Karadeniz coğrafyası HES’ler ve madenlerle adeta işgale uğramış durumda. Yeşil Yol’la birlikte yaylalar maden alanlarına dönüştürülürken, 24 HES’in bulunduğu Solaklı Vadisi’ne yeni HES kurulmasına karşı halk direnişe başladı
Karadeniz Bölgesi, tüm Türkiye coğrafyasında olduğu gibi cehennem kaçkınlarının işgali altında. HES’ler, ‘Yeşil’ yollar, madenler, kentsel yağma, orman katliamı, mera işgalleriyle o güzelim doğanın, birçok endemik bitki ve hayvanın soyu hızla tüketilmeye başlandı. İnşa edilen barajlar ve yüzlerce boru tipi HES ile doğası tamamen tahrip edilmiş Karadeniz’de seller can almaya, evleri, bağları, kentleri yerle bir ediyor. Diğer yandan bölgede 300’ü aşkın HES’le sular doğadan koparılarak susuz dereler ortaya çıktı. En son 24 HES’in olduğu Solaklı’ya yeni HES kurulumuna karşı halk direnişe geçti.
‘Soğukta nöbet tutuyoruz’
Solaklı Vadisi’nde bulunan ve Uzungöl’ü besleyen dere üzerine HES inşa edilmesine karşı çıkan halk, devletle kol kola girmiş sermaye yağmasına karşı direnişe geçerek nöbet tutmaya başladı. Solaklı’da gerçekleştirilmesi planlanan HES projesi için şirketin iş makinelerini Trabzon’un Çaykara ilçesine getirmesinin ardından, bölge halkı proje alanını trafiğe kapatarak nöbet tutmaya başladı. Yurttaş Zinnet Sevil, “Bu soğukta geceden beri ayakta burada nöbet tutuyoruz, doğamızın katledilmesine derelerimizin kurutulmasına her anlamda karşıyız” dedi.
Bölgeye TOMA’lar gönderildi
MA’da yer alan haberde bölge halkının yolu kapatma eylemine karşı asker yolun açılmasını istedi. Yurttaşlar, bölgedeki HES için yasal sürecin devam ettiğine işaret ederek, çalışmaya izin vermeyeceklerini bildirdi. Bölgede özel arazilerinin bulunduğunu ve bunlar için kendilerinden izin alınmadığını söyleyen bölge halkı, yolu açmayacaklarını vurguladı. Yurttaşların eylemi devam ederken, bölgeye TOMA’lar gönderildiği öğrenildi. Yine HES’e karşı direnen bölge halkına karşı sinyal bozucu araçlarla iletişimin kesilmeye çalışıldığı öğrenildi.
‘Solaklı’da 24 HES yaptılar’
Muhtarlar yurttaşların direnişte olduğu Taşkıran Mahallesi’ne giderek direnişi sürdüreceklerini duyurdu. ANKA’da yer alan habere göre, Uzungöl’de turizm işletmecisi Fatoş Zengin, “Planlar projeler çizilmiş ve bir güzel algı operasyonuyla bizlere servis ettiler ve yalnızlaştırdılar. Bıktırma, bezdirme politikaları… 2019’da imar olmayan bir yerde imara aykırı yapılaşma var diye milletin tapulu arazilerindeki evlerini yıktılar. Şimdi de can suyumuza, deremize, Solaklı Vadisi’ne göz diktiler. 24 HES yaptılar, geri kalan suya da göz dikilmiş. Biz bunun için mücadele edeceğiz kesinlikle mücadele edeceğiz kanımızın son damlasına kadar savaşacağız yapacak başka bir şey yok” dedi.
‘Derelerimizi teslim etmeyeceğiz’
Doğamızı kimlerden koruyoruz? Diye soran Zengin, “Bizi yönetenlerden bu Üzücü bir şey biz buna çok üzülüyoruz, gerçekten çok üzülüyoruz ve bizi bir şirkete feda ediyorlar destek almadan kendi imkanlarımızla yıllarca çalıştık didindik dünyaya tanıttık o zamanlar iyiydik de şimdi mi kötü olduk. Bu şekil doğamıza giriş yapmalarına katliamlara asla izin vermeyeceğiz” diye belirtti. Yurttaş Zinnet Sevil, “Yüz yıllardır bu topraklardayız. Çocuklarımız burada doğdu büyüdü bizim çocukluğumuz gençliğimiz burada geçti, dışarıdan gelen insanların hayatımıza yön vermeye çalışmasını reddediyoruz” dedi. Mehmet Yazıcı ise, “Derelerimizi doğamızı kimseye teslim etmeyeceğiz gönül rızasıyla eğer bunu yapacaklarsa bizi çiğneyip geçecekler söyleyeceğimiz budur” diye belirtti.
‘Sermayeye karşı direnişe devam’
Yurttaşlardan Ali Dursun, “Bu yağmaya bu işgale karşı kesinlikle direneceğiz burayı kimseye peşkeş çekmeyeceğiz. Burası turizm bölgesi olduğu için daha da bir önemi var, Kaz Dağları’ndan çıkın dere başına kadar her yerde derelerimizi savunacağız, sermayeye karşı korumaya çalışacağız direnişe devam” dedi. Eski Taşkıran Muhtarı Ahmet Karaca şöyle dedi: “Nöbeti başlattık sabah akşam demeden nöbetteyiz HES’e karşıyız. Uzungöl, Taşkıran, Çaykara’da biz buna karşıyız, bunu yaptırmayacağız. 2012 yılında ben muhtardım 2012’de bu ÇED raporu iptal edilmişti, şimdi bunlar kanunsuz iş yapıyorlar. Demokrasi varmış hesapta ama demokrasi ile bir alakası yok.”
EKOLOJİ SERVİSİ