hukuk farklı işliyor’” ifadeleriyle paylaştı.
HDP Grup Başkanvekili Ayhan Bilgen ise Güven’in mesajını alıntılayarak, “Leyla Güven kararlı tavrıyla yeni bir sayfa açacak” ifadelerini kullandı.
Orhan Alkaya da Güven’le ilgili paylaşımı alıntılayarak, “Leyla Güven milletvekilidir, milletin vekili. Sandıktan çıkmıştır. Sayıyla kendinize gelin” ifadelerini paylaştı.
Gazeteci Veysi Sarısözen, Güven’le ilgili “Eğer vicdanların üstündeki ölü toprağını Leyla Güven’in bir ayı dolduran açlık grevi de kaldırmazsa, insanlık dışı rejime teslim olduk demektir” mesajını paylaştı.
HABER MERKEZİ