Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından “yol yapımı” gerekçesiyle Diyarbakır’ın Sur ilçesinin Dabanoğlu Mahallesi Orta Karataş Sokak’taki mermer atölyesi ve üzerindeki 259 metrekare alanda bulunan ev ve işyeri kamulaştırıldı. Kamulaştırılan arazinin 135 metrekare ve 124 metrekare olmak üzere iki ayrı tapusu bulunmasına rağmen hiçbir onay alınmadan hakkında yıkım kararı alındı. 2017 yılında aileye gelen tebligatta, arazinin birinci parselinin 33 metrekarelik yol yapımı gerekçesiyle kamulaştırıldığı öğrenildi. Ardından 2018 yılında gelen ikinci tebligatta, 124 metrekare olan ikinci parselin de kamulaştırıldığı ortaya çıktı. Yaklaşık 2 ay önce, 33 metrekare yol yapımı gerekçesiyle birinci parselden kimi kısımlar yıkıldı.
Parça parça yıkım yapılıyor
Ev ve iş yerlerinin bir kısmı yıkılmasına rağmen aynı evde yaşamını sürdürmeye çalışan aile, mağdur edildi. Evin boşaltılması için sürekli polislerin tehditlerine maruz kalan aile, evin parça parça yıkılmasıyla birlikte elektrik kesintileriyle karşı karşıya. Evinin bir kısmı yıkılan Necla Okay, alınan karar üzerine mağduriyetlerinin ortadan kaldırılması için Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne başvurduklarını; ancak sonuç alamadıklarını belirtti. Maruz kaldıklarının ilgili mercilere iletmek için giden Okay, “Memur, ‘Evine devlet el koydu’ diyerek beni kovdu” dedi. Yaşadığı hukuksuzluğa tepki gösteren Okay, “Bize terörist diyorlar; ama en büyük terörist onlardır. Asıl teröristler, bu kışın ortasında çocuklarıma ve bana bu zulmü yaşatanlardır” diye konuştu.
Onarılması engelleniyor
33 metrekarelik yıkımın ardından evin tahrip olan yerlerinde onarım yapmalarının engellendiğini ifade eden Okay, “Çocuklarımın hepsi evde hasta oldu. En küçük çocuğum astım hastası oldu. İki aydır banyosuz bir evde yaşıyorum. Banyo yapmak için eşe, dosta gidiyoruz” dedi. Polisler tarafından evi boşaltmaları yönünde sürekli tehdit edildiklerini söyleyen Okay, “Burası benim hem evim hem de ekmek teknem. Ben yıllarca vergi ödedim. Şimdi ‘kamulaştırma var’ deyip beni kendi evimden çıkarmaya çalışıyorlar. Bizim kimseye zararımız olmadı. Bu evi de ekmek teknemizi de kimseye bırakmayacağız” ifadelerini kulandı.
‘Evim 20 yıllık emeğim’
Eşi Ali Rıza Okay da, “Ben bu kışın ortasında nereye gidip ev ve işyeri bulayım. Kiralar almış başını gitmiş. Şu iş yerindeki makinaları söktüğüm gibi çöp olacaklar. Bu makinaları yeniden alacak gücüm yok” sözleriyle isyan etti. Ev ve işyerinin tapulu olmasına rağmen hak talep edemediklerini dile getiren Okay, “Onların bize sunduğu ev, para ve TOKİ’dir. Ama biz bunları istemiyoruz. Ev tekliflerini kabul etsek bile bizi kuraya tabi tutacaklar. Yani bize nereden ev verecekleri de belli değil” şeklinde konuştu. “Kendi dişimle tırnağımla bu evi ve iş yerini kurdum. 20 yıllık emeğimi, işimi ve evimi elimden almaya çalışıyorlar. Bu zulüm değil de nedir?” diye soran Okay, evlerini terk etmemekte kararlı olduklarını söyledi. Okay, “Burada çocuklarım için bir gelecek inşa ettim. Burayı bizim elimizden aldıktan sonra gidebileceğimiz hiçbir yerimiz yok. İsterlerse başımıza yıksınlar, bu evden çıkmayacağız” diye vurguladı.
Servet Karaduman/Diyarbakır-MA