Aryen Yayınları’ndan çıkan Nilüfer Şahin’in ‘Gün Işırken’ ve Fırat Can’ın ‘Umut ve Mavi’ romanları hakkında toplatılma kararı verildi. Gazetemize konuşan yazar Can, ‘Gerçek barış, korkunun ve sansürün değil, özgürlüğün hâkim olduğu bir ortamda sağlanabilir’ dedi
Ahmet Güneş
Aryen Yayınları’nın “Gün Işırken” ve “Umut ve Mavi” romanları hakkında 2022 yılında yasak kararı verilmesine rağmen, yayınevine kararın bildirilmediği öğrenildi. Edinilen bilgilere göre; Aryen Yayınevi, baskısı tükenen Nilüfer Şahin’in “Gün Işırken” ve aynı zamanda gazetemizin yazarı olan Fırat Can’ın “Umut ve Mavi” kitaplarının yeni baskısı için bandrol başvurusunda bulundu. Ancak yayınevi yöneticileri “Başvuruya konu kitaba ilişkin yargı kararı gereğince, bandrol başvurusunda bulunulamamaktadır” uyarısı ile karşılaştı. Yayınevi, konuyu araştırınca 2022 yılında “Gün Işırken” için Eskişehir 2. Sulh Ceza Hakimliği, “Umut ve Mavi” için de İzmir 2. Sulh Ceza Hakimliği tarafından “sakıncalı yayın TMK 7/2 ile Basın Kanunu 25/2 çerçevesinde ülke genelinde yasaklanması ve toplatılması kararı” verildiğini öğrendi.
Her iki kitabın yasaklanmasına ilişkin kararlar ise yayınevine tebliğ edilmedi.
Umut ve Mavi romanının yazarı Fırat Can, gazetemize yasak kararına ilişkin konuştu.
Umut ve Mavi romanının bir özgürlük mücadelesi anlamına geldiğini belirten Can, “Umut ve Mavi adlı romanım, Ferit ve Pınar’ın dağlara doğru yaptıkları yolculuğu odağına alarak, insan ruhundaki çatışmaları, hayata dair tereddütleri ve sevginin çeşitli tonlarını derinlemesine ele almaktadır. Bu eser hem okuyuculara hem de toplumumuza bir ayna tutmayı amaçlamaktadır. Ancak, yazdığım bu eserin, toplatılma kararı ile karşılaşması, toplumumuzda yaşanan iç barış söylemlerinin ne denli yüzeysel olduğunu gözler önüne sermektedir. Türkiye hükümetinin, sözde iç barışı tesis etme çabalarını ve bunun altında yatan ikiyüzlülüğü şimdi açıkça görmekteyiz. Barışın ve özgürlüklerin yalnızca söylemde kaldığı, düşüncelerin kontrol altına alındığı bir ortamda, sanat ve edebiyat eserlerinin yasaklanması, düşünce özgürlüğüne yönelik ağır bir darbe niteliğindedir” diye konuştu.
“Umut ve Mavi” romanının toplatılma kararı almasının ardındaki asıl sebebin, gerçeği sorgulayan ve yalanı deşifre eden bakış açısının tehdit olarak algılanması olduğunu belirten Can, “Hükümetin sözde barış söylemleri, bir yandan bireylerin sesini kısıtlarken, diğer yandan samimiyetten uzak olduğunun açık bir göstergesidir.
Bu bağlamda, eserimin yalnızca edebi bir çalışma değil, aynı zamanda ülkenin kırk yıldır yaşadığı acıları göz önüne serme, bunu duyurma aracı olduğuna inanıyorum. Pınar ve Ferit’in yolculuğu, pek çok bireyin hayata karşı sergilediği direnişin bir yansımasıdır. Bu bağlamda, “Umut ve Mavi”nin toplatılmasının, halkın düşünce dünyasına yapılan bir müdahale olduğunu vurgulamak isterim” dedi.
Can, konuşmasının devamında şöyle dedi:
“Sonuç olarak, kalemlerimizi susturmak için atılan bu adımı kabul etmiyorum. Tüm sanatçıların ve yazarların, barış içinde bir arada yaşama idealini gerçekleştirebilmesi, fikirlerinin özgürce ifade edilebilmesi adına bu mücadeleye devam edeceğim. Gerçek barış, korkunun ve sansürün değil, özgürlüğün hâkim olduğu bir ortamda sağlanabilir.”