Demirtaş’ın tahliye edilmemesi ve Osman Kavala’nın iddianamesiz tutukluluk haline ilişkin değerlendirmelerde bulunan Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Mijatovic “Bazı terörle mücadele yasaları insanların yaşamını imkânsız hale getirdi” dedi.
Kısa süre önce Osman Kavala davasına müdahil olacağını duyuran Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Dunja Mijatovic, AİHM’nin Selahattin Demirtaş kararına Ankara’nın tepkisini ve “terörle mücadelesini” DW Türkçe’ye değerlendirdi.
Avrupa genelinde “terörle mücadele yasaları”nın kötüye kullanımının ifade özgürlüğü ortamını olumsuz etkilediğini belirten bir görüş raporu yayımlayan Mijatovic, raporun Türkiye bölümüne ilkin de konuştu. Bu konun açıkça tartışmanın zamanı geldiğini ifade eden Mijatovic, raporda özellikle Türkiye, Fransa, Birleşik Krallık, İspanya ve Rusya gibi ülkelerin “terörle mücadele” konusunda yürürlükte olan yasal mevzuatlarına değindi. Mijatovic, “Terörle mücadele her hükümetin meşru hakkıdır, ancak bu mücadele insan hakları pahasına ve özellikle de ifade özgürlüğü pahasına yapılmamalı” diye belirtti.
‘Yasalar yaşamı imkansız hale getirdi’
Türkiye’nin bu alanda çok sayıda yasaya sahip olduğunu vurgulayan Dunja Mijatovic, bunlardan bazılarının Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiserliği tarafından eleştirildiğine dikkat çekti. Mijatovic, “Konuyu yakından takip ediyorum. Terörle mücadele için hazırlanmış bazı yasalar Türkiye’de kimi insanların yaşamını imkânsız hale getirdi. Potansiyel terörist olarak görüldükleri veya terör eylemlerine bulaştıkları için hapiste olanlar, suçlamayla karşı karşıya kalanlar var. Bir sonraki Türkiye ziyaretimde bu konuyu Türk makamlarının gündemine taşımak istiyorum” dedi.
‘Türkiye yükümlülüklerini yerine getirmeli’
Demirtaş’ın tutukluluk haline ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Mijatovic, “Resmi tepkiyi görmedim. Medya üzerinden çok şey duyuyorum. Türkiye insan hakları alanındaki yükümlülüklerini yerine getirmeli elbette. Mahkemeler önündeki prosedürel işlemleri de dikkate almalıyız. Bu davayı yakından izliyorum. Türkiye’nin AİHM kararını yerine getireceğini umuyorum” diye konuştu.
İş insanı Osman Kavala davasına ilişkin ise, “Bu özel dava sivil toplum üzerinde korku yaratması bakımından önemli” diyen Mijatovic, davaya müdahil olmasının ana gerekçesinin, Kavala’nın hakkında hiçbir iddianame olmaksızın bir yıldan fazladır Silivri Cezaevi’nde yatıyor olmasını gösterdi. Mijatovic, şöyle devam etti: “Kendisi tanınmış bir yardımsever ve aktivist. Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiserliği olarak bizim de diyalog içinde olduğumuz bir isim. Fakat asıl önemli olan bu değil. İnsanlar, haklarında suçlama olmaksızın hapse atılmamalı. Ben bunu bağımsız bir yargı kararı olarak görmüyorum. Daha çok, Türkiye’de sivil toplum için önemli bir kişiye yönelik siyasi baskıyı andırıyor.”
HABER MERKEZİ