Tutsakların sürgün edilmesinin tek nedenin Kürtlük kimliği olduğunu söyleyen tutsak annesi Peyam Dağtekin, ‘Çocuklarımıza hasret kaldık. Hiçbir anne ağlamasın, zindan kapılarında kimse kalmasın istiyoruz’ dedi
İmralı’da mutlaklaştırılan tecrit uygulamaları, diğer cezaevlerine de sirayet etmiş durumda. Tecrit uygulamaları toplumsal yaşam alanında ise farklı bir boyuta ulaştı. Tutsaklar ve aileleri sürekli hak ihlallerine maruz kalırken, tecrit sistemi ile beraber geliştirilen özel savaş politikalarının bir parçası olarak, tutsakların ailelerinden uzak kentlerde bulunan cezaevlerine gönderilmeleri oluyor.
Tutuklandıktan sonra Riha (Urfa) 2 Nolu T Tipi cezaevinde konulan Çetin Dağtekin, 23 yıl 4 ay hapis cezası aldı. Bir süre bu cezaevinde tutulan Çetin Dağtekin daha sonra Adana Suluca Yüksek Güvenlikli cezaevine sürgün edildi.
Konuya dair konuşan Peyam Dağtekin, oğlunun (Çetin Dağtekin) sürgün edilmesindeki tek nedenin Kürt kimliği olduğunun altını çizdi.
‘Tek kişilik hücreye alınmış, hastaneye götürülmüyor’
Oğlunun gözaltına alındığı sırada çok işkence gördüğünü söyleyen Peyam Dağtekin, “Daha önce Hilvan Cezaevindeyken her hafta gidip görebiliyorduk. Ancak Adana’ya götürüldüğünden bu yana doğru düzgün görüşüne gidemiyoruz. Oğluma da bize de zulüm yapılıyor. O cezaevinde tek kişilik koğuşa alınmış. Doktora götürülmüyorlar. Hastaneye götürdükleri zamanda ağız içi aramasına maruz bırakıyorlar. Onlarda kabul etmeyince tekrar geri cezaevine getiriyorlar. Kürt kimliğinden kaynaklı bu uygulamalar oluyor” dedi.
‘Çocuklarımıza hasret kaldık’
“Bizler barışın olmasını istiyoruz” diyen Peyam Dağtekin, “Çocuklarımıza hasret kaldık. Hiçbir anne ağlamasın, zindan kapılarında kimse kalmasın istiyoruz. Ne tür zorluklarla o zindan kapılarına gidiyoruz. Geçen haftalarda gittim hala hastayım, yol kötü etkiliyor. Eskiden zindanlara gittiğimizde diğer tutsaklarla aynı salonda görüşüyorduk. Şimdi öyle değil, tek tek bölmelerde tutsaklar aileleri ile görüşebiliyor. Diğer tutsaklara selam vermemize dahi izin verilmiyor. Tecavüzden, cinayetten tutuklananları bırakıyorlar. Ama siyasi tutsaklara sıra gelince tedavileri bile yapılmıyor. Çünkü kendi dilleri için mücadele ediyorlar. 23 yıl nasıl bitecek bizde bilmiyoruz” diye konuştu.
‘Görüşe gitmeye devam edeceğiz’
Oğlunun sürgün edilmesinden kaynaklı maddi-manevi olarak zorlandıklarını sözlerine ekleyen Peyam Dağtekin, son olarak şunları söyledi: “Ne olursa olsun görüşe gitmeye devam edeceğiz. Tutsakların tekli hücrelere konulmasından kaynaklı birbirileri ile iletişimleri yok. Geçenlerde oğlum hücrede bir arkadaşının bayıldığını söyledi. Ses alamayınca kapıları vurmaya başlıyorlar o şekilde gardiyanlar bayıldığını öğreniyorlar. Yapılanlar zulümdür. Çocuklarımızı bu şekilde sindirmeye çalışıyorlar.”
Kaynak: JINNEWS