Kamışlo’nun Amude ilçesinde bulunan Beylesan Salonu’nda gerçekleştirilen Uluslararası Afrin’de Demografik Değişim ve Etnik Temizlik Forumu devam ediyor.
Forumun ikinci gününde ilk oturumda Afrin etnik temizlik ve demografi değişimi askeri açıdan tartışılacak. Dr. Ehmed Durzi’nin moderatörlüğünü yapacağı oturuma Fransız yazar Patrice Franceschi ve yerelde bazı yetkililerin oturumda konuştu. Fransız yazar ve askeri danışman Patrice Francesechi forumda yaptığı konuşmada, Afrin’de ve benzer olayların yaşandığı diğer dünya bölgelerinde öncelikli amacın demografi değişimi olduğunu belirtti. Francesechi, Türk devlerinin Afrin operasyonunu meşrulaştırmak için bölgesel ve küresel güçlerin müdahalesi ile karşılaşmamak için birçok adım attığını ve strateji oluşturduğuna dikkat çekti. Francesechi sözlerini şöyle sürdürdü: “Türk devleti Afrin halkını korkutmak ve morallerini düşürmek için demografiyi değiştirmek istedi. Türk devletinin dış güçlerin müdahaleleriyle karşılaşmamak için çete gruplarıyla savaştığı argümanını kullandığını ve bu şekilde de uluslararası sessizliği garantiledi.” Erdoğan’ın, güçleri sınırda top atışları sürdürmesine rağmen tüm dünyayı, Afrin operasyon yapmaya niyetinde olmadığına ikna etmek için çabaladığını dile getiren Patrice Francesechi, Erdoğan’ın bu girişiminde başarılı olduğunu söyledi ve şöyle dedi: “Bu yüzden Afrin operasyonu öncesi diplomatik savaş yürüttü. Bu diplomatik saldırıların amacı Rojava’yı diplomatik alanda güçsüz bırakmaktı. Eğer diplomatik alanda güçsüzleştirme sağlanırsa operasyon kolaylaşacaktı.” dedi. Nesrin Abdullah, Suriye’deki gelişmelere dikkat çekerek, “Taraflar kendi ekonomik ve siyasi çıkarları doğrultusunda Ortadoğu haritasını çizmeye çalışmaktadır” dedi. Suriye’nin Üçüncü Dünya Savaşı alanına döndüğünü belirten Abdullah, amaç, yöntem ve içerik olarak daha önce böyle bir savaşın yaşanmadığına dikkat çekti.
Abdullah, şöyle devam etti: “Suriye savaşına katılan güçlerin anlaşmazlıkları bu coğrafyada toplanmıştır. Yaşanmakta olan savaş, başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere toplumun tüm bileşenlerini, kesimlerini hedef almaktadır. Milyonlarca kişinin göç ettiği, binlerce kişinin kayıp olduğu ve binlerce kişinin de öldürüldüğü, yaralandığı belirtiliyor. Bölge alt yapısı harabeye çevrilmiş durumda. Uluslararası araştırma merkezlerinin resmi raporlarına göre yıkımın maliyeti 400 milyar dolara varıyor.” Türkiye’nin Suriye savaşındaki rolüne işaret eden Nesrin Abdullah şu değerlendirmelerde bulundu: “Bu savaşta Türkiye, Suriye’ye müdahale yarışında birinci olmak ve halkın demokratik hareketini manipüle ederek kendi çıkarlarına ve amaçlarına hizmet edecek hale getirmek istemiştir. Bazen kendisini Suriye halkının savunucusu gibi göstermiş, bazen de Suriye bileşenleri arasında fitne çıkarmaya çalışmıştır. Kendi yanına çektiği muhalefeti de kendi çıkarları için bir araç olarak kullanmıştır. Ayrıca diğer gruplarla da siyasi pazarlıklara girişmiş ve Afrin de bu güçlerin siyasi pazarlıkların kurbanı olmuş, işgal edilmiştir.
Türkiye Afrin’de gerçeklikten uzak bahanelerle uluslararası hukuku çiğnemiştir ve hala da Suriye halkının kanı üzerinden çıkar hesapları yapmakta, Osmanlı hayalini gerçekleştirmek amacıyla politika yürütmektedir.” Türkiye’nin siyasi, coğrafik ve toplumsal açıdan yeni bir kriz yaratmaya çalıştığını belirten Abdullah, “Bu doğrultuda son olarak Cindires ilçesinde yeni bir sınır kapısı açmıştır” dedi. Afrin opersyonun ardından yaşananları anlatan Abdullah, şu bilgileri verdi: “Afrin’de her gün yaşanan öldürme, işkence, kaçırma ve zorla göç ettirme gibi suçların yanısıra toplumun yapısı da değiştirilmek isteniyor. İşlenen insanlık suçlarının kaydını tutan kurumların hazırladığı 7 aylık rapora göre; 18 Mart-29 Eylül 2018 tarihler arasında 335 sivil şehit olmuş, 729 sivil yaralanmış, 937 kişi kaçırılmış ve 72 çocuk mayın patlamaları nedeniyle yaşamını yitirmiştir. Bu sayı artmaya devam etmektedir.”
400 bin Afrinli göçertildi
İşgalden önce ambargoya rağmen Afrin bölgesinin göçmenler için en güvenli bölge olduğunu hatırlatan Abdulla şunları ifade etti: “Suriye’nin farklı yerlerinden göçmenler çok renkli toplumsal yapı ve ortak yaşam anlayışı sayesinde Efrîn’de birarada yaşamakta, Afrin halkı mevcut imkanlarıyla göçmenlere destek olmaktaydı. Efrîn Toplumsal Çalışmalar Konseyi’nin raporlarına göre 2014 yılından işgale kadar geçen süre içerisinde aralarında kadın, çocuk ve yaşlıların olduğu 400 binden fazla göçmen Afrinlilerin evlerinde ve Rubar Kampı’nda kalmıştır.”
KAMIŞLO