Birçok kentte alanlara çıkan kadınlar, Diyarbakır Valiliği’nin ‘Jin, jiyan, azadî’ kararına, “Bıkmadan haykıracağız. Jin, jiyan azadî” diyerek, tepki gösterdi
Kadınların, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla gerçekleştirdiği eylem ve etkinlikler birçok kentte devam etti.
Amed
Amed Kadın Bisiklet Grubu, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Amed 1 Nolu Şube önünden Koşuyolu Parkı’na bisiklet turu gerçekleştirdi. “Elini emeğimden, kimliğimden ve bedenimden çek”, “Şiddete, tacize, tecavüze hayır” pankartı taşıyan kadınlar, tur öncesi açıklama yaptı. Burada konuşan Amed Kadın Bisiklet Grubu Sözcüsü Kadriye Kaya, kadının mücadele deneyimi ve emeğinin sonucu olan “jin, jiyan, azadî” felsefesinin dünyanın dört bir yanında karşılık bulduğunu ve meydanlarda yankılandığını belirtti.
Kadriye Kaya, şöyle devam etti:
“Yıllar süren mücadeleyle elde ettiğimiz kazanımlarımızı egemene teslim etmiyor ve direniyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyor ve tekrar yürürlüğe girmesi için sesimizi yükseltiyoruz. Doğa talanlarına karşı köyümüzü, suyumuzu, yaylamızı savunurken, iş yerlerinde mobinge maruz kalırken, gözaltında kaybedilen çocuğumuzun kemiklerini bulmak için 20 yıl boyunca pes etmeden mücadele ederken, eşbaşkanlık sistemine, kadın kurumlarına ve kazanımlarına atanan erkek egemen kayyıma karşı direnirken, irademize oyumuza sahip çıkarken, sokakta cinsiyetçi tacizci bakışlarınızla mücadele ederken, savaşlarınızda kendimizi çocuklarımızı ve yaşamı savunurken ve savaşta dahi barış için direnirken; asla vazgeçmiyoruz. Bisikletlerimiz aynı zamanda özgürlük mücadelemizde eylem aracımız ve sesimizdir. Narin Güran nezdinde yaşamı soldurulan her bir çocuk ve bebek için, birbirimiz için, özgürlük ve hakikat için pedallayacağız ve bıkmadan haykıracağız jin, jiyan azadî.”
Yapılan açıklama ardından kadınlar, “Asla vazgeçmiyoruz” dövizlerinin bulunduğu bisikletlerle özgürlüğe pedal çevirdi.
Riha
Halkların Eşitlik ve Demokratik Partisi (DEM Parti), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Dîlok Kadın Meclisleri, Barış Anneleri Meclisi üyeleri ile Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinen Azad-TJA) aktvistleri, 25 Kasım dolayısıyla kayyım atanan Xelfetî Belediyesi önündeki nöbeti ziyaret etti. DEM Parti Xelfetî İlçe Örgütü’nde bir araya gelen kadınlar, ilk olarak parti binası önünde açıklama yaptı.
Açıklamaya, Xelfetî Belediye Eşbaşkanları Saniye Bayram ve Mehmet Karayılan’ın yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı. “Bi jin jiyan azadî ber bir azadiyê ve” pankartını açan kadınlar adına konuşan DEM Parti Dîlok İl Eşbaşkanı Zozan Ayhan, boyun eğmeyeceklerini ve her daim alanlarda olmaya devam edeceklerini söyledi.
Açıklamanın ardından yürüyüş
Açıklamanın ardından ise kadınlar, “Jin, jiyan, azadi” sloganı ve zılgıtlarla polis ablukasındaki belediye binasına doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüş boyunca “Jin jiyan azadî” ve “Direne direne kazanacağız” sloganları atıldı.
Yürüyüş sırasında DEM Parti Belediye Meclis üyesi Hatice Çiftçi Göktepe, dün Diyarbakır Valiliği’nin “Jin jiyan azadî” sloganına dair yasak kararını, “Jin jiyan azadî tüm ezilen kadınların ve erkeklerin özgürlük mücadelesidir. Jin jiyan azadî diye her yerde haykırmaya devam edeceğiz” diyerek tepki gösterdi.
