Kürt halkına karşı sürekli bir özel savaş yürütülüyor; psikolojik savaş altında Kürtlerin sağlıklı düşünmesinin önüne geçiliyor. Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarı ellerindeki onlarca TV kanalı, gazete ve diğer medya araçlarıyla Kürt halkına karşı bir propaganda bombardımanı yapıyorlar. Gerçekleri ters yüz ediyorlar. Sürekli algı operasyonlarıyla Kürt halkının kafasını karıştırmaya çalışıyorlar. Tüm bu psikolojik savaş ve propaganda bombardımanının amacı Kürt halkının AKP-MHP ittifakının soykırımcı diktatörlüğüne karşı mücadele içine girmesini engellemektir.
Bundan bir yıl kadar önce İngiltere’de herhangi bir kurumun Kürt sorunuyla ilgili yaptığı toplantıya hükümet yanlısı bir, iki gazeteci ya da akademisyen de katılınca hemen yeni bir çözüm süreci mi başlayacak haberleri servis edilmişti. Bu haberlerle AKP iktidarı uyguladığı faşist baskı ve Kürt düşmanı uygulamalarının üstünü örtmeyi, CHP, İyi Parti gibi siyasi güçlere yakın olan gazeteler de Kürtler ve HDP’yi AKP ile ilişkili göstermeyi amaçlamışlardır. Tersi istikamette görünseler de her iki kesim de aslında AKP-MHP iktidarına hizmet etmektedirler. Kürt halkı ve demokrasi güçlerinin AKP iktidarına yönelik mücadelesini zayıflatma çabası yürütmüş oluyorlar.
Oslo’da da yakın zamanda Kürt sorunu ile ilgili bir toplantı olmuş; buraya da Türkiye’den bazı gazeteciler ve akademisyenler ve daha önce akil insanlar grubunda olan bazıları gitmiş. Bunun üzerinden yeni bir çözüm süreci mi başlıyor gibisinden haberler yapılmış. Bunların tümü MİT kaynaklı operasyonlardır. Bir taraftan dünyayı, diğer taraftan Türkiye halklarını aldatma amaçlıdır. AKP-MHP iktidarı faşist baskı ve Kürt soykırımı yürütürken böyle algı operasyonları yapılması tabi ki planlıdır. AKP-MHP ittifakının demokrasi güçlerine ve Kürt halkına yönelik saldırılarını gözden kaçırmak için gündem saptırılmaktadır. Kürtlerle, demokrasi güçleriyle dalga geçen algı operasyonları yapılmaktadır. Bu kadar baskı ve zulüm yapılırken, kök kazıma ve soykırım politikası yürütülürken Kürtler çocuk ve aptal yerine koyulmaktadır.
Türkiye, Kürdistan ve Ortadoğu’da AKP politikaları ortadadır. Demokrasi güçleri ve Kürtleri ezme ve sindirme politikası gevşetilmeden sürdürülmektedir. Eskiden sokağa çıkana saldırırken şimdi kapalı yerlerde açlık grevi yapanlara saldırılıyor. Türkiye’de bir gerçek varsa o da budur. Böyle bir faşist saldırganlık karşısında sadece mücadele edilir. Bu zihniyet ve politikada ne demokrasi anlayışı vardır, ne de Kürt sorununun çözümü. Ancak bu iktidara karşı mücadele edilirse o zaman demokratikleşme imkanı ortaya çıkar ve Kürt sorununun çözümü tartışılabilir. Şimdi tersi bir durum varken, sanki bir çözüm süreci olabilirmiş gibi söylemler sadece faşizmin saldırılarını ve soykırım uygulamalarının daha kolay yürütülmesine hizmet eder. Bu yönlü haberlerin oltasına takılmak faşizmin oltasına takılmaktır. Bazı çevreler baskı ve zulüm altında bunaldığı için bu tür şeyler arzular ama gerçekler bu değil. Böyle bir ortam arzulanıyorsa bunun yolu sadece ve sadece mücadeledir.
