‘Yenidoğan Çetesi’ davasının ilk duruşması, üçüncü gününde hemşire Çağla Durmuş, Fırat Sarı’nın bebekleri entübe edilmiş gibi gösterilmesini istediğini söyledi
Yenidoğan bebekleri, önceden anlaştıkları özel hastanelere sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç elde ettikleri gerekçesiyle 47 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması, üçüncü günde devam ediyor.
Bakırköy 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden davaya çete lideri olduğu iddia edilen doktor Fırat Sarı dahil 22 tutuklu sanık, tutuksuz sanıklar ve taraf avukatları katıldı.
Farklı şehirlerdeki bazı sanıklar da duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.
Suçlamaları reddetti
Duruşmada ilk olarak hemşire Cansu Akyıldırım ifade verdi. Kendisine yöneltilen hiçbir suçlamayı kabul etmeyen Akyıldırım, “2023 yılında Özel TRG Hastanesi’nde hasta bakım müdürü olarak çalışmaya başladım. Üzerime atılı olan suçlamaları kabul etmiyorum. Ben maaşlı çalışan biriyim. Herhangi bir maddi çıkarım olmamıştır, ailemden maddi destek aldığım olmuştur. Böyle bir çetenin var olduğunu düşünmüyorum. O yüzden bunu da kabul etmiyorum” dedi.
Mahkeme başkanının iddianamede yer alan ‘işletme’ tabirine ilişkin sorusunu yanıtlayan Cansu Akyıldırım, Medisense Sağlık Hizmetleri Şirketi’nden danışmanlık hizmeti aldıklarını ifade etti.
Cansu Akyıldırım, mahkeme başkanının ‘danışmanlık şirketinden kimselerin’ hastalara müdahalesi oluyor muydu” sorusuna, “Hastalara müdahale oluyordu. İlker Gönen, Doktor Dursun Eryılmaz ve Mehmet Gürül. Kim varsa o yapıyordu” dedi.
‘Fırat Sarı motivasyon parası atardı ben de hemşirelere dağıtırdım’
Kendisine iddianameye yansıyan hesap hareketleri de sorulan Cansu Akyıldırım, “Birinci Hastanesi’nde çalıştığım dönemde olan şeyler. 2022-23 yılları arasında olabilir. Ekibe motivasyon amaçlı gönderilen paralar var. Fırat bey parayı toplu şekilde bana atar, ben hemşirelere motivasyon amaçlı dağıtırdım” ifadelerini kullandı.
Mahkeme başkanı Cansu Akyıldırım’a “Fırat Sarıyla samimiyetin var mıydı?” diye sordu. Cansu Akyıldırım ise 2021-2023 yılları arasında üç yıllık bir ilişkileri olduğunu söyledi.
Mahkeme başkanının telefon tapelerinde bir bebeğe müdahaleye ilişkin konuşmaları sorması üzerine Cansu Akyıldırım, olayı şu şekilde anlattı:
“Bebek TRG Hastanesi’nde doğdu. Yabancı uyrukluydu. Bebek odasından bize geldi. Bebek geldiğinde mosmordu. Yoğun bakım kapısına en yakın yere aldım ve oksijen verdim. Dursun Bey’i aradım, açmadı. İlker Bey’i aradım. İlker bey Dursun beyi arayacağını söyledi. Sonra Dursun bey geldi. Göbek kateterini Dursun bey değil ben açtım. Çocuğun sağ tarafında elime bir şişlik geldi, bunu Dursun beye söyledim. Akciğer filmi çektik. Bu esnada bebeğin kalbi durdu. 45 dakika boyunca müdahale ettik sanırım ama geri dönmedi. İlker Bey de benden akciğer filminin resmini istedi. Ben de ona videoyu gönderdim.”
‘Dönmüyorsa bırak’ sözleri
Duruşma savcısı, Kadan bebeğin hastanede ölmesine ilişkin sürece dair Cansu Akyıldırım’a TRG Hastanesi’nde olmadığı halde bebeğe müdahale ettiğini, bunun legal olup olmadığını sordu. Yıldırım’ın avukatının itiraz ettiği soru, mahkeme başkanının kararıyla sanığa yöneltildi. Sanık Akyıldırım ise soruyu şu şekilde yanıtladı:
“Birinci Hastanesi’ndeyken servise bir hafta kadar gidip baktım. Hastane yönetimlerinin de haberi vardı. Orası işletme olduğu için dış nöbetçi de alıyorduk. Bu şekilde düşünürsek legal olduğumu düşünüyorum.”
Konuya ilişkin başka bir sanık avukatının tapelerde yer alan ve Kadan bebeğe ilişkin sarf ettiği “Dönmüyorsa bırak” sözleri sorulan Akyıldırım, “O konuşma sanırım tam saate bakmadım ama 30-35’inci dakikadaki konuşma olabilir. Çünkü 45 dakika müdahale edildi” dedi.