Polis ablukasındaki belediye binası önünde konuşan Xelfetî Belediye Eşbaşkanı Saniye Bayram, “Kayyım iyi bilsin ki kabus olup rüyalarına gireceğiz. Buradan direnen tüm arkadaşlarımıza selamlarımızı iletiyoruz” dedi. Xelfetî Belediye Eşbaşkanı Mehmet Karayılan ise, “Jin, jiyan, azadî”nin sadece bir slogan değil bir yaşam biçimi olduğunu söyledi.
Açıklama, alkış ve zılgıtlarla sona erdi.
Qers
Qers’te, DEM Parti il ve ilçe kadın meclisleri öncülüğünde parti binası önünde açıklama yapıldı. “Erkek- Devlet şiddetine karşı isyandayız, yan yanayız, özgür ve eşit yaşamda ısrarcıyız” pankartının açıldığı açıklamaya, Dîgor, Qaxizman (Kağızman) ve Pazarcix (Dağpınar) kadın belediye eşbaşkanları ve belediye meclis üyelerinin yanı sıra çok sayıda kadın katıldı. Açıklamayı yapan Qaxizman Belediye Eşbaşkanı Güner Hatay, Erkek egemen zihniyetine karşı her zaman “Jin, jiyan, azadî” felsefesiyle alanlarda olacaklarının dile getirdi.
Güner Hatay, “Katledilen, kaybettirilen ve intihara sürüklenen her kadının hesabını soracağız. Failleri cezasız bırakan iktidar, kadınların mücadelesine ket vurmaya çalışıyor. Biz kadınlar biliyoruz ki; kadına yönelik şiddet hem ideolojik hem de politiktir. İktidarın cinsiyetçi politikalarına karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Şiddet, sömürü, katledilme, özel savaş ve devletin yürüttüğü bütün politikalar için 25 Kasım günü alanlarda olacağız” dedi.
Açıklama, “Jin, jiyan, azadî” sloganıyla sona erdi.
Bedlîs
Aryen Huner Derneği tarafından düzenlenen “Ji Çaran Çar, Jin Huner/ Dörtte Dört Kadın Sanat” projesi kapsamında 25 Kasım dolayısıyla Tetwan Yaşam AVM önünde sergi açılışı gerçekleştirildi. Kadın sanatçılara ait eserlerin yer aldığı sergi, bir müddet sonra polis tarafından engellendi.
Bugün başlayan ve iki gün sürmesi planlanan sergi sırasında, polis gerekli izin belgesinin bulunmadığını öne sürerek iki eğitmeni gözaltına aldı. Gözaltına alınan Aryen Huner Derneği çalışanı ve resim eğitmeni Zozan Bor ile ismi öğrenilemeyen bir kişi ilçe emniyet müdürlüğüne götürüldü.
Colemêrg
Colemêrg Barosu Kadın Hakları Merkezi (KHM), “Alo şiddet hattı” kurdu. 7/24 açık olacak olan telefon hattı üzerinden şiddete maruz kalan kadınlar, yetkililerle iletişime geçerek, hizmet alabilecek. Merkez, kadınlara hukuki destek, rehberlik ve psikolojik destekte bulunmayı hedefliyor.
Şiddete maruz kalan kadınlar “0538 877 10 30” numaralı telefon hattı üzerinden merkeze başvurabilecek.
Êlih
Êlih Barosu Kadın Hakları Merkezi, “Birlikte kadına şiddete dur demek için yürüyor muyuz?” şiarıyla adliye önünden Batman Parkı’na kadar yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüş öncesi adliye önünde yapılan açıklamada, katledilen kadınların isimleri ile “İstanbul Sözleşmesi yaşatır”, “Şiddetsiz bir hayat kuracağız” ve “Korkma biz varız”, Eşitlik istiyoruz” yazılı dövizler taşındı. “Jin, jiyan, azadî”, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” sloganlarının atıldığı açıklamada konuşan avukat Ayşenur Demir Ariç, “Kadın cinayetlerinin arttığı gerçeği her gün biraz daha kendini gösteriyor. 21 Ağustos günü ansızın ortadan kaybolan ve henüz 8 yaşında olan Narin’in cesedi tam 19 gün sonra bulundu. Narin suya gömülü çuvalın üzeri taş ve çalılarla kapatılmış bir şekilde bulundu. Kullanılan nefret dili maalesef kadınlara ve kız çocuklarına şiddet olarak geri dönmektedir. Bu nedenle kadına yönelik şiddetin politik olduğu bilincinde olarak bir kez daha toplumsal barışın da öne çıkarılması gerektiğini düşünüyoruz. İnsan hakları savunucusu kadınlar olarak şiddetsiz ve çatışmasız bir yaşam için insan hak ve özgürlükleri için mücadelemize kararlılıkla devam ediyoruz. Bir kez daha ‘kadına yönelik şiddet politiktir’ diyor ve bu şiddete karşı mücadelemizi dün olduğu gibi bugün de kararlılıkla sürdüreceğimizi bildiriyoruz” diye belirtti.
