Özgür Ülke gazetesinin bombalanmasının 24. yıldönümünde, yine eski gazete binasının önünde bir anma toplantısı yapıldı.
Bombanın ardından gazete, tüm imkansızlıklara rağmen 4 sayfa olarak yayınlanmıştı ve şu manşetle çıkmıştı; “BU ATEŞ SİZİ DE YAKAR!”
Gerçekten de, ateş coğrafyayı yakmaya devam ediyor.
Özgür Ülke geleneği devam ediyor bir yandan ancak ateş yakıyor. Acılar, üst üste katlanmış, halk acılar yorgunu…
Benim açımdan, insani duyguların en güzeli, en anlamlısı ‘VEFA’ duygusu.
Ölüp gidenlere, anılara, vefalı olmayı daima çok önemsedim.
O kadar çok ölen, katledilen insan oldu ki, sadece bu gazetecilik geleneği devam etsin diye…
5 Ağustos 1992 günüydü.
Henüz çocuk yaştaki Burhan Karadeniz, “beyaz Toros’la gelen, ‘derin devlet’” güçleri tarafından vuruldu. Özgür Ülke’de çalışıyordu Burhan… Yaralanmıştı… Sonraki yaşamı tekerlekli iskemlede devam etti.
Brüksel’de gazetecilik yapmaya devam etti.
Aklı hep ülkesinde kalmıştı; gelmek istiyor ama gelemiyordu.
Ve bir gün, bir insanın verebileceği en zor kararı verdi; kendi yaşamını sonlandırdı.
Burhan’ın vurulmasından tam 3 gün sonra, 8 Ağustos 1992’de, bu kez Hüseyin Deniz aynı güçler tarafından katledildi.
Hüseyin Deniz’in katledilmesinin ardından, Ape Musa büyük bir acı içinde bir yazı yazdı. Yazıyı şöyle bitirmişti: ‘Senin toprağını öpeyim, Hüseyin.’
Musa Amca, henüz kendi kaderinden habersizdi.
Aradan 1,5 ay geçmişti. Bir gün Musa Amca’nın evine kontra güçler gelmiş, dışardan tehditler savurup silah gösterip gitmişlerdi. Bir hafta sonra bir toplantı için Diyarbakır’a giden Musa Amca, sevdiklerinin tüm ‘gitme’ isteklerini reddetmişti ve beklenen, tahmin edilen oldu.
İnsanlık düşmanı güçler, 72 yaşındaki Musa Amca’yı da katlettiler.
Bu coğrafya, ‘acılar coğrafyası’ ve bu acıları en başından beri duyurmaya çalışan bir gazetecilik geleneği!
Bombalara, ölümlere rağmen, devam ediyor!
Vefa, ne güzel bir duygu!