Leyla Güven’in ilk açıklaması; ‘Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit kalkıncaya kadar süresiz dönüşümsüz açlık grevi başlatıyorum…’ Bedenini açlığa yatırma eylemi tecride karşı direniş damarının tarihçesine bir kez daha geri dönmek, yüzleşmek gün yüzüne çıkmaktır.
Dünyada böyle bir eylem var mı, bu konuda yazan, çizen kitap, öykü, roman nerede bulunur gibi uzak arayışlara girmeden, evet var! Hem de Leyla yoldaşın şu an onlarca direnişçiyle tutulduğu Amed rehin kampında (Diyarbakır E tipi zindanı).
1980’de faşizmin Amed zindanı işkence komutanı Esad Oktay’ın karşısında ah demeden yüzüne tüküren Sakine Cansız! Yine top yekün bir halkı zindana kapatan vahşete karşı zindan direnişiyle kazanan Kürt halkı. Ve devamla on binlerce özgürlük rehineleri siyah- yeşil faşizmin tecrit siyasetine karşı on yıllardır zindanlarda Leyla Güven’le direnişte.
Leyla Güven dört yüz yıldır egemenlerin dejenere, entegre, asimile edemediği direniş damarı olarak İç Anadolu’nun Konya ilinin, Cihanbeyli ilçesinin Yapalı beldesinde devlete ve devletin kendi minyatürü olarak inşa ettiği erkek egemen aile ve topluma karşı amansız bir mücadeleye girdi. Dört yüz yıl önce İç Anadolu’ya gelmeleri ve ulus devlet inşasının da son dört yüz yılda talana dönüşmesinin eş zamanlı olması, kadın direniş damarının kesintisiz enerjisi, yol alması olarak Leyla olur. Bugün hiçbir sistemin, NATO gücünün yetmediği bu enerjidir. Son dört yüz yıldır cinsiyetçi, ırkçı, dinci devlet yapılanmasının sırasıyla kadınları, inançları, halkları kökünden koparmak, köksüzleştirmek için dejenerasyon, aşağılamak için ikinci cins ve kimlik olarak entegrasyon, soykırım olarak asimilasyon uyguladığı kirli siyasetler artık deşifre oldu.
Leyla Güven Tevgerê Jinên Azad (TJA) aktivisti, Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) Eşbaşkanı, HDP Colemêrg Milletvekili ve Sakine Cansız’ın Amed zindanında direniş başlattığı yerde tutsak.
Leyla Güven’in eylemi insanlığa uygulanan tecride karşı bir başkaldırıdır, Ortadoğu, Türkiye ve Kürdistan’da bir isyandır.
Neden mi? Çünkü bugüne kadar hegemonlar halkları, inançları, mezhepleri ‘çatıştır barıştır’ ya da ‘tavşan kaç, tazı tut’ politikalarıyla yöneterek soykırımlara doymadılar. İlk kez Sayın Öcalan’ın demokratik ulus modeliyle halkların, inançların birbirini boğazlamanın önüne geçen yol açıldı. Kadın özgürlük direnişi erkek egemenliğini kırdı. Sayın Öcalan’ın tecrit altına alınması kadın özgürlüğünün tecrit altına alınmasıdır ve Leyla buna karşı bir isyandır. Ve en son, Leyla Güven: ‘Bu eylem tecrite karşı sesiz kalan herkese karşı bir eylemdir’ dedi. Evet bir kadın direniş damarı ve Leyla Güven’dir.