Açıklama sonrası kadınlar, “Jin, jiyan, azadî”, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” sloganları ve zılgıtlarla yürüyüş gerçekleştirdi.
İstanbul
Kürt Araştırmaları Derneği de Fatih’te bulunan dernek binalarında “Biz şiddeti nasıl tanımlıyoruz” başlıklı seminer ve “El emeği” atölyesi düzenledi. 25 Kasım dolayısıyla düzenlenen seminere ve el emeği atölyesine yoğun ilgi gösterildi.
Seminerde sunum yapan Psikolojik Danışman Esra Kahraman, kadına yönelik şiddetin tüm topluma sirayet ettiğini belirtti. Şiddet politikasının Türkiye’de giderek arttığını dile getiren Esra Karaman, Türkiye’de kadınlar ve çocukların işkenceyle katledildiğini dile getirerek, “Şiddet sadece fiziksel değildir. Şiddet ailede, toplumda, evde, işyerlerinde, ekonomi alanında, siyasette ve yaşamın her alanında vardır. Çocukluğumuzdan bu yana gerek ailede gerek sistem tarafından her türlü ayrımcıya ve şiddete maruz kaldık. Özellikle kadınlar şiddete maruz kalıyor. Kadınların şiddete karşı ne yapmalı ve nasıl bir mücadele hattı örmesi gerektiğine dair bilinçlenmesi gerekir. Ve her bireyin şiddet tanımını iyi anlaması ve yaşamsallaştırması gerekiyor. Şiddete karşı herkesin mücadele etmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı. “Kadınların özgürleşmesini istemeyenler sürekli kadına yönelik şiddet uyguluyor” diyen Esra Kahraman, kadınların ise şiddet ve katliam politikalarına karşı her alanda mücadele ettiğini vurguladı. Esra Kahraman, özgür ve eşitlik için kadınlar başta olmak üzer tüm toplumun şiddete karşı mücadeleyi her alanda yükseltme hedefinde olması gerektiğini ifade etti.
El Emeği Atölyesi
Seminerin ardından kadınlar hep birlikte el sanatları atölyesi gerçekleştirdi. Kadınlar, geleneksel Kürt sembolleri olan Şahmeran, Tavus Kuşu, Zend Avesta ve geleneksel halı kilim motifleri ile kumaş baskısı yaptı. Renkli karelerin yansıdığı atölyede, sanatın iyileştirici ve yaratıcı gücüne dikkat çekildi.
Ardından etkinlik sona erdi.
Bakırköy Cezaevi önünde açıklama
TJA ile Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma Derneği (MATUHAYDER), Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi önünde açıklama gerçekleştirdi. “Şiddetsiz, sömürüsüz bir yaşam içeride ve dışarıda kadın mücadelesiyle mümkündür” pankartının açıldığı eylemde sık sık, “Bijî berxwêdana zîndanan” ve “Jin jiyan, azadî” sloganları atıldı. Açıklamaya, DEM Parti, DBP il yöneticileri, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Yürütme Kurulu (YK) üyesi Esengül Demir ile Barış Anneleri’nin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı.
