Kocaeli Kandıra 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde tutuklu Wernicke-Korsakoff hastası ve kalbinin sadece yüzde 30’u çalışan Abdullah Kalay, birlikte kaldığı 6 tutuklunun imzasını taşıyan mektup gönderdi. Kalay, cezaevinin zorlu koşullarından en çok hasta tutukluların etkilendiğini, öyle ki hastane sevklerinin bile işkence halini aldığını belirtti. Hasta tutukluların durumları göz önünde bulundurulmadan ‘mezar tipi’ olarak adlandırdığı tek kişilik araçlarla sevk edildiğini paylaşan Kalay, bunda ısrar edilmesinin hastaları ‘öldürmek’ anlamına geldiğini belirtti.
Kamera tacizi
Kaldıkları koğuşların ise ‘arama’ adı altında sık sık basıldığını ve dağıtıldığını aktaran Kalay, şunları dile getirdi: “Bu duruma itiraz edildiğinde keyfi disiplin cezaları verilmektedir. Kullandığımız havalandırmalara takılan kameralarla yattığımız yerler dahil her taraf görüyor. Yattığımız, yaşamımızı sürdürdüğümüz alanların 24 saat izlenmesi tacizdir.”
‘Ölüm riskim var’
Sağlık durumuna da değinen Kalay, “Kaldığım cezaevinde 2012 yılında kalp krizi geçirdim. Cezaevi idaresi beni 2 buçuk saat geciktirdikten sonra hastaneye kaldırdı. Hastanede 1 buçuk saat anjiyoda kaldım. Tıkanan ana arter açıldı. Ölümden son anda kurtuldum. Ancak geç müdahale edildiğinden dolayı kalbimin büyük bir kısmı tahribata uğradı. Kendisini sürekli yenileyen rahatsızlıklarım ortaya çıkar duruma geldim. Dört ayrı hastaneden ‘Cezaevinde kalamaz, ölümcül risk taşıyor’ raporlarım olmasına rağmen, halen mağdur ediliyorum. Altı ayda bir hastanede kontrollerim var. Doktorlar, ‘hastalığın ağır ve risk taşıyan sürekli sorun yaratan boyuttadır, kalp yetmezliğinde artış oluyor, kalp krizi ve ölüm riski altındasınız ama yapacağımız bir şey yok ilaçlarını kullanacaksın’ dediler. Sağlığıma kavuşma şansım olmasa da ağır hastalığımdan dolayı düzenli doktor kontrollerim ve tetkiklerim yapılmak zorundadır. Ancak darbe girişimi sonrası devreye konulan tek kişilik ‘mezar tipi’ havasız ring araçlarıyla sevk dayatılmaktadır.”
KOCAELİ/MA