Kayyım atamalarına karşı açıklama yapan DAD ve DİK, kayyımların geri çekilmesi gerektiği çağrısında bulunarak, ‘Halk iradesine saygı duyulmalıdır,’ dedi
Dêrsim Belediyesi’ne kayyım atanmasının ardından tepkiler gelmeye devam ediyor. Dêrsim’de kayyım atamasına karşı Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) ve Demokratik İslam Kongresi (DİK) basın açıklaması gerçekleştirdi. Kayyım atanan belediye önünde gerçekleşen açıklamaya, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri Ayten Kordu, Celal Fırat, yerine kayyım atanan Dêrsim Belediye Eşbaşkanı Cevdet Konak, Dêrsim ittifakı bileşenleri ve yurttaşlar katıldı. Yer altı çarşısı üzerinden yürümeye başlan kitle sık sık “Hırsız kayyım Dêrsim’den defol”, “Kayyım gidecek AKP halka hesap verecek” sloganları attı. Açıklamada, “Can candan razı olunca Hak’ta razı olurmuş. Biz sizden razı değiliz, Hak’ta sizden razı olmasın. Kayyımlara Hayır” pankartı açıldı.
DİK ve DAD adına açıklamayı, DİK üyesi Hatice Şeker okudu.
‘Kürt seçer ama yönetemez’
Kürt halkının demokratik siyaset alanında gösterdiği ikrarlaşma sonucu tekrardan kazandığı belediyelere iktidarın bir kez daha kayyım atayarak halkın iradesini hiçe sayıdığını kaydeden Hatice Şeker, “Bu çerçevede Colêmerg, Mêrdîn, Êlih ve Xelfetî’ye kayyımlar atanmış ve yine kent uzlaşısı temelinde kazanılan Esenyurt da benzer şekilde bu politikaların hedefi olmuştu. Anti-demokratik uygulamalar ile halk iradesinin hiçe sayıldığı bu atmosferde ‘sıranın hangi belediyede’ olduğunu düşünür halde bulduk kendimizi. Öyle bir atmosfere girdik ki, Kürdün bin bir zorluğu aşarak da olsa oy kullanabildiği, ama sürekli olarak seçtiği belediyelerin gasp edildiği bir demokrasi yanılsaması yaşıyoruz. Kürt seçer ama yönetemez, Kürt oy kullanır ama AKP-MHP bloğu iradesine tahakküm koyar. Kısacası ülke seçme ve seçilme hakkının ortadan kaldırıldığı bir mecraya doğru gitmekte” şeklinde konuştu.
‘Meşru olmayan kayyımlardır’
Belediye eşbaşkanlarının kendi toplumundan aldıkları rıza ile seçildiğini ifade eden Hatice Şeker, Dêrsim Belediye Eşbaşkanları’na verilen cezaların hukuka haykırı olduğunu kaydederek, “Belediye Eşbaşkanları halkın oyları ile seçilmiş meşru siyasetçilerdir. Meşru olmayan kayyumlardır. Kayyumlar geri çekilmeli, halk iradesine saygı duyulmalıdır” ifadelerini kullandı.
‘İradeye saygısızlıktır’
Cumhuriyetin kurulduğu ilk günden bugüne kadar çok acı fotoğrafların ortaya çıktığını ifade eden DEM Parti İstanbul Milletvekili Celal Fırat, “Türkiye’deki bütün halkların bütün inançların birbirlerini tutup birbirini kazanması lazım. Bu kadar tahammülsüzlük, kin ve nefret insanların iradesine yapılan bir saygısızlıktır ve buna dur dememiz gerek. AKP’li Cumhur Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ilk geldiğinde şunu söylüyordu, ‘Yeter artık söz milletindir. İnsanların iradelerine saygı gösterilmesi gereklidir’ diyordu. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin arkasında egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, yazılıyor. Eğer gerçekten öyleyse birbirimize saygı duymamız lazım” dedi. Celal Fırat konuşmasını şöyle sürdürdü:
‘Bu meselelerin üzerine gitmemiz gerekiyor’
“Birbirimize evde tutarak muhabbet ederek bu meselelerin üzerinde gitmemiz gerekiyor. Yoksa yasaklayarak, imha ederek bu sorunlar çözülemez. Parti liderlerinden yine çağrılar geldi evet bu meselelerin çözülmesi gerekiyor çözümü çok net ve yalıdır diyalog karşılıklı çerçevede el ele tutuşarak bu meseleleri çözmemiz lazım. Kayyım atanan bütün belediyelerinde halkın iradesine tekrar iade edileceğine inanıyoruz.”
‘Barış da diyalog da vardır’
Dêrsim halkının iradesinin bariyerlerle kapatıldığını söyleyen DAD Eş Genel Başkanı Kadriye Doğan, “Buna gücünüz yetiyor olabilir. Şu an güçlü alabilirsiniz ama bu coğrafyanın inancında ve vicdanda mahkumsunuz,” dedi. Kadriye Doğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Kayyım atanan belediyelere atananlardan ‘Ben bunu kabul etmiyorum. Vicdanım buna razılık göstermiyor’ diyenine rastlamadık. Hasretiz buna. Çıkın deyin ki ‘Bu yanlıştır. Burada halkın iradesi var. Benim buna hakkım yoktur.’ Biraz utanç duyun, utanın yaptıklarınızdan. 1937-1938’de Dersim’de yapılanlardan biraz utanın. Evet ne dinde ne vicdanda ne insanlıkta yaptığınızın yeri yoktur. Yarınlar vicdan sahiplerinin ve direnenlerin olacaktır. Aklınızı başınıza devşirin. Barış da vardır diyalog da vardır. İnsanca bir akılla yaşamakta vardır. Bunu hatırlatmak isterim.”
Kaynak: JINNEWS