DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Meclis’te ‘Biz Tülay Eşbaşkanımızla birlikte İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan’la görüşmek için bugün Adalet Bakanlığına başvuracağız. Eğer samimiler ise bu başvurunun önündeki engelleri kaldırırlar’ dedi
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Meclis’te partisinin haftalık grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Tuncer Bakırhan, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü öncesi Amed’de “jin, jiyan, azadî” sloganına getirilen yasağa tepki gösterdi. Bakırhan, “Kadınların şiddetsiz, sömürüsüz, özgür bir yaşam mücadelesi aynı zamanda partimizin mücadelesidir. Biz de bir kez daha hep birlikte hep bir ağızdan ‘jin, jiyan, azadî’ demeye devam edeceğiz” dedi.
Tuncer Bakırhan, sabah saatlerinde ev baskınlarında aralarında siyasetçi ve gazetecilerin gözaltına alınmasına tepki göstererek, gözaltındakilerin bir an önce serbest bırakılması çağrısında bulundu.
‘Dersim halkının iradesi gasp edildi’
2015 yılından beridir Türkiye’de kesintisiz bir darbe sürecinin işlediğini söyleyen Tuncer Bakırhan, “Bu darbeci zihniyet Ovacık ve Dersim belediyelerine kayyım atayarak tekrar kendisini biz hatırlatmaya çalıştı. Önce yargıç cübbesi devreye girdi ki genelde öyle yapıyorlar, sonra da bir tebligatla alçakça Dêrsim halkının iradesi gasp edildi” diye konuştu.
Kayyım atanmalarına tepki gösteren Tuncer Bakırhan, “Beyefendi (vali), Dersim halkının iradesini ivedilikle gasp etmek istiyor. Bir an önce yolsuzluk yapmak istiyor. Dersim halkı için ayrılan bütçeyi geçmişte yaptıkları gibi boşaltacak birilerine rant ve peşkeş olarak verecek.” ifadelerini kullandı.
‘Bizim yolumuz Rêya Heq yoludur’
Tuncer Bakırhan, “Kayyım, burası Dersim, senin gibi yüzlercesini gördü, binlerce baskı ve zulüm politikalarına rağmen yüzyıldır vazgeçmedi. Seninle mi vazgeçecek? Yüz yıldır Kürtleri yok sayan, Alevilerin inancını yok sayan bu anlayış, şimdi güncellenmiş kayyım sistemiyle yoluna devam ediyor. Ama bilmiyorlar ki bizim yolumuz Rêya Heq yoludur. Çıkıp utanmadan bir de terörsüz Türkiye deyip duruyorlar. Allah aşkına belediye eşbaşkanı halkın oyuyla seçilmiş; ön seçimle seçilmişlere ‘terör’ diyor. Asıl terör kayyımdır. Kayımcı anlayışınız ve zihniyetinizdir” dedi.
Tuncer Bakırhan’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“Bu kürsüden sizlere soruyoruz; anadilinde eğitimi istemek mi terör? ‘İrademe sahip çıkıyorum, belediyeme sahip çıkıyorum’ demek mi terördür? Dersim’i inancına göre yönetmek mi terördür? Vallaha ben çok iyi biliyorum, siz de Türkiye halkları neyin terör olup olmadığını çok iyi biliyor. Önce tüm Kürtlere terör diyorlar sonra ‘birisi çıkıp terör ayrı Kürtler ayrı’ diyor. Yüzyıldır aynı terane. Kürtler bastırılırken hep aynı şeyi söylediler.
Kürtler hesaba katılmadan olmaz
Sınırlar değişiyor, iktidarlar değişiyor, zihniyet ve rejimler değişiyor. Ama tüm tarih boyunca değişmeyen tek bir şey var; Ortadoğu’da Kürtler hesaba katılmadan değişim olmaz. Kürtleri hesaba katmayan jeopolitik, işte bugün iktidarın tökezlediği gibi Ortadoğu’da, dünyada tökezler. Kürt jeopolitiğini dikkate alan da yol alır. Onun için iktidarı Kürtleri dikkate alan bir yaklaşıma davet ediyoruz.
Tehdidi nasıl bertaraf edeceksiniz?
