İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, İHD İstanbul Şubesi olarak cezaevlerinde tutsaklarla dayanışmak için Hatice Onaran şahsında ‘para gönderme’ kampanyası başlattıklarını belirterek, kamuoyuna duyarlılık çağrısı yaptı
Cezaevlerinde ve dışarıda tutsak yakınlarına yönelik tecrit ve baskılar her geçen gün artıyor. Tutsaklar, ailelerinden uzak cezaevlerine sevk edilerek ve yakınlarının maddi dayanışması engellenerek tecrit ediliyor. Son olarak, 75 yaşındaki hasta tutuklu Hatice Yıldız, cezaevindeki kızına para gönderdiği gerekçesiyle “örgüte finansman sağladığı” iddiasıyla tutuklandı. Hatice Yıldız’ın ardından bir hasta tutuklu daha hukuksuz bir şekilde cezaevine konuldu. Kanser hastası Hatice Onaran, cezaevindeki tutsaklara para gönderdiği için tutuklanarak Gebze Kadın Kapalı Hapishanesi’ne sevk edildi.
Tutsaklarla dayanışmanın suç haline getirilmesine tepki gösteren İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi üyeleri ve aktivistleri, İHD Yönetim Kurulu Üyesi olan Hatice Onaran için bir dayanışma kampanyası başlattı. Kampanya kapsamında İHD’liler, her ay Onaran’a para göndererek dayanışmalarını sürdüreceklerini duyurdu.
Başlatılan kampanya ve tutsaklarla dayanışmaya yönelik baskılara ilişkin, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri JINNEWS’e değerlendirmelerde bulundu.
‘Terörün finansmanı’ yargılamaları hukuk dışı
Cezaevlerine ilişkin yaptıkları çalışmalarda tutsaklara yönelik hak ihlallerinin giderek arttığını belirten Gülseren Yoleri, bu sorunların çözümsüz bırakılarak aileler ve tutsaklar üzerinde baskı oluşturulmaya çalışıldığını ifade etti
Gülseren Yoleri, “‘Terörün finansmanı’ nedeniyle mahpusların, ailelerinin ve dayanışma göstermek isteyen insanların suçlanması bu dönemde özellikle yoğun bir şekilde karşımıza çıkıyor. Biz, yasanın mahpuslarla ekonomik dayanışma gösterenlere uygulanmasının tamamen hukuk dışı olduğunun altını ısrarla çiziyoruz” dedi.
‘Cezaevi’nin kontrolünde’
Tutsaklara para göndermenin belirli bir yönetmelik çerçevesinde cezaevi idaresinin kontrolünde olduğunu kaydeden Gülseren Yoleri, “Eğer terörle ilişkili bir faaliyet varsa ve bu para terörün finansmanına harcanıyor deniliyorsa, bunu gerçekleştiren cezaevi idaresidir; üstelik de devletin kontrolünde ve onun öngördüğü usullerle gerçekleştiriliyor” şeklinde konuştu.
‘Hangi uyuşturucu baronuna bu ceza verildi?’
Devletin, siyasi tutsaklarla dayanışmayı engelleyerek “terörle” mücadele ettiği algısını yaratmaya çalışırken diğer yandan çeteleri besleyerek terörü derinleştirmesine dair konuşan Gülseren Yoleri, “Hangi uyuşturucu baronuna ya da gerçekten bu ticareti yapanlara ceza verdiniz sorusuna baktığımızda, buna karşılık olmayan bir cezalandırmanın olduğunu görüyoruz. Gerçekten terörün finansmanıyla ilişkili olanlara değil, politik mahpusları cezalandırma ve topluma korku salma amacıyla bu yasa kullanılıyor. Türkiye, Mali Eylem Görev Gücü gri listesinden, teröre karşı mücadele etme ve demokratikleşmede belli bir aşamaya gelerek çıkmıştı. Kredi notunun yükselmesini de maalesef böyle sağlıyor” dedi.
Kampanya başlatıldı
Hatice Onaran’ın, hasta tutsaklarla ilgili çalışma yürütürken şimdi kendisinin hasta tutsak listesinde yer almasına dikkat çeken Gülseren Yoleri, cezaevindeki eşine para gönderdiği için tutuklanmasının hukuksuzluk olduğunu vurguladı.
İHD olarak Hatice Onaran şahsında bir kampanya başlattıklarını kaydeden Gülseren Yoleri, “Hatice Onaran arkadaşımız şahsında, derneğimizin üyeleri ve aktivistleri olarak her birimiz her ay onun ihtiyaç duyabileceği kadar bir miktar para kendisine göndermeye karar verdik ve bu yönde bir kampanya başlattık. Ancak herkes en azından kendi yakınına, örneğin aileler evlatlarına ya da yakınlarına, arkadaşlar dostlarına—para göndererek bu uygulamayı boşa çıkarabilir. Biz de aslında bu uygulamayı boşa çıkarmak ve teşhir etmek adına böyle bir çalışma başlattık ve bunu Hatice arkadaşımız serbest bırakılana kadar sürdüreceğiz” dedi.
Gülseren Yoleri, “Hukuksuzlukların önlenebilmesi için mutlaka tepki göstermek gerekiyor. Hukuksuzlukları boşa çıkaracak bir harekete ihtiyacımız var. Bir yerdeki hukuksuzluk, mutlaka hayatın diğer alanlarındaki başka hukuksuzlukları da besliyor. Bu yüzden, en azından gördüğümüz ve canımızı yakan bu tür durumlara karşı aktif mücadele etmek lazım. Bu, bir çağrı olarak ele alınabilir” dedi.
Hatice Onaran’ın sağlık durumu
Hatice Onaran’ın sağlık durumuna değinen Gülseren Yoleri, şöyle konuştu: “Hatice Onaran arkadaşımızın en önemli sorunu, bir kanser hastası olmasıdır. Hastaneye sevkler sırasında ya da muayenelerde Hatice Onaran arkadaşımızın kelepçeli muayeneye zorlandığını, sevk sırasında kullanılan ring araçlarında ise havasız yerlerde saatlerce bekletildiğini biliyoruz. Bu nedenle Hatice arkadaşımız, ‘Hastaneye gitmek istemiyorum çünkü bu muameleye maruz kalmak istemiyorum’ diyor” bilgisini paylaştı.
Duyarlılık çağrısı
Gülseren Yoleri son olarak şu ifadeleri kullandı: “İnsan hakları açısından sorunlu olan bu uygulamaların son bulmasını istiyoruz. Yetkililere yalnızca sesimizi duyurmaya çalışmıyoruz; onlara, sorumluluklarına uygun davranmaları gerektiğini söylüyoruz. Yasaların ve uluslararası sözleşmelerin yüklediği pek çok sorumluluk yetkililerin üzerindedir. Ancak kamuoyunun duyarlılığına da ihtiyacımız var. Yetkililerin göz ardı ettiği bu sorumlulukları onlara hatırlatacak, unutturmayacak ve takipçisi olacak bir duyarlılığa ihtiyacımız var.”
İSTANBUL