Kürt coğrafyasında büyük ekolojik yıkımlar eşliğinde petrol sondajları sürüyor. Sermaye iktidarının hayalleri bütçe görüşmelerinde açığa çıkıyor. Diğer yandan ‘barış’ söylemleriyle halkta yıkımın rızası üretilmeye çalışılıyor
Bütçe görüşmelerinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın Gabar ve Cudi’de çıkarılan petrol üretim ve sondajlarını Colemêrg (Hakkâri) ve Wan coğrafyalarıyla birlikte tüm bölgede yayacaklarını belirtirken, Amed coğrafyasında ise kaya petrolü sondajları başladı. Bakanın açıklamaları, bölgede estirilmeye çalışılan ‘barış’ vurgusuyla ilişkili paralellik taşırken, ‘Kalkınma Yolu’ projesi de bunun bir parçası olarak hayata geçirilmeye çalışılıyor. Bakan Bayraktar, “Geçen Gabar’da bilgisini verdiğim günlük 23 bin varil üretimini, bugün itibarıyla iki buçuk katına çıkartarak günlük 57 bin varilin üzerine yükselttik” derken, 2025 yılında bölgede 143 yeni sondajlar yapacaklarını ifade etmesi bölgeye yönelik hedeflerin genişletildiğini gösteriyor.
Bakan sunum yaptı
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 2025 bütçesinin yanı sıra Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü, Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, ve Nükleer Düzenleme Kurumu Sayıştay raporları ve bütçeleri görüşüldü. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, bakanlığının bütçe görüşmeleri çerçevesinde komisyonda gerçekleştirdiği sunumda maden, doğalgaz ve petrol üretimlerini öne çıkarıp büyüterek ne kadar başarılı olduklarını anlatmaya çalıştı.
Yenilenebilir soslu petrol
Bakan Bayraktar bir yandan iklim zirvesine gönderme yaparak ‘yenilenebilir’ iddiasıyla rüzgar, güneş ve nükleer hedeflerini açıklarken, sunumun ana ekseni maden, petrol ve doğalgaza odaklıydı. Bayraktar, Türkiye’nin yeraltı kaynaklarını ortaya çıkarmak amacıyla kurulduğunu belirttiği MTA’nın 2002’ye kadar yılda ortalama 55 bin metre sondaj yaptığını, son 10 yılda ise ortalama 670 bin metre sondaj gerçekleştirerek yeni rezervlerin tespitinin sağladığını kaydederek, “rekor kıracağız” açıklamasında bulundu. Bayraktar, 57 bin varil üretime ulaştıkları petrol üretiminin Gabar’da yoğunlaştırdıklarını söylerken, ‘yenilenebilir’ enerji söylemi bir sos niteliğinde.
143 yeni petrol sondajı
Bayraktar, “Geçen yıl burada bilgisini verdiğim günlük 23 bin varil üretimi, bugün itibarıyla iki buçuk katına çıkartarak günlük 57 bin varilin üzerine yükselttik. Keşfini yaptığımız petrol rezervimizi milletimizin istifadesine sunmak için dağlarda toplam 540 km yol yaparak bu üretimi gerçekleştirdik. Gabar ve civarında farklı sahalarda yeni keşif kuyularını da açmaya devam ediyoruz” diye konuştu. Bayraktar, 2024 yılında Şırnak, Hakkâri, Van başta olmak üzere toplam 84 sondaj tamamlandığını da belirterek, “2025 yılında 143 arama sondajı yapmayı hedefliyoruz. TPAO önümüzdeki yıl 143 milyar liranın üzerinde yatırım yapacak. Ortaya koyduğumuz hedefler doğrultusunda Türkiye’yi enerjide tam bağımsız kılarak, kendi kendine yeten bir ülke haline getirmeye kararlıyız” dedi.
Sermayeye ‘Süper izin’
Bakan Bayraktar, elektrik talebinin arttığını iddia ederek, “Yenilenebilir Enerji 2035 yol haritasıyla birlikte önümüzdeki 11 yılda mevcut rüzgâr ve güneş kurulu gücümüzü dört katına çıkararak 120 bin MW’a yükseltmeyi hedefliyoruz” diye konuştu. Bayraktar, yenilenebilir enerji yatırımları izin süreçlerini kısaltmaları gerektiğini belirterek, “İlgili Bakanlıklarımızla birlikte 48 ayı bulan uzun izin süreçlerini 24 ayın altına düşürecek bir model üzerinde çalışıyoruz. İnşallah en kısa zamanda meclisimizin gündemine gelecek ve sizlerin de desteğiyle bu süper izin dönemi yatırım hızımızı ciddi şekilde arttıracaktır” ifadeleri, sermayenin acil talebine yanıt içermekte.
20 bin MW nükleer
Dünyanın 2050’de net sıfır emisyon hedefine ulaşabilmesi için nükleer enerjinin kilit bir rol oynadığını iddia eden Bayraktar, “Sıfır karbon salımıyla enerji üreten nükleer güç santralleri, elektrik üretiminde sürekli ve güvenilir baz yük kapasite sağlayarak, enerji arzının istikrarını ve kesintisiz elektrik teminini desteklerler. Bu nedenle, ülkemizin 70 yıllık nükleer enerji hayalini Akkuyu Nükleer Güç Santrali projemizle gerçeğe dönüştürüyoruz” şeklinde konuştu. 2035 yılına kadar 7 bin 200 megavat ve 2050 yılına kadar 20 bin megavatlık bir nükleer kapasiteye sahip olmaları gerektiği iddiasında bulunan Bayraktar, Sinop ve Trakya nükleer güç santrali projelerine ilişkin çalışmalara devam ettiklerini ve küçük modüler reaktörlere (SMR) yönelik de çalışmalar yürüttüklerini söyledi.
Halka hayal satılıyor
İktidar tarafından COP29’a sunulan raporda, Türkiye’nin 2053 Net Sıfır Emisyon hedefinde ‘kömürden’ ve diğer fosil yakıtlardan çıkışa dair her hangi bir politika olmadığı gibi raporda kömür kelimesi bile yer almaması dikkat çekiciydi. Bakanın enerji ihtiyacının artacağı ve buna hazırlıklı olmaları gerektiğini belirtirken, Türkiye’de elektrik üretim kapasitesi neredeyse 114 bin 600 MW’a ulaştı. Kullanılan ortalama gücün 25-35 bin MW civarında olması elektrik üretimindeki artış hedefinin elektrik ihtiyacıyla hiçbir alakası olmadığını gösterirken, halka hayal satılmaya devam ediliyor.
Yağma eşliğinde Barış
Şirnex’te sömürge uygulamalarının tipik örnekleri yaşanırken, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) bölge coğrafyasını delik deşik edip adeta yok oluşa bağlıyor. Sondaj çalışmalarını aralıksız sürdüren TPAO elde edilen veriler doğrultusunda petrol üretimleri için dünya petrol tekelleriyle de kol kola girerek bölgeyi yerle bir etmeyi sürdürürken, bölgeyi kalekollarla dolduruyor. Diğer yandan Gabar Dağı, 4 yıla yakın süredir korucular eliyle ağaçların kesilerek satışa çıkarılırken, son 3 yılda 41 ayrı ormanda yangın, 68 alanda ise orman kesimi yaşanması bölgeye bakışın göstergesi. Tüm bu adımlar Kürt halkının bölgeyi terk etmesini sağlayıp, ekolojik yıkım eşliğinde geniş bir yağma alanı yaratılıyor. Barış söylemleri ise bu durumdan bağımsız olması mümkün değil.
EKOLOJİ SERVİSİ