Bahçeli, Erdoğan, Hakan Fidan sürekli olarak ‘coğrafyamız tehdit altında’ diyor. E tamam, tehdit altında olduğunu varsayalım. Peki bu tehdidi nasıl bertaraf edeceksiniz?
Kürt sorununu yok sayarak mı? Dünyanın neresinde olursa olsun Kürtlerin kazandığı hakları yok sayarak mı bertaraf edeceksiniz? Kürtleri dünyanın her yerinde oyun dışında bırakarak mı bu tehdidi bertaraf edeceksiniz? Bu soruların cevaplarını bir türlü alamıyoruz. Top çevirip duruyorlar. Gerçek gündeme, cevaplara bir türlü giremediler. Ne yazık ki bu iktidar Ortadoğu fokurdarken ülkenin içerisini de kendi kaynatıyor.
Boş havuzda yüzülmez
Bugünkü manzarada iç cephe dedikleri nedir; kayyımdır. Şu an yaşadıklarımızdan yola çıkarak söylüyorum; iç cephe barış düşmanlığıdır. İç cephe dedikleri demokratik siyasetin tasfiyesidir. Belediye eşbaşkanını, ilçe eşbaşkanını, yönetimini alarak, tutuklatarak maalesef iç cepheyi oluşturamazsınız. Bakın, AKP-MHP bize ne diyor, bize boş bir havuz gösteriyor ‘burada yüzün’ diyor. Biz inatla, ısrarla diyoruz ki ‘havuz boş, boş havuzda yüzülmez.’ Eskiden bizde ‘tandır üflüyerek yakılmaz’ denilirdi. Nasıl ki üflemeyle tandır yanmıyorsa boş havuzda da yüzülmez.”
Bir de hem bu muhalefetin bir araya gelmesini değerlendirmiyorlar, kıymet biçmiyorlar, hala parmak sallıyorlar. Diğer taraftan da çıkıp kirli propaganda yürütmeye devam ediyorlar.
Tecridi kaldırın
‘Sayın Öcalan’ın dediklerini yapmıyorlar, DEM Parti çözümden yana değil’ diyorlar. Böyle bir yalan olabilir mi? DEM Parti’nin nerede durduğunu bilmeyen mi var. Bugünkü yönetim bunu bilmiyor olabilir mi? 85 milyon insanın huzurunda sormak istiyoruz; Öcalan ne dedi ve ne istedi? Biz bunu bilmiyoruz, siz biliyor musunuz? O zaman Sayın Öcalan’ı dinleyip dinlemediğini nasıl anlayacağız. Öcalan’ın tecridini kaldırın, bakalım diyor. Tecrit var, 6 ay daha üzerine görüş yasağı koyacaksınız bir taraftan da o vicdanı iktidarın kesesinde olanlar çıkıp diyecekler ki Öcalan’ı dinlemiyorlar.
Yahu Öcalan ne dedi bilmiyoruz. Bir zahmet tecridi kaldırın bakalım Öcalan’ın ne dediğine. Bakalım Öcalan dinleniyor mu dinlenmiyor mu? Bunu söyleyenler daha geçen gün 6 aylık görüş yasağı koydular. Bunu söyleyenler sanki belediyelerimize kayyım atayanlar değil. Bu ahlaksızca politikalardan artık vazgeçin.
İmralı için başvurulacak
Bugün de konuşuldu bizden önce MHP grubunda. Ama emin olun biz hazırlıklarımızı yapmıştık. Demek ki çözüme dönük akıl bazen aynı işliyor. Biz Tülay Eşbaşkanımızla birlikte İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan’la görüşmek için bugün Adalet Bakanlığına başvuracağız. Eğer samimiler ise bu başvurunun önündeki engelleri kaldırırlar. Biz Tülay Başkan ile birlikte hem Sayın Öcalan’ın hem bu süreç hakkında ne düşündüğünü ne dediğini birinci elden görmek duymak istiyoruz hem de barış sürecine DEM Parti adına Eşbaşkanlar olarak katkı sağlamak istiyoruz. Bırakın sadece bizim gitmemizi; Türkiye’de barış, demokrasi isteyen aydını, yazarı, sanatçısı, kurum temsilcisi de bence oraya gitmelidir.”
Kaynak: MA