Aslında bazı batılı ülkeler AKP-MHP iktidarının saldırıları ve Kürtlerin buna karşı direnişinde zorlanıyorlar. Ne Türkiye üzerinde, ne de Kürtler üzerinde istediği politikayı yürütebiliyorlar. Bu savaş politikası ve sert ortamdan çıkılmasıyla kendi politikalarını daha rahat yürütmek istiyorlar. Bu kesimler Türk devleti ve AKP-MHP iktidarı üzerinde baskı kurup bu savaş politikasını durdurma gücü gösteremiyorlar. Çünkü AKP-MHP ne Kürt sorununun varlığını kabul ediyor ne de savaş politikasını bırakıyor. Bu durumda bu ülkeler Kürt Özgürlük Hareketi üzerinde baskı kurarak, tek taraflı savaşı durdurarak politik sıkışıklıktan çıkmak istiyorlar. Ne demokrasi güçlerini ne de Kürtleri düşünüyorlar. Hatta AKP-MHP iktidarı ile normal ilişki sürdürerek demokrasi güçleri ve Kürtler üzerindeki baskılarını normalleştiriyorlar, hatta objektif olarak bu saldırıları teşvik etmiş oluyorlar.
Bu ortamda Kürtlerin direnişi bırakması; AKP-MHP iktidarının bu politikalarına teslim olması ve soykırım bıçağının altında boynunun vurulması olur. Bu nedenle Kürtler bu tek taraflı mücadeleyi bırakma ve teslim olma dayatmasını kabul etmiyorlar. Bir adım olursa 2 taraflı olur ve geçmişteki gibi oyalama ve sonra saldırma politikası olacak adımlar atılması kabul edilemez, diyorlar. İmralı’daki tecrit, baskı, Kürt siyaseti üzerindeki siyasi soykırım ve Kürt halkı üzerinde zulüm varken Kürtler için mücadeleden başka bir yol olamaz, diyorlar. Bu da sonuna kadar haklı ve doğru bir yaklaşımdır. Kürtler başka güçler rahatlasın ve kendi çıkarlarını yürütsün diye üzerlerindeki soykırım politikasını görmemezlikten gelip bu politikalara teslim olamazlar. Hiç kimsenin Kürtlere böyle bir şey dayatmaya hakkı yoktur. Başkalarının isteğine, keyfine ve rahatına göre Kürtler tutum takınamaz.
3 PKK yöneticisi hakkındaki karar, Başurê Kürdistan’da YNK’nin Tevger için aldığı kararlar bu çerçevede anlaşılmalıdır. Kürtler başkaları rahatlasın, kendi çıkarlarını sağlasın diye dayatmaları kabul etmediği için böyle kirli politikalar yürütülüyor. Çözüm süreci başlayabilirmiş gibi aldatmalar da Kürtleri aldatma, kandırma ve kendi politikalarını yürütme dayatmalarının başka bir biçimi olmaktadır. Kürtler 20. yüzyılda olduğu gibi Kürt soykırım politikalarına sessiz kalmadıkları ve direndikleri için böyle planlar, komplolar, saldırılar yapılmaktadır. Tüm demokrasi güçleri ve Kürt halkı bu gerçeği görmeli, psikolojik savaşın algı operasyonlarını boşa çıkarmalıdırlar. Kürtlerin, Kürt Özgürlük Hareketi’nin özgürlük ve demokrasi özlemleri ve bu yönlü mücadeleleri vardır. Bazılarının rahat yaşaması ve çıkarlarını kolayca yürütmesi için özgür ve demokratik yaşam mücadelesinden vazgeçmeleri düşünülemez.
Kürtlerin ve demokrasi güçlerinin şu anki gündemi PKK Lideri Öcalan, Kürt siyaseti ve Kürt halkı üzerindeki baskılara karşı başlattıkları mücadele kampanyasını sürdürmek ve yaygınlaştırmaktır. Açlık grevleri ve bu eksende yürütülen mücadele şu anda temel gündemleridir. Psikolojik savaşın algı operasyonları bu mücadeleyi gevşetme ve zayıflatma amaçlıdır. Demokrasi güçleri ve Kürt halkı bu algı operasyonlarını yutmayacak kadar bilinçlidirler.