İngiltere’de 2020’ye kadar İşçi Partisi’nin başkanlığını yapan Jeremy Corbyn sorularımızı yanıtladı:
Kürt halkı, kendi kaderini tayin hakkı, demokrasi ve özgürlük mücadelesinde cesur ve kararlı olmuştur. Onların mücadelesini desteklemeye devam edeceğim. Ta ki hepimizin barış ve adalet içinde yaşayacağı bir dünya kurulana kadar
Mehmet Ali Çelebi
Bereketli Hilal üzerinde hegemonya çekişmeleri ölümcül çatışmalara evrildi. Ortadoğu ve Afrika’da cetvellerle hudut çizen, 1915 Şam Protokolü, Mısır Valisi Henry McMahon mektupları, 1921 Ortadoğu-Kahire Konferansı, Sykes-Picot, Lozan gibi anlaşmalarla halklar arasında tel örgüler yerleştiren, Kürt coğrafyasını farklı ülkeler arasında bölüştüren ülkelerden biri İngiltere. 2024 geride kalırken Gazze, Lübnan, Suriye-Şam, Kuzey ve Doğu Suriye, İran, Türkiye, Ukrayna hattındaki şiddet döngüsünde de ABD dış politikasının ideolojik-istihbari besleyicisi İngiltere başroldeki aktörlerden biri. Ortadoğu halkları bıçak sırtında. ABD, Rusya, Türkiye, İsrail ile birlikte nüfuz savaşı veren ülkelerden biri, ABD’nin think-tank’i gibi çalışan İngiltere’de anti-establishment hat takip eden bir siyasetçi olan Jeremy Corbyn’in kapısını çaldık.
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi üyesi, BM İnsan Hakları Konseyi Nükleer Silahsızlanma Kampanyası Başkan Yardımcısı olan Jeremy Corbyn, ABD’nin dış politika algoritmasında belirleyici olan İngiltere’de başbakan olsa İngiltere’nin (Birleşik Krallık) dış politika kodlarında, alışılmış bakış açısında ciddi rota değişiklikleri yaşanabilirdi. İngiltere’de 1900 yılında kurulmuş olan İşçi Partisi’nin bir önceki lideri Jeremy Corbyn, 2019 seçimlerinde partisi birinci olamayınca başkanlıktan istifa ederek 4 Nisan 2020’de yerini Keir Starmer’e (4 Temmuz 2024 erken genel seçimlerinde başbakan oldu) bırakmıştı.
Ortadoğu halklarının özgürlük mücadelelerine, anti-emperyalist meydan okumalarına değer biçen, Kürtlerin, Filistinlilerin ulusal hakları için verdikleri mücadelelere destek veren bir siyasetçi ve aktivist Corbyn.
Ortadoğu’da, Ukrayna’da yaşanan savaş ve çatışmalar sürerken, Kürt meselesi bu savaşların tarafları arasındaki ittifak ve denklemleri etkilerken İngiltere nerede nasıl pozisyon alıyor? Yeni paylaşım savaşları, enerji koridorları, su ve tarım alanlarına çökme savaşları yaşanırken ne yapmalı? Ortadoğu savaş denklemleri arasında cendereye alınan Kürtler ve Filistinlileri neler bekliyor? Yanıtlarını Corbyn’e sordum. Corbyn 2019 genel seçimini kazanıp başbakanlık koltuğuna otursaydı nasıl bir Ortadoğu politikası görürdük. Yanıtından bir kesit: “Başbakan olarak seçilseydim Kıbrıs’ın yeniden birleşmesini ve Kürt halkının haklarının tanınmasını teşvik ederdim.” Kürt halkının kendi kaderini tayin hakkı ve özgürlük mücadelesini desteklemeye devam edeceğini kaydeden Corbyn, çatışma çözümünde düğüm çözücü noktada IRA örneğini verirken, müzakereler öncesi Hume-Adams Anlaşması’nın süreci başlatan kilit unsur oluğuna dikkat çekti. Kıbrıs için de federasyon öngördüğünü belirtti. Corbyn sorularımızı yanıtladı. İşte Corbyn’in yanıtları:
- Türkiye’de hükümet ortağı Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim adımından beri Kürt meselesinde çözüm yeniden tartışılıyor. Kürt meselesinin çözümü konuşulurken Birleşik Krallık-IRA arasındaki müzakereler ve Good Friday Anlaşması sık gündeme gelir. IRA ile müzakereler yürütülürken kritik eşikler nasıl aşılabildi?
Birleşik Krallık ve İrlanda Cumhuriyet Ordusu hareketi arasındaki kritik aşamalar aslında Hume-Adams Anlaşması’ydı. Bu anlaşma, tüm süreci başlatan kilit unsurdu. Bir yıl öncesinde Sosyal Demokrat ve İşçi Partisi Lideri John Hume ve Sinn Féin Lideri Gerry Adams özel olarak bir araya gelerek, milliyetçi hareketin iki unsuru arasında bir yol haritası üzerinde anlaştılar. Bu yol haritası 1994’te bir ateşkese yol açtı. Bu ateşkes de Şubat 1996’ya kadar sürdü.