Eylemde ilk olarak konuşan Barış Annesi Bedia Gökguz, “Bu şiddet neden? Artık barış gelsin. Kayyum neden atanıyor? Çocuklarımız terörist değil. Artık anneler ağlamasın” diye belirtti. Ardından konuşan HDK YK üyesi Esengül Demir, kadına yönelik şiddetin sadece erkeğin öfkesi değil, erkek devletin politikalarının bir sonucu olduğunu dile getiridi. Esengül Demir, “Katiller aramızda. Yargı sistemi katilleri ödüllendiriyor. Kadınların yan yana olması gerekiyor. Cezaevlerinde kadınlara uygulanan tecrit var. Kadınların ölü bedenleri cezaevinden çıkıyor. Garibe Gezer gibi. Hukuk dışı kararlarla tutsakların cezaları uzatılıyor. Kadınlar açıklama yaptığı için şiddete uğruyor, taciz ediliyor ve tutuklanıyorlar. Kadınların sloganı yasaklanamaz, ‘Jin, jiyan, azadî’ yasaklanamaz” ifadelerini kullandı.
Özgür yaşam ısrarı sürecek
Ardından açıklamayı okuyan MATUHAYDER Eşbaşkanı Dilek Demir Sönmez, şöyle devam etti: “Kadına yönelik şiddet, erkek egemen sistemlerin bir ürünü olarak, savaş politikalarının yarattığı ortamda daha da artmakta ve derinleşmektedir. Bu şiddetin sadece bireysel bir sorun değil, toplumsal bir yapı olduğunu biliyoruz. İran’da Jîna Emînî’nin katledilmesiyle başlayan ve tüm dünyada yankı uyandıran ‘Jin, jiyan, azadî’ direnişi, kadınların özgürlük mücadelesinin sembolü haline gelmiştir. Kürt kadınları başta olmak üzere erkek egemen sistemlere karşı mücadele eden kadınlar, baskılara, idam kararlarına ve ağır işkencelere rağmen özgür yaşam ısrarlarını sürdürmektedir. Savaşlar, sadece cephelerde değil, kadınların günlük yaşamında da devam etmektedir. Türkiye ve Kürdistan’daki cezaevlerinde kadın ve çocuklara yönelik hak ihlalleri de her geçen gün artmaktadır. Tutsaklara yönelik baskılar, sürgünler ve keyfi uygulamalar sistemin temel araçları haline gelmiştir. Pişmanlık dayatmasını reddettiği için uzun süredir infazı yakılan ve geçtiğimiz hafta serbest bırakılan tutsak Ardıl Çeşme, bu dayatmaların en açık örneklerinden biridir. Ancak Ardıl ve onun gibi direnişçi tutsaklar, bu baskılara karşı onurlu duruşlarını sürdürerek mücadele azmini korumaktadır.
Türkiye ve Kürdistan’daki cezaevlerindeki kadın tutsaklar, erkek egemen sistemin baskı ve şiddet politikalarına maruz bırakılmaktadır. Siyasi kadın tutsaklar, bir yandan insanlık dışı uygulamalarla karşılaşırken, bir yandan da mücadele azimlerini koruyarak özgürlük hayalini canlı tutmaktadır. Kadınların tutsak edilmesi, sadece bireysel değil, aynı zamanda toplumsal özgürlük mücadelemizi susturma çabasıdır. Ancak biliyoruz ki kadın mücadelesi ne dört duvar arasında hapsedilebilir ne de baskılarla susturulabilir. Cezaevlerindeki kadınların sesi olmak, onların hak ve özgürlükleri için mücadeleyi büyütmek, dışarıdaki tüm kadınların sorumluluğudur. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü yaklaşırken, İstanbul’dan bir kez daha haykırıyoruz: Mücadelemiz dört duvar arasına hapsedilemez.”
Şırnex
Şirnex’in Cizîr (Cizre) Belediyesi, “Gotina me neqediya em ê tundîyê rawestînin/ Sözümüz bitmedi şiddeti durduracağız” şiarıyla belediyenin konferans salonunda panel düzenledi. Gülser Yıldırım ve Çağlar Demirel’in panelist olarak katıldığı panelde, DEM Parti Şirnex Milletvekili Nevroz Uysal Aslan, TJA aktivistleri, Barış Anneleri Meclisi üyeleri ile çok sayıda kadın izleyici olarak yer aldı.
Panelde ilk olarak konuşan Cizîr Belediyesi Eşbaşkanı Güler Yerbasan, göreve başladıkları andan itibaren kadınlara yönelik çalışmalara ağırlık verdiklerini söyledi. Daha önce kayyım tarafından kapatılan Kadın Politikalar Müdürlüğü’nü yeniden açtıklarını belirten Yerbasan, şiddete maruz kadınlar için şiddet hattı projesini hayata geçirdiklerini söyledi.
