Jin, jiyan, azadî’nin artık enternasyonal bir slogan da olduğunu belirten DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, ‘Sloganın mevcut kapitalist sisteme kafa tutan, ulus devlet anlayışını ortadan kaldırmaya çalışan, mevcut erkek egemenliğini ortadan kaldırmaya çalışan bir iddiası var’ dedi
Kadınların 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında Amed’in Sûr ilçesindeki tarihi On Gözlü Köprü’de gerçekleştireceği etkinlik öncesi “Jin, jiyan, azadî” sloganının yasaklandığı bildirildi. Söz konusu yasak kararının valilik tarafından alındığı belirtilirken, Diyarbakır Valiliği’nin resmi sitesinde ise karar yer almadı. Ancak karara rağmen kadınlar, “Jin, jiyan, azadî” diye haykırdı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, yasak kararına dair değerlendirmelerde bulundu. Kürt kadın hareketinin yıllardır alanlarda “Jin, jiyan, azadî” sloganıyla yer aldığını belirten Halide Türkoğlu, bu sloganın kadınların iddiasını yansıttığını söyledi. Halide Türkoğlu, “’Jin,jiyan, azadî’ kadın şahsında yaşamın inşa edilmesidir. Yaşamı inşa ederken de erkek egemenliğinin bize dayatmış olduğu kimliği değil, özgür kadın kimliği üzerinden bir yaşamı ifade eder. Bu yaşamı yaşarken biz mevcut sistemin yarattığı kimlik üzerinden değil, özgür kadın kimliği üzerinden yaşamın örgütlenmesi, var olmasını ifade eder. O yüzden ‘Kadın, yaşam, özgürlük’ yan yana geliyor” dedi.
‘Sisteme kafa tutan bir iddiası var’
Baskı altına alınan, sömürülen ve ezilen kadın kimliğine karşı özgür bir kimlik inşa ettiklerini dile getiren Halide Türkoğlu, “Her gün kadınlar katlediliyor. Biz kadınların yaşamasını istiyoruz. Peki, kadınlar nasıl yaşayacak? Bu mevcut iktidarın, erkek egemenliğin dayattığı politikayla mı, aile içerisinde yaşanan eril zihniyet üzerinden mi yaşayacak? Yok, kadın cinayetlerinin bu kadar yaşandığı bir dünyada yaşamı savunanlar karar verecek. Özgürlük keza kavram olarak da en çok üzerinde konuştuğumuz meseledir. Talep ettiğimiz özgürlük, kadınların, kimliklerin, halkların, ezilenlerin ve sömürülenlerin binlerce yıldır belki de mücadele ettiği değerler sistemini barındıran bir kavramdır. O yönüyle 3 kelime gibi gelebilir ama mevcut kapitalist sisteme kafa tutan, ulus devlet anlayışını ortadan kaldırmaya çalışan, mevcut erkek egemenliğini ortadan kaldırmaya çalışan bir iddiası var. Bu iddia uzun yıllardır Kürt kadınları tarafından hem Bakur’da hem Başur’da hem Rojava’da bir şekilde yaşamsallaştırılıyor. Rojava’da ‘Jin, jiyan, azadî’ bir yaşam felsefesi aynı zamanda toplumsal sözleşmenin de temelini oluşturan bir modeli de kendi içinde belirliyor. Politikası var aynı zamanda pratikleri, gündelik hayatı örgütlemesi var” diye belirtti.
‘Enternasyonal bir slogan’
“Jin,jiyan, azadî”nin bir isyan olduğunun altını çizen Halide Türkoğlu, “Bize köle bir kadın olmayı dayatıyorlar, buna karşı isyan ediyoruz. Özgürlüklerimizi elimizden almaya çalışıyorlar, kazanımlarımıza saldırıyorlar biz buna isyan ediyoruz. Bu isyanın çığlığını bütün dünyaya gösteren bir slogandır. Bugün sadece Kürt kadın hareketinin sahada, kendi eylem planları içerisinde yer alan bir kavramsal, felsefe değil. Jîna Emînî’nin mezarı başında başlayan ve sonrasında İran’ın faşist molla rejimini de zora sokan, enternasyonal olan bir slogandan, felsefeden bahsediyoruz. Birçok ülkede kadınlar bunu ifade ederken aynı anda hem ‘Jin, jiyan, azadî’ diyorlar hem de kendi dillerinde bunu ifade etmeye çalışıyorlar. O yönüyle baktığımızda enternasyonal bir kadın dayanışmasının yansımasıdır. Sadece bir alanda bir halkta ya da bir dil meselesi üzerinden değil, devrimin değişiminde enternasyonal anlamda Kürtçe olarak kendisini gösterdi. İnkar edilen bir Kürt dili var ama bütün dünya kadınlarının da sahiplendiği bir ‘jin, jiyan, azadî’ gerçekliği var” ifadelerini kullandı.