‘Yapsam borcum olmazdı’
Şüphelilerden Çağla Durmuş ifade vermek için sanık kürsüsüne geldi. İddianamede hakkında “Karakoç bebeğin, aspire olarak hayatını kaybettiği olayda gerekli bakım ve gözetimi göstermediği, görevini ihmal ettiği ve bu kapsamda sözleşmeden kaynaklı sorumluluğunu yerine getirmeyip Karakoç bebeğin ölümüne sebep olarak ihmalen adam öldürme” ve “Dolandırıcılık” suçlamaları yöneltiliyor.
Görev yaptığı süre boyunca hiçbir hastayı ihmal edecek davranışlarda bulunmadığını belirten Çağla Durmuş, kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmediğini kaydederek, “Ben maaşlı çalışan bir insanım. Bir sürü borcum da var. Dolandırıcılık yapsam o kadar olmazdı. Kesinlikle böyle bir şeyi kabul etmiyorum” dedi.
Mahkeme Başkanı, İlker Gönen ile Çağla Durmuş arasında geçen “Ölüyor mu, ne yaparsa yapsın, ben bırakıyorum; diyorsunuz” konuşmasını sordu. Çağla Durmuş da “Orada “Düşünmeyi bıraktım” demek istedim. Hastayı değil, düşünmeyi bıraktım. O an malzemesizlikten dolayı çok gergindim. Bir dönem gerçekten hastanede ciddi sıkıntılar yaşıyorduk” şeklinde konuştu.
‘Bebek kötüleştiğinde doktor sonradan geldi’
İddianamede Yalova’dan Özel Bağcılar Medilife Hastanesi’ne sevk edilen Havvanur Karakoç, yoğun bakımda solunum yoluna gıda kaçması sonucu öldü. Hakkında Karakoç bebeğin ölüme ilişkin suçlama bulunan hemşire Çağla Durmuş, şu şekilde konuştu:
“Karakoç bebek kötüleştiğinde hemşire beni çağırdı ve beslenme sonrası kötüleştiğini söyledi. Hastanın müdahalesine başladık, entübe ettik. Bu esnadada da İlker Gönen ve Dursun Bey’e haber verdik. Dursun Bey damar yolu da açıyor ama hasta dönmedi. İlk ifademde Dursun beyin hastanede olmadığını söyledim ama yanlış hatırlamışım. Müdahale esnasında hastaneydi ancak alan içerisinde değildi. Çağırdık geldi. Aileye bilgi verildi. Aile zaten il dışındaydı. Epikriz raporunu Mehmet Halis Baş yazdı. Hastanın klinik durumu zaten kötüydü, bir anda öldüğü için üzüldüğümü belirtiyorum telefon konuşmasında.”
‘Fırat Sarı; entübe gösterin, diyordu’
Mahkeme başkanı Çağla Durmuş’a tapelerde geçen “Entübe gösterin diyorlar nedir bu?” sorusunu yöneltti, Çağla Durmuş, ‘Fırat bey bazı dosyalarda bizden değişiklik yapmamızı istiyordu. Biz de hemşirelere söylüyorduk’ dedi.
Çapraz sorguda Çağla Durmuş’a yapılan usulsüzlüklerden, eksikliklerden hastane yönetiminin haberi olup olmadığı soruldu. Çağla Durmuş ise “Çalıştığım hastane çok el değiştirdi. Hastane yönetiminden kimlerin bildiğini anlaşmayı ben yapmadığım için bilmiyorum. Haberleri vardır herhalde ancak malzeme eksikliğinden haberdardılar” şeklinde konuştu.
‘Bebeğin akciğeri kanıyordu, doktor yoktu’
Mahkemenin verdiği yarım saatlik aranın ardından savunmasını yapmak üzere sanık kürsüsüne Kaya bebeğin ölümünden sorumlu tutulanlar arasında bulunan hemşire Cansu Atak çıktı.
Kaya bebeğin ölümüne ilişkin ihmali bulunmasına dair hiçbir suçlamayı kabul etmediğini söyleyen Cansu Atak, konuya ilişkin şöyle konuştu:
“Bebeğin akciğerleri kanıyordu, başhekime yazdım. ‘500 gram kanıyor hocam’ diye bir mesaj atmıştım. Sabah Ali Bey, başhekim olarak yoğun bakıma geldi ve yapılacakları sordu. Bunun ardından yapılması gerekenlerin yapıldığını söyledim ama zaten bizi o süreçte yönlendiren bir doktor yoktu. Zaten yenidoğan yoğun bakımında gece nöbetçi kalan bir doktor yoktu Güney Hastanesi’nde. Daha sonra klinikten Oktay Bey’i getirdi. Ancak Oktay Bey yenidoğanla ilişkili bir doktor değildi, yoğun bakıma bakması gerekmiyordu. Bu onun görevi değildi zaten. Kendisi çocuk alanında uzman bir doktordu. Daha sonra Rıza bey geldi, hastayı inceledi. Yapılacak her şey yapılmış dedi, ekstra bir tedavi de talep etmedi. Rıza bey çocuk doktoru da değilmiş zaten. O süreçte Şeymuz beyin kaşesi vardı ama Şehmuz bey hiçbir şekilde bebeğe bakmadı, müdahalesi yoktur. Zaten kendisi hastaneden ayrılmıştı”.