- Doğu Akdeniz enerji kaynakları projeleri son dönemde sıkça gündemleşti. Çin ile ABD arasında Hint Okyanusu-İsrail-Akdeniz-Avrupa arası deniz koridoru projelerinde ve enerji denkleminde stratejik yer tutan Kıbrıs Adası’ndaki İngiltere üsleriyle adadaki Türkiye birlikleri yine gündem. Kıbrıs’ın statüsü, Akdeniz ve kıta sahanlığı tartışılıyor. Siz İşçi Partisi başkanıyken girdiğiniz Aralık 2019 genel seçimde Boris Johnson’un ardından ikinci olmuştunuz. Başbakan seçilseydiniz, yerleşik İngiltere politikası ne yönde değişirdi?
Başbakan olarak seçilseydim Kıbrıs’ın yeniden birleşmesini ve Kürt halkının haklarının tanınmasını teşvik ederdim. Kıbrıs konusunda, uluslararası hukukun uygulanması gerektiğine inanıyorum. Bu, Kıbrıs’ın, ilgili BM Güvenlik Konseyi kararları çerçevesinde, siyasi eşitliğe sahip iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyon olarak yeniden birleşmesi anlamına gelir. Parlamentoda birçok kez dile getirdiğim gibi, Britanya (1960’ta bağımsızlığın garantörü olarak) dünya sahnesinde bu konuda baskı yapmalı ve kalıcı bir çözüme yol açabilecek müzakereleri kolaylaştırmalıdır. Britanya ayrıca mültecilerin tam geri dönüş hakkını desteklemeli ve devam eden bölünmenin bir sonucu olarak muhtemelen hayatını kaybeden birçok kayıp kişinin ailelerine adalet sağlamaya çalışmalıdır.
- Türkiye ve Kürtlere dair politika ne yönde değişirdi?
Kürt halkının haklarına gelince, büyüyen bir Kürt topluluğuna evsahipliği yapan bir bölgeyi temsil etmekten gurur duyuyorum. Kürtler toplumumuza muazzam bir katkı sağlıyor. Ne yazık ki, Kürt halkının hakları dünyada saldırı altında. En son Suriye’de Kürtler, artan tehditlere dikkat çekerek Türk saldırganlığını durdurmayı ve çoğunlukla Kürtlerin yaşadığı bölgelerin şiddetli işgallerden korunması taleplerini dile getirdiler. Kürt halkı, kendi kaderini tayin hakkı, demokrasi ve özgürlük mücadelesinde cesur ve kararlı olmuştur. Onların mücadelesini desteklemeye devam edeceğim. Ta ki hepimizin barış ve adalet içinde yaşayacağı bir dünya kurulana kadar.
- Ortadoğu’da yüzyıllardır Kürtler gibi Filistinliler de benzer baskı, şiddet, katliam, tehcirle karşılaşıyor. Çok sayıda enerji koridoru, tren-otoyol projesi, Hamas’ın Ekim 2023 Aksa Tufanı sonrası İsrail’in Gazze’de başlattığı hava ve kara harekatı durmadı. Lübnan Hizbullahı’na karşı da Güney Lübnan’daki hava harekatı başkent Beyrut’a uzandı. Bu sürede Hamas ve Hizbullah liderleri, Tahran, Beyrut ve Şam’da öldürüldü. İngiltere çatışmaların neresinde ve barış için nasıl bir politika izlemeli?
Gazze’de en az 45.000 kişi öldü. Gerçekte bu sayı çok daha yüksek. Lancet Tıp Dergisi, ölüm sayısını, hastalık ve kıtlık nedeniyle hayatını kaybedenler dahil olmak üzere 186.000 olarak tahmin ediyor. Politikacılar Gazze’den insani bir kriz olarak bahsediyor. Ama gerçek şu ki: Bu bir insani kriz değil. Bu bir soykırım. Bizim hükümetlerimiz dahil birçok hükümetin yardımı ve desteğiyle gerçekleşen bir soykırım. Filistin’in tamamen silinmesine tanık oluyoruz. Hükümetlerimize mesajımız net: Sebep olduğunuz dehşetin ağırlığını artık görün.
Son bir yılda, daha öncesinde olduğu gibi, Gazze için birçok gösteriye katıldım. Bu gösteriler her inançtan ve inançsız insanlardan oluşuyor ve barış talebinde birleşiyor.
Tam bir silah ambargosu talep etmeye ve Kanada, Hollanda, İspanya ve diğer ülkelerin İsrail’e silah satışını yasaklama kararını desteklemeye devam edeceğiz. Ve adil ve kalıcı bir barışa giden tek yolu talep etmeye devam edeceğiz: Filistin işgalinin sona erdirilmesi.
- Şubat 2022’de başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı’nın iki-üç ay süreceği söyleniyordu. Üç yıl geçti, savaş bitmediği gibi Rusya ile ABD kanatlarında liderler düzeyinde nükleer silah kullanma tehditleri savruldu. Ekolojik yıkım ve kitlesel ölümler anlamına gelen nükleer dehşet dengesinden nasıl çıkılabilir? Bu savaş Avrupa ve küresel güç dengelerinde ne tür sonuçlar doğurabilir?
Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini sürekli kınadım ve bitmek bilmeden dökülen kanı durdurmak için diplomatik bir çözüm çağrısında bulundum. Felakete her geçen gün daha fazla yaklaşıyoruz. Liderlerimiz, siyasi kazanç uğruna insan hayatını tehlikeye atmak yerine barış ve gerilimi azaltmak için her şeyi yapmalı. Devlet başkanları ve başbakanlar bilmelidir ki nükleer bir savaş durumunda kimse kazanamaz.
Askeri tırmanış değil, diplomasi ve diyalog bölgedeki barışa giden tek sürdürülebilir yoldur. Bombalarla ilgilenmiyorum, barışla ilgileniyorum. Ve Ukrayna, Gazze, Yemen, Sudan, Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve daha fazlası için barış talep etmeye devam edeceğim.
- Dünya farklı uluslardan on milyonlarca insanı yok eden, ekolojik dokuları yok eden Nazi dehşetinden ders çıkarmadı mı? ABD, İngiltere, İtalya, Avusturya, Almanya, Fransa, Brezilya, Arjantin gibi ülkelerde, Ortadoğu ülkelerinde, uluslararası dengeleri etkileyen ülkelerde faşist partiler nasıl iktidarları alabilecek kadar yükseldi?
Yaz aylarında, Birleşik Krallık’ta aşırı sağın öncülük ettiği korkunç ayaklanmalara tanık olduk. Aşırı sağ şiddet, birdenbire ortaya çıkmaz. Bu, parlamentodaki ve medyamızdaki kişilerden gelen göçmen karşıtı retoriğin bir sonucudur. Politikacılar göçmenleri şeytanlaştırdığında, aşırı sağ bunu duyar. Mülteciler “Geldikleri yere geri gönderilmelidir” dediklerinde, aşırı sağ bunu duyar. Sığınmacıların otellerde kalmasından şikayet ettiklerinde, aşırı sağ bunu duyar.
Bunun yerine bir birlik mesajı yayalım. Hepimizi etkileyen sorunları ele alan bir mesaj: Konut krizi, National Healt Service’in (NHS, Ulusal Sağlık Sistemi) çöküşü ve özelleştirmenin felaketi. Tüm topluluklara daha eşit ve kapsayıcı bir toplumun mümkün olduğuna dair umut veren bir mesaj.
Nefret siyasetini, umut siyaseti olmadan alt edemeyiz. Korku ve bölünmeye meydan okumak için, göçün olumlu hikayelerini anlatmamız gerekiyor. Başka bir yerde doğmuş olanların yaşamlarımızı nasıl zenginleştirdiğini anlatmamız gerekiyor. Her şeyden önce, göçmenleri, siz ve benim gibi insanlar olarak görmeye başlamamız gerekiyor.
Solun ırkçılık karşısında cesur ve kararlı olmasının zamanı geldi. Biz aşırı sağa karşı taviz veremeyiz. Geri adım atmayalım. Bunun yerine, mültecileri savunalım. Hadi ayağa kalkalım, ırkçılığa karşı duralım. Daha iyi bir dünyaya olan inanca ilham verelim. Aşırı sağı sonsuza dek alt etmenin yolu budur.
Jeremy Corbyn kimdir?
İngiltere’de sol hareketin önde gelen isimlerinden Jeremy Corbyn, Birleşik Krallık Parlamentosu Londra Islington North bölgesi milletvekili. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi üyesi. BM İnsan Hakları Konseyi Nükleer Silahsızlanma Kampanyası Başkan Yardımcısı. Jeremy Corbyn 12 Eylül 2015-4 Nisan 2020 tarihleri arasında ana muhalefet İşçi Partisi (The Labour Party ) lideriydi. 2020 genel seçiminde başbakan olamayınca liderliği bıraktı, Keir Starmer başkan seçildi. Corbyn Parti içi tartışmalardan sonra Temmuz 2024 seçimine bağımsız olarak girerek seçilen Corbyn, 1983’ten beri parlamentoda. Parlamentoda Sosyal Güvenlik Komitesi’nde, Adalet Komitesi’nde (2011-2015) görev yaptı. 2017 Sean McBride Barış Ödülü’ne, 2013 Gandhi Uluslararası Barış Ödülü’ne layık görüldü. Nükleer silahlara, askeri müdahalelere, çevre katliamlarına karşı çalışmalar yaptı. Emek ve insan hakları ve adalet mücadeleleri içinde yer aldı. Ortadoğu, İrlanda, Batı Sahra, Afrika, Latin Amerika, Chagos Adaları, Batı Papua, Rohingya gibi çatışma bölgelerine seyahatler yaptı, mücadelelere destek sundu. Çözülmemiş çatışmalarla yüz yüze bırakılan halkların yanında yer aldı.
* Çeviri için Melih Kayhan Pala’ya teşekkürler.