‘Köleliğe karşı özgürlük’
Panelde ilk olarak konuşan Çağlar Demirel, kadına yönelik artan şiddete ve buna karşı verdikleri mücadeleye değindi. Kürdistan’da Kürt kadınların hem kimlikleri hem kadına yönelik şiddete karşı mücadele yürüttüğünü kaydeden Demirel, “Kadını köle gören ve eve kapatan sisteme karşı mücadelemizi sürdürüyoruz. Hem devletin saldırılarına hem de erkeğin saldırını kabul etmiyor ve mücadelemizi sürdürüyoruz” dedi.
Çağlar Demirel, devamında şunları belirtti: “Jin jiyan azadî’ sloganı kadınlara özgürlük isteyen bir slogandır. Kimse bu sloganı yasaklayamaz. Çünkü slogan bütün dünyaya yayıldı. Kadının iradesini yıkmak isteyen sistem, bu slogana saldırıyor. Ama asla kadınların iradesi kırılamaz. Bu sloganla kadınlar, köleliğe karşı özgürlüğü savunuyor. Özgür bir toplum için özgür kadınların mücadelesini veriyor.”
Kadınlar yaşamı inşa ediyor
Daha sonra konuşan Gülser Yıldırım da, İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük tecride değinerek, “Bugün Sayın Abdullah Öcalan üzerinde başlayan tecrit, her tarafa yayılmış durumda. Tecrit ortadan kaldırılırsa kadınların özgürlüğü de toplumun özgürlüğü de sağlanmış olacak” dedi. Erkek-devlet iktidarının kadın mücadelesine yönelik saldırılarına dikkat çeken Gülser Yıldırım, “Kadınların olmadığı yerde yaşam olmaz. Kadınlar yaşamı inşa ediyor. Bir evden kadını çıkarın geriye ne kalıyor? Bunun için kadın yaşamdır. Hiçbir diktatör kirli politikalarını kadınlar üzerinde yürütemeyecek” diye belirtti.
Konuşmaların ardından soru cevap bölümüyle devam eden panel, “jin, jiyan, azadî” sloganıyla son buldu.
Wan
Wan’da DBP ve DEM Parti Wan il örgütleri ile TJA, yarın Aydın Perihan AVM önünde başlayacak yürüyüşe katılım çağrısı yapan bildiriler dağıttı. Erbaneler eşliğinde bildiri dağıtan kadınlar, sık sık “jin, jiyan, azadî” sloganını attı.
Kentin en işlek caddelerinde bildiri dağıtan kadınlar, yurttaşlar tarafından coşkuyla karşılanırken, bildiri dağıtımı sırasında sık sık “Jin, jiyan, azadî” sloganı atıldı.
Sêrt
Sêrt’e de TJA öncülüğünde yürüyüş gerçekleştirildi. Yürüyüşe, DEM Parti Sêrt Milletvekilli Sabahat Erdoğan Sarıtaş, Sêrt Belediyesi Eşbaşkanı Sofya Alagaş, Barış Anneleri Meclisi üyeleri ile çok sayıda kadın katıldı. DEM Parti Sêrt İl Örgütü önünde başlayan yürüyüşte, “Erkek devlet şiddetine karşı Jin jiyan azadî, em ji bo jiyaneke azad û wekhev biryardar in” pankartı taşındı. Yürüyüş sırasında,”Jin, jiyan, azadî”, “Korkmuyoruz, susmuyoruz, itaat etmiyoruz” ve “Baskılar bizi yıldıramaz” sloganları atılarak, “Herne Pêş” marşı söylendi.
Büyük bir katılım ve coşkunun olduğu yürüyüş, Güres Caddesi’nde sona ererken, burada konuşan Sêrt Milletvekilli Sabahat Erdoğan Sarıtaş, erkek devlet şiddetinin kayyım ile devam ettiğinde dikkat çekerek, buna karşı mücadelenin süreceğini vurguladı. Diyarbakır’da “Jin, jiyan, azadî” sloganın yasaklanmasına tepki gösteren Sarıtaş, “Kadınların özgürlük ve yaşam hakkını simgeleyen bu sloganı her alanda söylemeye devam edeceğiz” dedi.
Açıklama “Jin, jiyan, azadî” sloganıyla son buldu.
Kaynak: MA