Güney Hastanesi’nde işe başladığında Fırat Sarı’nın orada olduğunu ifade eden Cansu Atak, “Şeyhmus Çelik vardı, Hüseyin Günerhan’ın hastaneden ayrıldığını öğrendim. İlaç konusuyla ilgili gönderdiklerini öğrendim. Çelik’in de yoğun bakıma gelmesini istemediler. Mehmet Gürül’ü getirdiler. Bir hafta on gün Gürül ile çalıştım. Sonra Gürül de ancak o dönem Şehmuz Çelik’in kaşesi vardı. Usulsüzlük var mıydı bilmiyorum ama bize Mehmet Gürül’ün kaydının uzun sürdüğü söylendi. Sonra o da ayrıldı” dedi.
‘Ben olsam da ex olacaktı’
Kaya bebeğin ölümünden kendisinin sorumlu tutulduğunu, bebeği hemşire yardımcısı Batuhan’a bıraktığı için suçlandığını kaydeden Cansu Atak, şunları ifade etti:
“Batuhan gece sorumlusuydu. O gece Batuhan’ı bıraktığım için Kaya Bebek’in ölümünden sorumlu tutuluyorum. Evet, Batuhan hemşire yardımcısı ama bana gece sorumlusu olarak tanıttılar. Ona bakarsanız ben de acil tıp teknisyeni çıkışlıyım, benim de orada olmamam gerekirdi. Savcılık ifadesinde bana ‘Bebeğin kötü olduğunu bilerek Batuhan’a neden bıraktın?’ diye sordular. Evet, Batuhan’ı bıraktım ve eve gittim ama bebeğin acil bir durumu yoktu. Ancak bebeğin kötüleşmesi durumda aranmadım. Aransam gider miydim? Giderdim. Zaten ben orada olsaydım, sorun değişmeyecekti. Yine bebek eks olacaktı, yine ihmalden sorumlu tutulacaktım. Beni arasa gider miydim? Vicdanen giderdim. Haberim olmadığı halde bebek Kaya’nın ölümünden sorumlu tutuluyorum, kabul etmiyorum.”
Mahkeme başkanının yenidoğan yoğun bakımındaki kamera kayıtlarına ilişkin sorunu cevaplandıran Cansu Atak,
“Saat 08.00’de gittim, bebek alanda değildi, öldüğünü söylediler. Daha sonra denetimciler geldi ve dosyaları istediler. yolun bakımda kameralar olduğunu biliyorum. Bu kameraların çıkarıldığını da biliyorum ama başhekime hesap soramazdım. Ama bebek Kaya’dan önce mi yoksa sonra mıydı, hatırlamıyorum.”
Damla Atak’a bebeğin başka bir hastaneye neden sevkinin sağlanmadığı soruldu. Atak bu soruyu şu şekilde yanıtladı:
“Bu sevki sağlaması gereken kişi Ümit bey. Zaten o dönem Şehmus beyin kaşesi kullanılıyordu ancak o hastayı hiçbir şekilde görmedi. Ali beye mesaj attım. Başhekim Ali bey başka bir doktor getirdi. Yani hastanın sevkiyle ilgili karar vermesi gereken de başhekim. Hastanın sevk edilmesiyle ilgili bir şey söylemedi.”
Yoğun bakıma yatırılışı 6 gün gösterilmiş’
Kaya bebeğin ölümünün ardından Güney Hastanesi’ne yapılan denetime ilişkin sorulan soruya da Cansu Atak şu şekilde cevap verdi:
“Benim tecrübelerime göre denetimler böyle olmuyordu. O gün normalden daha kapsamlı bir denetim geldi. Bütün evrak ve dosyalar toplandı. Kaya bebeğin dosyası da alındı. Denetim sonrası Ali Bey, gece doktor Hilda Hanım geldi diyelim dedi. Çünkü onun kaşesi kullanılıyordu.”
Damla Atak’a Kaya bebeğin üç gün yatmasına rağmen altı gün yatmış gibi gösterildiği sorulan Atak, “ Hiç duymadım. İlk kez sizden öğreniyorum” dedi.
Ayrıntılar geliyor…
Kaynak: Artı Gerçek