‘Faşist kodları rahatsız ediyor’
İran’ın faşist molla rejiminin korktuğu, yasakladığı, idam cezası getirdiği gibi mevcut iktidarlarında bu slogandan korktuğunu söyleyen Halide Türkoğlu, “Bugün bu ülkenin kurucu kodlarını sorgulatan bu slogan, aynı zamanda Türkiye kadın hareketleri, Türkiye feministleri, insan hakları alanında olan birçok kesim tarafından atılıyor. Kürt kadın hareketinin üretmiş olduğu ‘jin, jiyan, azadî’ ile kadınlar mücadele ediyor. Bu ülkenin faşist kodlarını da rahatsız eden budur” dedi.
“Jin, jiyan, azadî” sloganının ilk olarak AKP ve MHP’li kimi siyasetçiler tarafından hedef alındığını hatırlatan Halide Türkoğlu, ortak kadın mücadelesi ve dayanışmasına ket vurulmak istendiğini söyledi. Yargı, kolluk eliyle dün Diyarbakır Valiliği tarafından verildiği öne sürülen yasaklama kararının karşılarına çıktığını vurgulayan Halide Türkoğlu, “Kadın mücadelesini bastırmak ve Kürt kadın hareketinin mücadelesini de hedefe koyan bir yerde bunu yapmak istiyorlar. Valilik tarafından getirildiği söylenen ya da polisin, vali üzerinden kendini meşrulaştırdığı durum ile mücadelenin ruhuna bir saldırı söz konusudur. Bu yasak aynı zamanda hem Kürt kadınlarının hem de enternasyonal kadınların mücadelesine de hazmedemeyen ama aynı zamanda korktuklarının da işaretidir. Bugün Kürt Kadın Hareketi ve Türkiye’deki kadın hareketlerinin meydanda, sokakta en çok ifade ettiği ‘Jin, jiyan azadî’dir. Diğeri de ‘Yaşasın kadın dayanışması’ sloganıdır. Böyle baktığımızda bir şekilde Kürt kadınlarını da yalnızlaştırmak istiyorlar. Bunu Diyarbakır Valiliği üzerinden yapmak gibi iddiaları var ki sosyal medya üzerinden de baya bir gündem oldu. Kadınların cevabı netti: Jin, jiyna, azadî…” ifadelerini kullandı.
‘Jin, jiyan, azadî; eşbaşkanlık sistemidir, eşit temsiliyettir’
Kadınlara yasaklarla geri adım attırılamayacağının altını çizen Halide Türkoğlu, şöyle devam etti:
“Tam tersine kadınlar bu durumla daha fazla motive olur. Kadınlar daha çok sokaklarda, Meclis’te, her yerde dile getirmeye devam edecektir. İsyanımızla da bu ülkede değişim, dönüşümün olabilmesi için ‘Jin, jiyan, azadî’yi gerçekten anlamak gerekiyor. Bunu anlatmaya çalışıyor, bunun politikasını, demokratik siyasetini yapıyoruz. ‘Jin, jiyan, azadî’ eşbaşkanlık sistemidir, eşit temsiliyettir. Kadınların kendi üretimini sağlayabilmesi, şiddete karşı özsavunması ve örgütlülüğüdür. Kadınlar bugün kendini varoluş olarak bu hakikatin içinde görüyorsa bu hakikatle tanışan hiçbir kadın da ‘Jin, jiyan, azadî’den valiliğin yasaklamasıyla vazgeçecek değildir. 25 Kasım yürüyüşlerinde de göreceksiniz, durmaksızın atacağımız bir slogan olacak. Tıpkı İstanbul Sözleşmesi gibi Türkiye ve dünyada kadınların kazanımları neyse, ‘jin, jiyan, azadî’de bizi ortak seste buluşturan bir felsefedir. Kimse ‘jin, jiyan azadî’ demekten vazgeçmek.”
Haber: Berivan AltaN\MA