Polisin yılbaşı gecesi öldürdüğü lise öğrencisi Ekrem Görkem Karakan dosyasında mahkeme karar vermeye hazırlanırken, ailenin avukatı Bülent Duran, görüntülerin karartıldığını, dosyanın genişletilmediğini ve hukuka aykırılıkların olduğunu vurgulayarak, mahkeme heyetinin tarafsızlığını yitirdiğini söyledi.
Antep’te yılbaşı gecesi polisin “Dur” ihtarına uymadığı iddiası ile öldürülen lise öğrencisi Ekrem Görkem Karakan’ın (16) zanlısı polis Hasan Bilki hakkında “kasten öldürme” suçundan açılan davanın 3’üncü duruşması Antep 11 Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Tutuksuz yargılanan Bilki, duruşmaya Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katılırken, Karakan ailesinin avukatları Bülent Duran ve Nesrin Tuncel, Antep Barosu Başkanı Bektaş Şarklı ile baroya kayıtlı çok sayıda avukat hazır bulundu.
Kimlik beyanın ardından mütalaasını sunan iddia makamı, olayın yılbaşı gününde yaşanması, Ekrem Karakan’ın araçla kaçmaya çalışmış olmasından dolayı sanığın “bilinçli taksirle adam öldürme” suçundan cezalandırılmasını talep etti.
Mütalaanın ardından söz alan sanık Bilki, “Önceden verdiğim savunmaları tekrar ederim” dedi.
‘Soruşturma adil yürütülmedi’
Bilki’den sonra konuşan Karakan’ların avukatı Bülent Duran, tevsi-i tahkikat (soruşturmanın genişletilmesi) talepleri olduğunu söyledi. Dosyanın mevcut haline göre karar verilmesinin doğru olmadığını belirten Duran, duruşmada verilebilecek olan her türlü kararın Yargıtay tarafından bozulacağına dikkat çekti. Soruşturmada hukuka aykırı noktalar olduğunu vurgulayan Duran, şöyle devam etti: “Yaşanan olay çok açık ve vahimdir. Olayın hemen ardından tutulan tutanakta gri renkli aracın kontrol noktasına hızla girdiği, ‘dur’ ihtarının çekilmesinden sonra aracın geri geri çıktığı, aracın bombalı araç olması şüphesinden dolayı tarandığı yazılmıştır. Tutanakta yazılanların hiçbiri olaya tanıklık eden polislerin ifadeleriyle uyuşmuyor. Tutanakta imzası olanlar dinlenmelidir. Polis işlediği bir cinayeti, kendi kurduğu kurgu üzerine soruşturmuştur. Soruşturma adil yürütülmemiştir.”
‘Canlı bomba olsa geri çıkar mı’
Polisin Karakan cinayetini işleme nedeni olarak gösterdiği canlı bomba istihbaratının olaydan bir gün sonra geldiğini belirten Duran, olaya tanıkların duruşmada sorgulanması gerektiğini aktardı. Olay anında tutanağa “yok” diye yazılan kameraların, savcının talebi üzerine açığa çıktığını hatırlatan Duran, “Kamera kayıtlarının olmaması mümkün değildir. Görüntüler karartılmıştır. Olay yerinde bir sürü kamera var. Canlı bomba olan araç geri geri çıkar mı? Polis Ekrem’i bizzat hedef göstererek öldürmüştür. O mesafeden hedef almadan vurması mümkün değildir. Polislerin idari soruşturma kapsamında verdiği ifadeler dosyaya eklenmelidir. Ortada hayatını kaybeden bir çocuk var. Bu çocuk kasten öldürülmüştür” diye belirtti.
‘Polisler bir araca sıkmaya hazırlanmış’
Duran’ın ardından savunma için söz alan Baro Başkanı Bektaş Şarklı, dosyada maddi gerçeğe ulaşılmadığını dile getirdi. Olaydan bir saat önce geçen bir araç için kontrol noktası amirinin diğer polislere “Neden sıkmadınız” diye sorduğu bir sorunun bir polisin ifadesine yansıdığını belirten Şarklı, “Yani oradaki polisler kendilerini bir araca sıkmaya hazırlamış. Soruşturma ciddi yürütülmedi. Dosya bu haliyle karar verilemez” dedi.
‘Yerel basına kim canlı bomba diye verdi’
Şarklı’dan sonra konuşan ailenin diğer avukatı Nesrin Tuncel de, devletin sorumluluklarına dikkat çekti: “Ekrem’in öldürülmesinden bir saat sonra yerel basında ‘Canlı bomba terörist öldürüldü’ gibi haberler geçmiştir. Polisin kurgusu tam da o anda başlamıştır. Bu yönlü bir bilgiyi yerel basına kim verdi? Ölenin canlı bomba olduğu neye göre tespit edilmiştir. Kontrol noktasında uygulama yapan araçların zorunlu olarak kamera kayıtları tutuluyor. Bu kayıtlar nerededir? Devlet sadece memurunu korumamalıdır. Yaşamını kaybeden gencin de haklarını korumalıdır. Olay yerinde keşif yapılmalıdır. Kamu vicdanı bu dosyada rahat etmelidir.”
Savunmaların bitmesinden sonra avukatların talebini değerlendiren mahkeme heyeti, avukatların taleplerinin söz konusu olayın aydınlatılması noktasında faydası olmayacağından dolayı reddine karar verdi.
‘Heyet tarafsızlığını kaybetti’
Süre talebinde bulunan avukat Duran, Anayasa’ya göre, Türkiye’nin hukuk devleti olduğunu, ancak hukuksal sistemin işletilmediğini söyledi. Polisin dışarıda yaşayan herkesin yaşam hakkını elinden alabileceği kaygısını taşıdıklarını aktaran Duran, “Hukuka aykırılıklara göz yummamız mümkün değildir. Taleplerimizi yineliyoruz. Vicdanınızla karar verin. Heyet tarafsızlık ilkesini ihlal etmiştir. Tarafsızlığını kaybetmiştir. Reddi hakim talebinde bulunuyoruz” diye konuştu.
‘Oğlumu sen öldür diye mi yetiştirdim’
Avukatların reddi hakim talebini değerlendirmek için heyetin verdiği arada, öldürülen Karakan’ın annesi Naime Karakan sinir krizi geçirdi. “Benim evladımın canı bu kadar mı ucuz?” diye soran Karakan, sanık polise karşı, “Ben, oğlumu sen öldür diye mi yetiştirdim? Sen katilsin. Vicdanın yok mu? Polise, askere, yargıya hiç güvenimiz kalmadı. Hiçbirine güvenmiyoruz” diye feryat etti.
Aranın bitmesinin ardından mahkeme heyeti, reddi hakim talebinin süresi içerisinde yapılmadığından dolayı reddine, mütalaaya karşı esas hakkında savunma yapmaları için avukatlara bir sonraki duruşmaya kadar süre verilmesine, bir sonraki duruşmanın 22 Ocak tarihinde görülmesine karar verdi.
Kaynak: MA